Başlığı atarken içim tuhaf oldu gerçekten, Yanılsama çok aniden yayımlanan bir kurguydu. Daha karakterleri bile düzgün oluşturmamıştım. Neyse ki zamanla şekillendi ve buraya kadar geldik. Buraya kadar baştan okuyarak geldiyseniz bence bir soluklanın, çünkü uzun bir final olacak. Ve bir şarkı adamıyorum çünkü her hissi barındıran bir final.
İyi okumalar...
****
Yanındaydım, şimdi yok
Ses yok, his yok
Kabuslarım geri geldi
Gün ışığım silindi****
Yağmur başlamıştı, gece herkes odalara çekildiğinde beni uyku tutmamıştı. Yağan yağmurun cama vuruşunu dinliyordum. Alkan da uyuyamamıştı, o da boş boş tavanı seyrediyordu. Sanki...her şeyin bitecek olması beni boşluğa düşürmüştü. O boşluktan ne yaparsam yapayım kurtulamıyordum. Sevmediğim yağmur damlalarının sesi zihnime dolarken kendimi biraz daha rahatlamış hissettim. Yağmuru evdeyken seviyordum, dışarıdayken de bir o kadar nefret ediyordum. Başka hiçbir ses yoktu, sadece yağmur...
"Ne düşünüyorsun?" dedi Alkan bana doğru yan dönerken. Ben de aynı şekilde ona döndüm. "Ne düşünmem gerektiğini düşünüyorum."
Alkan kafasını sallayıp dudaklarını birbirine bastırdı. Ona uzun uzun baktım, korkum anı yaşamamı engelliyordu. Korkum o kadar büyüktü ki zihnim onunla kaplanmıştı. Yeni bulmuştum, kaybedemezdim. Bir teknedeydik, dümende olan kimdi? Kim yelkenlerle uğraşıyordu? Bir fırtınada yelkenlerle birlikte kopup giden kim olacaktı?
Yeterince kaybetmedim mi?
"Yaşa Alkan..." dedim istemsizce. "Ne olursa olsun yaşa."
"Yine başladın Zara, korkma artık. Atlatacağız, bir şey olmayacak."
Bilmiyordu, benim hislerim kuvvetliydi. İyi hissetmiyordum. Gelecek göğsüme bir bıçakla izler kazıyordu. Ölüm yazmıştı daha az önce. Haykırışlar yazmıştı, nasıl tepkisiz kalırdım? En son hislerim beni uyardığında annem ölmüştü. Yine biri ölecekti, bu kez ben olmalıydım. Ben o acıyı gerçekten kaldıramazdım. Alp'in ölümü zaten hepimizi çok sarsmıştı, biri daha...Olmazdı. O tercihi ben yapmalıydım. Bencillikti, farkındaydım ama dayanamazdım.
"Alkan...bilmiyorsun."
"Anlat da bileyim o zaman güzelim." Saçımı arkaya doğru attı. Anlayışlı bakıyordu. Ne desem fayda etmezdi. O korkularımın yersiz olduğunu söylerken bile tedirgindi ama belli ki farkında değildi.
"İçimde bir sıkıntı var, en son annem ölmeden önce böyle hissetmiştim." Saçlarımla oynayan elleri duraksamamıştı bile. Çok önemli bir iş yapıyor gibi oynamaya devam ediyordu. Ama gözleri gözlerimdeydi, endişemi anlıyor muydu? "Zara, kötüyü çağırıyor olabilir misin acaba?" dedi oldukça ciddi bir şekilde. Bu tür şeylere inanıyor muydu? Ben bu konular hakkında hiç düşünmemiştim. Sürekli kötü düşünmek kötü şeylere sebep olabilir miydi?
"Bilmiyorum, belki de..." Tavana bakarak konuşmuştum, eğer kötüyü gerçekten düşünerek çağırıyorsam yanmıştım. Aklımdan geçenleri kaç kitaba, kaç sezon diziye sığdırabilirdim ki?
Alkan anlık olarak saçlarımı bırakıp beni göğsüne doğru çekti ve kollarını bedenime sardı. Göğsüne yaslıydım, başım çenesinin hemen altındaydı. Saçlarımı öptü ve "Korkma artık, her şey istediğimiz gibi olacak." dedi sakince. Gözlerimi bir süreliğine yumdum ve huzuru kokladım, sanki üstümüzden bir rüzgar geçmişti. Bir yaz günü serin piknik alanında çimenlerde uzanıyorduk sanki. Sanki bunların hepsi birer halüsinasyondu. Asıl hayatım belki de çok başka yerdeydi. Belki de delirmiştim, kendimi kurduğum korkunç senaryoların içinde bulmuştum. Bu ihtimal bir an bedenimi buz gibi soğutmuştu. Deliler deli olduğunu fark edemezdi ki! Sorun yoktu...umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILSAMA
Mystery / ThrillerYanıldım, kendi geçmişim hakkında fena yanıldım. Bildiklerimden çok bilmediklerim var büyük kapılar ardında. Anne özledim seni...Baba, o gün kestim sesimi. Dön geriye, yaşa tekrar. Hisset acıyı... Bir gün, gelecek doğuracak sancıyı. Kısa Hikaye (...