43

428 23 61
                                    

Yokuş aşağı koşuşlar
Kalabalıkta kayboluşlar
Yanılışlar, yakarışlar
Dönüp duran yanılsamalar

****

Ağzım açık bir şekilde donmuş bir şekilde odayı izlerken arkamdaki nefesi hissedip yüz ifademi bozmadan arkaya döndüm. Alkan karşımızdaki manzaraya anlam veremez bir şekilde bakıyordu. Burası...neydi?

Karşımda birçok ekranı olan duvara sabitlenmiş bir monitör vardı. Altındaki masada da monitörü kontrol eden pek çok tuş bulunuyordu. Ekranlar duvarı kaplıyordu, yan duvarda da panolar ve üzerine çizilmiş fazla sayıda kağıt vardı. Ve odanın diğer kenarında da laboratuvar malzemeleri bulunuyordu.

"Ne?" dedim kısık sesle. Kağıtlara doğru ilerlerken içimdeki bilinmezlik hissi göğsümde koskoca bir boşluğa dönüştü. Bilmem gereken şeyler tahmin ettiğimden de fazlaydı...

Kağıtlara bakarken pek çok farklı dilde yazı ve modellemeler gördüm. Birkaç kelimenin altı kırmızı çizgilerle çizilmişti, babamın bir çalışmasıydı. Ne olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Bu bir icattı.

Pek çok alt birimden oluşan bir icattı, nasıl olduğunu anlamasam da küçük bölmelere sahipti. Bir yabancı kelimeyi aradan yakaladığımda yutkundum. Drugs...

Uyuşturucu...

Babamın uyuşturucularla kişisel olarak ne gibi bir ilişkisi olabilirdi?!

Bedenim farkındalıkla sarsılırken geriye doğru sendeledim. Alkan durumu çoktan çözmüş bir şekilde hızlıca omuzlarımdan tuttu. Görüşüm bulanıklaşırken kafamı iki yana salladım. "Hayır, hayır, hayır! Babam bunu yapmış olamaz!"

"Zara sakin ol!" Alkan bedenimi kendine doğru çevirdiğinde ellerimi omuzlarına çıkarıp gözlerimi gözlerinden ayırmadan öylece ona baktım. Kendinden emindi, bakışları kararlıydı. Neden?

"Biliyorum duyguların böyle durumlarda mantığının önüne geçiyor! Ama bir düşün Zara! Sence babanın amacı farklı olsaydı bunu onlardan saklar mıydı?!"

Dediğini kısa bir süre kafamda tarttım. Mantıklı geliyordu, ama hala amalarım vardı. "Babanın böyle bir şeyden haberinin olması gerekmez miydi?"

Sakince derin nefesler alarak kurduğum cümle sonrasında Alkan kafasını iki yana salladı. "Hayır, ikisine de farklı şartlar sundular. Babanın zekasının farkına varıp bu şekilde tehdit etmiş olabilirler."

Kalbimin üstüne bir ağırlık düştüğünde ihtimaller kafamı iyice kurcalamaya başlamıştı. Babam...ya çok kötü bir insandı ya da çok acı çekmişti. Korumak için...

"Biraz daha bakınacağım." dedim ve Alkan'dan uzaklaşıp monitörlerin olduğu tarafa yürüdüm. Gözlerimi kırpıştırdım, bir hayat vardı gözümün önünde. Gidişatı yokuş aşağı, freni olmayan bir araba içinde. Monitörlerin yanındaki duvardaki çıkıntıyı fark ettiğimde oraya doğru yürüdüm. Çıkıntının üzerine elimi koyup bastırdığımda duvar yavaşça geriye doğru kaydı ve önüme bir başka oda çıktı.

"Daha ne kadar şaşırabilirim ki..?" dediğim her anda daha çok şaşırıyordum. Alkan'ı beklemeden içeriye daldığımda ışık yandı. Burası daha dar bir odaydı. Karşımda üstü siyah çöp poşetleriyle örtülü bir şeyler vardı...bir dağ gibiydi. Yürüdüm, yürüdükçe içimde bir şeyler çatırdıyordu. Babam...bunları yok etmek istemişti. Bunun için uğraş vermişti. Ama son anda bir şey olmuştu. Belki de planının farkına varılmıştı.

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin