2.KİTAP | 8.Bölüm: Ninni

30.7K 2K 3.8K
                                    

Merhabaaa

Bölüm uzun...

Güzel okumalar ✨

Güzel okumalar ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




8.BÖLÜM: NİNNİ


Hırsımla dolan ruhum, yalnızlığımdan besleniyordu. Ben bu acının içindeyim, acı benim içimde değil. Ne zaman başladım ben böyle yenilmeye? İlk ne zaman kaybettim sadakati? Hangi günahın cezası oldu bu ıstırap dolu yalnızlık? Oysa en beterini hak etsem bile ihaneti hak etmediğime yemin edebilirdim.

Günün sonunda felaketi yaşayıp döndüğümde, orada beni bekleyecek biri olsun. Eğer buna inanırsan, aslında günün sonunda ölüsün. Belki de oranın adı cennet, şayet günahkarın teki olmasaydın.

Araba hareket ederken, gözlerimi onlardan ayırmadım. Rahşan başını Reha'nın omzuna yasladı ve Reha, dudaklarını kız kardeşinin anlına bastırarak sakinleştiren bir şeyler fısıldadı. Eminim, sakinleştirecek bir şeyler söylemişti kesin! Kısık ve rahatlatıcı sesiyle, ona kendini güvende hissettirtecekti. Ben burada yalnızlık içindeyken...

Gerçekten yanında birileri olan insanlar, bu güç mücadelesinden farklılar. Benden farklılar.

Babam dahi benim yüzüme bakmamışken, kendi kızının yanında olmayan insanların olduğu dünyada kimden ne beklerim ben? Ama o, buna sahip. Görüyorum, o güvenebileceği bir abiye sahip.

Ben ise koca bir hiçe.

Mezarlıktan çıkarken kapıdaki magazin muhabirlerin yanından hızla geçmiştik. Arabanın peşinden ilerlemeye çalışanlar olduysa da yetişemeyecekleri ortadaydı.

Akıp giden yolu izlerken aklım bedenimden ayrılıp olay arasında kayboluyordu.

Reha'nın dönüşü bir yıl boyunca düzenli giden hayatıma büyük bir darbe vurmuştu. Bilinmezlik içindeydim, hamlelerimi nasıl belirleyecektim? Reha'nın söyledikleri, kelimelerinin arasına sakladığı anlam katilin o olduğunu işaret ediyordu.

Ama neden? Bir insan nasıl babasını öldürür?

Kafayı yemek üzereydim, gerçekten artık ne yapacağımı bilmiyordum.

Yalıya vardığımızda kapıdaki görevlilerden biri kapımı açtı, arabadan inerek topuklu ayakkabılarım üzerinde eve doğru yürüdüm.

Kimseyle tek kelime konuşacak halim yoktu. Ben sessizce yürürken "Bir misafiriniz var. Sizin dönmenizi bekledi." Dedi görevlilerden biri. Sıkıntıyla soluklandım. Kim beni bekliyordu? Salondan içeri girdim. "Kimmiş misafirim?" ancak onu gördüğümde sorumun cevabını almıştım.

Salonda beni bekleyen Şebnem'di.

Büyük boydan camın önünde, dışarıyı izliyordu. Bir ayağını sabırsızca yere vuruyorken beni fark etti. Bana dönerek birkaç kararsız adım attı.

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin