Merhabaaaa ✨
İki bölümdür Reha nerde diye sorup duruyorsunuz, sizi bir kavuşturayım dedim 🙃
14.BÖLÜM: EV
Yakama tutunuyordu, keskin tırnakları olan acizlik. Benim de acizim olmuş. Orada kalmaya devam edecek misin diye sor, cevap verirse muhakkak ağlayacak. Yakalarını katla, tırnakları çok güçlü. Ondan nasıl kurtulacaksın? Susuyorsun, herkes gibi.
Giderken arkamdan bakacak insanları istemiyor, giderken durduracak insanı istiyordum.
Ama ben giderken dur diyen olmadı. Odadan öylece çıkıp gittim. Elimdeki serum bitmişti, bulduğum ilk hemşireden serumu çıkarmasını istedim. Ancak o, bana odama gidip beklememi söyledi. İtirazlarıma rağmen beni tekrar odaya yollamıştı.
Neyse ki ben odaya döndüğümde kimse yoktu. Yatakta oturup hemşirenin dönmesini bekledim. Çok geçmeden gelen hemşire kolumdaki serumu çıkarıp odadan çıktı. Üzerimdeki hastane kıyafetlerinden kurtulup dolaptaki kendi kıyafetlerimi giyindim.
Buraya getirildiğimde doktora ne demişlerdi acaba? Evde ampulü değiştirmeye çalışırken kendine elektrik çarpmasına neden olmuş, bir de çıktığı sandalyeden düşerken kendini yaralamış mı?
Kapıyı açarak odadan çıkmaz üzereydim ki aynı anda kapı açıldı ve içeri Reha girdi. Geriye doğru çekilerek aramıza mesafe koydum.
Demek o da buradaydı. Uyandığımda yanımda olmadığından gitmiş olabileceğini düşünmüştüm. Arabadayken söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Bana bir şey yapmayacağına inancım yoktu. Ama artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görebiliyordum. Belki de eskisinden de kötü olacaktı.
Direkt "Şebnem nerede?" diye sordum.
Gözleri üzerimde gezinip tekrar gözlerimi buldu. "Burada."
Odadan çıkarak hastanenin beyaz döşemeli koridorunda yürümeye başladığında peşinden gittim. Odalardan birinin önünde durup kapıyı açarak içeri girdi. Hemen arkasından içeriye girdiğimde gözüme ilk çarpan tekerlekli sandalyesinin üzerinde oturan Sercan olmuştu. En azından erkek arkadaşın kim olduğunu öğrenmiştim.
Reha önümden çekilerek kenara geçtiğinde Şebnem görüş açıma girmişti.
Kapalı gözlerinin çevresi hafifçe morarmış, teni bembeyaz kesilmişti. Uyuyordu... Yanında kalp atışlarını sayan aletin sesi kulaklarımda yankılandı.
Hiç kimse tek kelime etmedi.
Yatağın yanına yaklaşıp yüzünü izledim. Düzenli kalp atışlarını dinledim. Nefesleri, nabzı, hayati olan her şeyi düzenliydi. Vurulduğu an tekrar gözümün önüne geldi. Nasıl silahıma sarılıp o adamı öldürdüğüm... Boğazım düğümlendi, bunu sadece ben ve anının şahidi olanlar biliyordu. O evin halini hatırlıyordum da polisin işin içine girmemesi imkansızdı. Tabii ev Reha ve ailesine aitti. Yaşananlarda doğrudan onları bağlıyordu.
Yüzünü izlemeye devam ederken "Durumu nasılmış?" dedim. Sercan'ın cevap vereceğini düşünmemiştin bunu sorarken, tam da öyle olmuştu. "Doktor birkaç gün içinde uyanabileceğini söylemiş." Reha ve Sercan aynı odada duruyorlardı. Gözlerimi onlara çevirerek anlamaya çalışarak baktım. Sercan'ın başına gelenleri sebebi Reha olsaydı, böylesine sakince yan yana durabilirler miydi? Söz konusu Reha olduğunda asla netlik olmuyordu.
"Uyandığında ona buraya geldiğimi kimse söylemesin." Şebnem eğer onunla bu kadar ilgili olduğumu görürse kendimden asla uzaklaştıramazdım onu. Ben yolumu bir şekilde bulurdum. Ama çevremdekiler, özellikle de Şebnem o yolda kaybolurdu. Elvin'in kayboluşu ve arkasında bıraktığı muammadan sonra aynı ateşe Şebnem'i de atmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aç Çocukları Serisi
Teen FictionKaranlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere burada yayımlanmaktadır. ____ Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yas...