2.KİTAP | 7.Bölüm: Hasret Gidermek...

32.4K 2.1K 4.8K
                                    

Merhaba...

Merhaba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




7.BÖLÜM: HASRET GİDERMEK

Ancak öldükten sonra sana biçilebilecek huzur, öncesinde kurduğun aptal hayallerden ibaret. Doğruyu arıyorsun, aldığın nefes bile yalan. Mükemmel iyilikteki meleklere inanıyorsun, her gece koynuna girdiğin şeytandan kopmayı bil önce. Herkes iyiye itaat edip kötüye hizmet eder.

Omurgama ilmek ilmek dikilmiş demir çığlık atamama sebep olabilecek kadar acı vericiydi ama beni dik tuttu. Demiri ateşsiz bükemezsiniz. Ama bu insanlar ateşin icadından önceki dönemde yaşıyor. Omurgam onlar için bir çeşit keşif.

Öylece durup izlemek yerine hareket ettim. Beni korumak için etrafı saran korumalarımın arasında ona doğru yürüyüp kazılmış mezardan uzaklaştım. Bir anlık kararla ona doğru yürümeye başlamıştım, amacım korkmadığımı gösterebilmekti. Elimi silahıma atarak dik bakışlarımı gözlerinden ayırmadım. Metin'in ne yapacağını bilemez halde olduğunu görebiliyordum. Ancak ben bunu yaptığımda çevremi saran bütün adamalarım silahlarını çıkararak Reha'yı hedef aldılar. Bunu bir çeşit uyarı ve işaret olarak gördüler.

Ben bu oyuna kaybetmek için doğmadım.

Arkamdaki kalabalık silahların çekilişiyle geriye çekildi. Ben sadece elimi belimdeki silahta tutuyordum. Eğer onların gözü önünde Reha'ya karşı dik durmazsam, lafım kimseye geçmezdi. Tüm duygularımı bunun için arka plana atıp buz kıyafetini giyindim. Benim gücüme şahit olmalıydılar, korkusuz gözlerimi görmeli, bana saygı duymalıydılar.

Reha kendini hedef alan silahlara karşın rahat ve tamamen bana odaklanmış haldeydi.

Onu hedef alan onlarca silah umurunda bile değil zira onu hedef alan en tehlikeli silah gözlerim, biliyorum.

Şimdi ikimizde birbirimize doğru yürüyorduk.

Tam bir yıl sonra, karşımdaydı.

Alayla "Sende hep gözlerimin içine bakıyorsun... Hasretimden prangalar eskittin mi bari?" dedim.

Silahları umursamadan aralarından geçerek topuklu ayakkabılarımın ucu ayakkabılarına değecek kadar yakınımda durdu. Silahımı kimsenin görmeyeceği şekilde paltonun arkasına saklayarak Reha'nın karnına yasladım. Bunu yalnızca ikimiz biliyorduk o an. Benim kendimi garantiye almak için yaptığım bir şeydi. Üstü kapalı uyarı, tehdit...

"Silahları indirin!" emrini verdiğimde dediğimi itirazsız yerine getirdiler. Onların sayı üstünlüğüyle Reha'ya silah çekmesi, bu kez de bana adamlarının arkasına saklandı demelerine sebep olacaktı.

Nefesi bir rüzgardı, ben bu rüzgârda yanıyordum. Boy fakrımızdan ötürü başımı kaldırarak ona bakmak zorunda kalmıştım, ayakkabılarımın topuğu boy farkımızı engelleyemiyordu.

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin