2.KİTAP | 9.Bölüm: Herkesin Tutkusu

27K 2K 4.4K
                                    

Merhaba 💚

Merhaba 💚

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





9.BÖLÜM: HERKESİN TUTKUSU

Uğultular, silah sesleri, bağırışlar... Kader bana bunları mı layık görmüş?

Hepsini öldüreceğim.

Benim kollarım arasına düştü bedeni, gözlerim önünde. Canımın yanmasına sebep olan herkes pişmanlık içinde yanacak, onlar yandıkça ben serinleyeceğim. Yaşarken kendinizden uzaklaştırmak istediğiniz insanları ölümle yan yana görünce başlıyor asıl hikâye. Dayanamıyorum, içim öyle öfke ve acıyla dolu ki ben bile katlanamıyorum.

"Tutku, sakin ol!" Babamın sesini duydum belli belirsiz. Görüş alanım bulanık, gördüğüm tek şey kanlı ellerimdi. Seslerden uzaklaştım, gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım. Dudaklarımın arasından alıp verdiğim hızlı nefeslerim birbirine karışıyordu.

Daha önce hiç cenneti gördün mü? Onun için çabaladığını duydum. Peki ya cehennemi? Ondan kaçtığına eminim.

Yüzümü avuçları arasına aldığını hissettim, başımı kendine doğru çevirerek ona bakmamı sağladı. Bir yabancıyla göz göze gelir gibi babamla göz göze geldim. "Beni duyuyor musun? Sakin ol. O ölmedi!"

Bilinç aydınlandı, ışıklar yandı.

Parmaklarımı bileğine sararak zayıf nabzını dinledim.

Gözyaşlarım yanağımda kurudu, yenileri gelmemişti.

Babam elimi tutarak "Nabzı çok zayıf ama hala yaşıyor." dedi. Başımı salladım. Üzerimdeki ceketi çıkararak yarasına sardım ve gözlerimle merdiveni kontrol ettim. Aşağıdan kırılma sesleri geliyordu, birileri içeri girmeye çalışıyor olmalıydı.

Şebnem'in solgun yüzüne baktım. "Onu buradan çıkarmamız lazım. Burada kalmaya devam ederse eninde sonunda ölecek."

Yaşamı ver bana, karşılığında binlerce ölüm vereceğim. Azrail'le anlaşıyorum... Bir yaşama karşın binlerce ölüm. Şimdi git, seni sık sık çağıracağım. Epey korkunç, epey sabırsız. Şimdi git, seni binlerce kez çağıracağım. Mezarlıkların üzerinde gezinelim, seni mutlu edeceğim.

Bana yaşamı ver, sana ölümü vereceğim.

Kötü olmaksa inana bana alıştım, benden daha fazla çalma.

Aşağıdan gelen gürültüler tedirgin olmama sebep oluyordu. Yukarı çıktıkları anda ilk gördükleri şey biz olurduk. "Odalardan birine girelim. Burada açık hedef oluyoruz."

Babam Şebnem'in baygın bedenini sarsmamaya özen göstererek kucağına alarak merdivene en uzak noktaya, yani benim odama doğru yürüdü. Peşlerinden gitmek yerine merdivenin önünde duraksadım.

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin