27.BÖLÜM: AİTLİK HİSSİ

187K 6.3K 3.9K
                                    

Güzel okumalar!

Her bölümden önce ınstagramda #Akılbaz etiketine girip buraya koymak için edit seçtiğim doğrudur...

Her bölümden önce ınstagramda #Akılbaz etiketine girip buraya koymak için edit seçtiğim doğrudur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






27.BÖLÜM: AİTLİK HİSSİ

Boynuma birbiri ardına iğneler batıyor, Günay Özaden'in gözleri bana kayarken sadece kıpırtısızca durabiliyorum. Ardımda kıyamet koparken ben yalnızca o adama odaklanmıştım. Yıllarca eğitimi için dirsek çürütmüş, oldukça da başarılı olmuş bir adam nasıl buna sebep olabilirdi?

"Tutku." Bir ses, nefes kulağıma vururken tepkisizlik kanıma işlemişti. Ses, tekrar etti. "Tutku!"

İnanmayı, bir şekilde anlamayı veya kabul etmeyi reddedeceğim kadar korkunç bir gerçeğe bakıyordum.

"Yürü çabuk, ortaklık karıştı. Sen burada dikilmiş bekliyorsun." Elvin'in aceleci sesiyle zar zor gözlerimi ona çevirdim. Çok sürmeden tekrar Reha'ya baktığımda Elvin kolumu çekiştirdi. Sahi, ne ara dibimde bitmişti? "Tutku gitmemiz lazım, polis gelecek." Onun tarafından bıçaklanmışım misali hızla ona baktım. "Gelsin, ne olacak?" Sorum tıpkı ufak bir çocuğun sorusuna benziyordu.

"Zayıfsın. Anında ötersin." Yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme belirdi.

Kendimi o kadar garip hissetim ki... Ben içimde yaşadığım korkunun sarsıntılarıyla baş etmeye çalışırken o öyle rahatça gülümsedi ya berbat hissetim.

Onu beni götürmesi içim mi görevlendirmişlerdi? Aksi halde benimle ilgilenmesini neye bağlayabilirdim? Yine de bunu sormadım.

Buradan gitmeyi en az Elvin kadar istiyordum. Beni yönlendirmesine izin verdim. Kolumdan tutarak okulun arkasına doğru sürükledi beni. Onca öğrencinin arasında Günay Özaden'in gözleriyle beni takip ettiğini fark ettiğimde dudaklarım titredi. Saçlarımı hafifçe okşayan rüzgâr hırçınlaştı, artık her şey nefret doluydu. Zorla gözlerim oradan ayrılırken kartlı giriş yaptığımız kapıdan çıktık. Dönüp bakamadan Elvin tarafından yönlendirilmiştim.

Bileğimi tutarken buz kesmiş ellerimi fark etti. "Bu kadar korkmana gerek yoktu. Bu okulda arada olur öyle şeyler." Elvin gerçekten ruh hastasıydı. Normal her insanın korkması gereken şeylere kayıtsız kalışı korkunçtu. Çünkü biliyorum; ne kadar kötülüğe ne kadar kayıtsız kalmışsa, o kadar kötüleşmiştir. Ben hayatım boyunca bu kadar kirli olayların içinde yer almadım.

Kaskatı kesilmiş bir suratla ona bakarken düşündüğüm hiçbir şeyi dile getirmedim. "Nereye gidiyoruz?"

"Merak etme, korkmanı gerektirecek bir yer değil."

Huzursuzluk içinde duraksadım. "Ben neden evime gitmiyorum?"

"Reha seni güvende tutmamı istemişti. Konuşacaklarınız da varmış sanırım."

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin