2.KİTAP | 13.Bölüm: Oyun Bitmesin

17.5K 1.5K 2.2K
                                    

Güzel okumalar diliyorum. ❤️


13.BÖLÜM: OYUN BİTMESİN

Sevgi gözlerini kırpıştırarak şaşkınca duraksadığında babam sert sesiyle "Ne diyorsun Tutku?" dedi. Bana diğer kızını savundu. Öz kızını, ilk tercihini. Nasıl da her şey bir anda eskisi gibi hissettiriyordu. İkinci tercih olan ben, ilkin karşısında değersizdim. Yarası olan gocunur demişler ya, gocunuyordum.

Gör halimi, kollarımın arasında sakladığım silah değil. Ama siz hep silah sanacaksınız. Çünkü ben öyle istedim, ben öyle gösterdim. Sizlerde inandınız. Sözlerime yalan dediniz, en büyük yalanıma inandınız.

Birini öldürdüğümü gördüğü için mi böyle davranıyordu? Belki de benden soğumuştu. Her ne olursa olsun, eskiden böyle değildik. Biz güzeldik. Yalanlar kadar güzel. Gözlerim yanmaya başladı, konuşamadıklarımızla vuruldum.

Keşke aklını okuyabilseydim.

Tuhaf bir farkındalıkla duraksadım. Ben birini öldürmüştüm, gerçekten. Sevgiyle yaşamamış, intikamla nefes alıyordum. Pişman bile değildim. Aklıma geldiğinde, zihnimde duyduğum tek şey sessizlikti. Duygularım da sessizdi. Onlar bile susuyordu.

"Sende haklısın. Tabii benim gibi kızlar, bir köşeye atılmayı hak ederler. Bizzat babasının bile yüzüne bakmamasını hak ederler." Benim gibi kızlar, gözünü kırpmadan birini öldürebilirler.

"Kimse seni bir köşeye atmadı!"

"O zaman neden yalnızdım baba! Neden bunca zaman yanımda yoktun?"

Omzuma dokunarak beni kendine çekti. "Buna zorundaydım! Anladın mı beni, seni asla isteyerek bırakmazdım. Nasıl bırakırım kızımı? Benim güzeller güzeli kızımı..."

Bana vereceğin bir teselli bile yok. Yalnızca buradasın, fazlası yok. Neden burada olduğunun cevabı dahi yok.

Şeytanın peşine düştüğü güzellik, yüzündeymiş. Onu söküp at da gel. Şeytanı peşinden koşturanı yok edip de gel. Neden gelmiyorsun? Bırakamadığın cazibe, sadece şeytan için. Ya diğerlerine ne kalacak? Yürüdüğün cehennem değil, cennet. Peşinden şeytanı gönderde gel. Ya da adımlarına dikkat et. Cennet şeytanın cehennemidir.

Yüzümden geçen ifade, inançsızlıkla doluydu. "Bırak beni. Bir daha da karşıma çıkma. Bunca zaman nasıl bensiz yaşadıysan, öyle yaşamaya devam et."

Serumu askılığından çıkararak elime aldım. Arkamı dönerek odadan çıkmak üzere ilk adımımı atmıştım ki sözlerini duymamla atamadığım adımlarım, havada kaldı.

"Günay Özaden'le anlaşmıştım, senin için!"

Kaybetmiş gibi konuşma, oyun bitmesin.

"Ne?" şokla ona döndüğümde, Günay ve babamın ne alaka olduğunu asla anlamıyordum. Hiçbir alakaları olamazdı! Beni ailemden uzaklaştırırken, kendi onlarla mı görüşüyordu? Ama neden?

"O bataklığa batmıştın. Fark ettiğimde, çoktan o bataklığa batmıştın. Her şeyi biliyorum Tutku."

Kalbim tıpkı bir ok saplanmış gibi sızlarken, yutkunarak gözlerine baktım. Bakışlarım güçsüzdü, göz bebeklerime kadar titriyordum. Bir gün bana geleceksin, her şeyi biliyorum diyeceksin. O gün bilmediğin kalbim olacak.

"Seni kurtaramazdım. O dünyadan seni alıp, göğsümde saklayamadım. Nasıl bir tehlikeye bulaştığından habersizdin! Hala da öylesin. Başına ne gelirse gelsin, hala da ölmeyecek gibi yaşıyorsun. Adın istihbarattakilerin eline düştü ki kaçırıldın kızım. Şüpheli olarak kaçırıldın. Anlayabiliyor musun?"

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin