32.BÖLÜM: DÜNYA'NIN KARANLIĞI

134K 5.7K 5K
                                    

Ben geldimm

Ben geldimm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





32.BÖLÜM: DÜNYA'NIN KARANLIĞI

Koridorda ilerlemek üzereyken karşımda Günay Özaden'i gördüğümde adımlarım kesildi. Asansör birkaç adım ötemizde kalıyordu. Muhtemelen asansörden yeni inmişti. Arkamda kalan Reha onu fark etmiş miydi bilmiyordum. Onu, bizzat oğlunun kavga edişini izlerken gördüğümden belli korkuyordum. Nasıl korkmazdım ki? Bu Mahzen, bu olanlar...

Mahzen... Kaşlarım çatılırken o adamın simsiyah gözlerine hapsolduğumu hissettim.

Beklediğimi yaparak bana seslendi. "Neden benimle beraber rektörlüğe gelmiyorsun? Konuşmamız gereken şeyler olduğunu düşünüyorum." İrkildim. Ruhuma, iliklerime kadar. Korkuyu ve sorguyu sonuna kadar hissettim.

"Ne gibi?"

Gülümsedi. "Gelince öğrenirsin." Hiçbir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki? Yetkileri çok büyüktü, Reha'nın babasıydı. Elimi kolumu bağlıyordu. Beni öğrenmiş olmalıydı. Polise gitmemiştim, onun için tehlike teşkil etmiyordum. Neden peşime düşmüştü? Eğer onunla gelmeyi reddedersem benden şüphelenecekti. Her şeyden önce bir profesördü, yetkileri sonsuzdu.

Güçlü adamlar var, ne yazık ki güçlerini kalplerinin kirinden pasından alıyorlar.

Kendimi rehin alınmış gibi hissederken beraber rektörlüğe gittik.

Odasına girer girmez "Beni neden çağırdınız?" diye sormuştum. Koltuğuna oturup arkasına yaslandı. Düzenli masası ve arkasındaki camdan görünen manzarayla zengin duran bir odaya sahipti.

"Otursana Tutku." İsmimi biliyordu. Stresle yutkunarak masanın önündeki sandalyeye oturdum. "Seninle Reha hakkında konuşmak istiyordum aslında." Ağzımdan laf mı almaya çalışıyordu? "Anlamadım?" diyerek anlamamazlıktan geldim. Salağa yatarak vakit kazanmak istiyordum. Bilgisayarının göründüğü tarafından dönen kamera kayıtlarına baktım. Adamda bütün okulun kamera kayıtları vardı. Ne yalan söyleyecektim? Ne yapmam gerekiyordu?

"Geçenlerde okulun önünde olan kavga. İşin içinde ablan Sevgi'nin olduğunu öğrendim. Ne tesadüf, yakın zamanda ismini tekrar duydum." Başını hafifçe yana eğdi. Ardından sözlerinin devamını tane tane getirdi. "Dünkü olaydan bahsediyorum."

Ne yapabilirdi? Ne söylemem gerekiyordu? Sevgi'nin dün olanlarla ilgilisi olduğunu öğrenmişti. Endişe midemi kemiriyordu. "Ablamın dün olanlarla ilgilisi olduğunu düşünmüyorum." Kaşları havalandı. Omuzları hafifçe sallanırken yavaş yavaş güldü. Bu gülüş tamamen alaya almaktı. "Güzel, bana yeni sebepler veriyorsun. Çıkabilirsin." Başıma ne geleceğini bilmiyordum, bu beni ölesiyle korkutuyordu. Bir an burada kalmaya devam etmek ve suratına bağırmak istesemde sadece sessizce ayağa kalkmıştım. "Bence sen en iyisi bugün eve git olanları düşün. Hata yapma." Her cümlesinin altında yatan tehdidi sonuna kadar hissettiriyordu. "Nasıl bir hata yapabilirim?" Dönen sandalyesinde arkasına yaslandı.

Karanlığın Aç Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin