5.BÖLÜM: ASANSÖR"Hayır. Önemli bir şey değildi." Saate bakarak ayağa kalktım. "Neyse kızlar, sizin muhabbetinize doyum olmaz ama dersim başlayacak, ben gideyim."
"Seninle gelmemi ister misin?" Şebnem'in anlayışlı teklifini reddettim. "Daha önce tanıtım mevzularında gelmiştim, dersliğin kaçıncı katta olduğunu biliyorum. Siz takılın."
Onlardan uzaklaşarak binanın otomatik açılan kapısından içeri girdim. Daha önce geldiğim için ezbere bildiğim asansöre doğru yürürken bir yandan etrafımdaki öğrencileri inceliyordum. İlk kez üniversitede derse girecek olmak beni heyecanlandırmıştı. Bu kat sakindi, pek fazla öğrenci yoktu. Asansörün tuşuna bastıktan sonra beklemeye başladım. Beklemekten sıkılarak geriye doğru adım atacaktım ki ensemde hissettiğim nefes ve sırtıma çarpan bedenle neye uğradığımı şaşırarak "Pardon," diyebildim. Arkamı dönmeden söylemiştim bunu. İleriye doğru birden fazla adım atarak geri doğru döndüm.
Karşımda duran adam Reha'dan başkası değildi. Gerçekten bazı insanları enerjimizle kendimize çekiyorduk. İkinci kez karşımdaydı!
Başı hafif eğikken, gözleriyle doğrudan gözlerime baktı. Gözleri aynı anda soğuğu ve ateşi hissettiriyordu. Sakince "Önemli değil." dedi. Ona bakarken aklımdan kızların söylediği şeyler geçiyordu, kahretsin.
İç dünyamda ikiye bölünmüştüm. Kızların anlattıklarından sonra kafamda oluşan sapığa kesinlikle benzemiyordu. İlk izlenim olarak verdiği his bu değildi. Belki de şansımı denemliydim. İstediğim kariyer için bana fırsat sağlayabilirdi. Fakat yanılıyorsam ve hislerimde ciddi sorunlar varsa telafisi olmayan bir yola çıkmış olacaktım. Her neyse, boş veriyorum. En iyisi hiç bulaşmamaktı.
Birden "Asansöre binmeyecek misin?" diye sordu. Ne? Asansör mü? Bana beklentiyle bakıyordu. Sebebini anlayamamıştım, ta ki asansörün kapılarının açık olduğunu ve benimde öylece önünde dikildiğimi fark edene kadar.
"Ah, tabii." Diye mırıldanarak asansöre girip ineceğim katın numarasına bastım.
Hemen arkamdan o da asansöre binip farklı bir kat numarasına bastı. Asansörün kapıları kapanırken sessizce boğazımı temizleyip o hariç her yere bakmaya başladım. Sebepsizce gerilmiştim ve bunu durduramıyordum.
Asansör henüz bir kat çıkmıştı ki durdu. Kapılar açıldığında gürültüyle konuşan dört kişilik bir öğrenci grubuyla karşılaşmıştık. Girebilmeleri için onlara yer açmam gerekiyordu. Bunu yapmam içinde asansörün aynasına sırtını yaslanmış duran Reha'ya yaklaşmalıydım. Geriye doğru adım atarak onlara yer açtım. Hepsi içeri girdiğinde asansör tekrar hareket etmeye başlarken omzum Reha'nın koluna sürtündü. O tarafa bakmadım, sadece asansörün ekranına bakıyordum.
Sessizce beklerken tek düşündüğüm şey bir an önce asansörden inmek oldu.
Başımı kısa bir an çevirip ona baktığımda, yakınımda dikkatle bana bakan gözleriyle göz göze geldim.
Asansör ineceğim katta durduğunda önce önümdekiler inmişti. Bende peşlerinden indim. Koridorda attığım birkaç adım sonrasında duraksayarak arkama baktığımda asansörün kapıları kapanıyordu.
Sırtını asansörün aynasına yaslamış, dikkatli gözlerle bana bakan adam; hayatımda gördüğüm en ürkütücü adamdı, Reha'ydı.
-BÖLÜM SONU-
Eklediğim giflerin kalitesi berbat hale geldikçe benim tansiyon düşüyo ama
Instagram: lefazen
Twitter: lefazen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aç Çocukları Serisi
Teen FictionKaranlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere burada yayımlanmaktadır. ____ Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yas...