Yeni okuyuculara yorumlara bakarken dikkatli olmalarını öneririm. Bazıları yalan spoiler veriyor, bu çok saçma bir durum ama böyle olaylarla karışlaştım ne yazık ki. Elimden geldiğince gördüğümü siliyorum elbette. Tabii doğru spoiler yazanlar da var ama ben bu olayı yanlış buluyorum. Öyle okumanın anlamı olmaz heyecanı kalmıyor bence :( Keza birçok kişi de yorumlardaki spoilerden şikayet ediyor.
8.BÖLÜM: KAVGA
"O adama yardım etmek istiyorsan..." Söz ettiği yardımın ne olduğunu bilmiyordum. İhtimalleri ölçüp tarttım. "Hoşlandığım için mi yardım etmek istiyorum?"
Sıkıntıyla nefes aldı. "Hayır, adam kötü bir durumda olduğu için Tutku."
"Pekâlâ vicdanlı ablacım, rahatsız olabilirim ama kafaya takmam. O adamda beni hakketmiyorsa, yardım etmek umurumda olmaz. Hem senden yardım mı istedi? Para mı istiyor senden? Sakın öyle olduğunu söyleme." Endişeyle sorduğum sorulara alacağım en ufak olumlu yanıtta delirebilirdim. Elini beni yatıştırmak istercesine omuzuma bastırdı. "Hayır tabii ki. Hayatıyla ilgili bir sorunu biliyorum ama o bildiğimi ve ona yardım etmek istediğimi bilmiyor."
Sinirle geri çekilerek elinin omzumdan düşmesini sağladım. "Abla Allah aşkına git başımdan. Zaten başım ağıyor, gelmiş başımda gizemli gizemli konuşuyorsun."
Küskün bakışlarla mırıldandı. "Seninle de iki laf edilmiyor."
Acaba fazla mı yükseldim diye düşünürken yüzündeki kurnaz gülümsemeyi yakalayarak şaka yaptığını fark ettim. "Çünkü doğru düzgün anlatmıyorsun. Bulmaca mısın sen? Ne yapayım oturup seni mi çözeyim?"
"Tamam be, kes." Diyerek ayağa kalkıp salonun çıkışına doğru yürüdü. Kardeş olmanın ilk kuralı, sakın laf atlında kalma. "Sen kes."
Aramızdaki çatışmayı bölen annemin sesi oldu. "İkinizde kesin ve mutfağa yürüyün. Yemek hazırlayacağız." Oflayarak yerimden kalkıp mutfağa doğru yürüdüm. "Hadi hadi, çeneye gelince yorgunluk bitiyor, işe gelince de çalışkanlık."
"Ne alakası var anne?" diye belli belirsiz mırıldandım. Ablam sessiz kalarak dolaptan sebzeleri çıkarmaya başladı. Bende yavaştan sofrayı hazırlamaya başlamıştım. Babam işten gelene kadar sofrayı kurmuştuk.
Yemek boyunca babam ilk günümün nasıl geçtiği hakkında sorular sormuştu, derslerime odaklandığımı görmek istiyordu.
Yemekten sonra herkes evin farklı alanlarına dağılmıştı. Annem yatak odasında ütü yapıyor, babam salonda televizyon izliyor, ablam odasında film izliyor, ben ise odamda kitap okuyordum. Yarım saat okuduktan sonra ağırlaşan göz kapaklarım uykumun geldiğinin habercisiydi. Uykuya direnmeyerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah uyandığımda saat oldukça erkendi. Erken yatmamdan dolayı erkenden kalkabilmiştim.
Bugün giyeceklerimi dolaptan çıkarıp alternatif kombinler arasından en beğendiğimi seçerek giyindim. Saçlarımı sıkıca yukarıdan bağlamıştım. Hafif makyajımı yaptıktan sonra odamdan çıkarak aşağı indim. Ben hazırlanana kadar herkes uyanmış, sofrada yerini almıştı.
Gülümseyerek "Günaydın." Dedim ve herkesten günaydın yanıtını alıp masaya oturdum.
Hızlı bir kahvaltının ardından ablamla evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimiz andan itibaren sessi bir yolculuğun içerisine düşmüştük. "Dünkü konuda mısın hala?" diye sordum sessizliğini anlamlandırmaya çalışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aç Çocukları Serisi
Teen FictionKaranlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere burada yayımlanmaktadır. ____ Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yas...