Keyifli okumalarrr <33
&&&&&
"Ben sadece kaybettiklerimin fotoğraflarını cüzdanımda taşırım Güneş, nolur senin fotoğrafını da cüzdanımda taşımama izin verme."
Bu sözler hala kafamın içinde yankılanıp dururken bakışlarımı Aktan'a çevirdim.
"İzin vermeyeceğim" dedim söz verir gibi. Şu zamana kadar kime ne söz verdiysem tutmuştum, ama bu sözümü de tutabilecek miydim? Hayatta kalabilecek miydim? Bu benim elimde olan bir şey değildi, ama umarım sözümü tutabilirim.
Yani umarım, ölmezdim..."Sakın izin verme Güneş..."
Tekrar ona sımsıkı sarıldım. Normalde temas bağımlısı bir insan olmamama rağmen Aktan'ın yanında aşırı derecede temas bağımlısı bir insana dönüşüyordum. Sürekli sarılmak, dokunmak geliyordu içimden.
"Aşağıya inelim mi?" diye sordu benden ayrılmadan. Kafamı olumlu anlamda salladım. Benden ayrılıp ayağa kalktı. Ben de tam ayağa kalkacakken Aktan eğilip bir kolunu sırtımdan, diğer kolunu da bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı.
"Aktan ne yapıyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Birşey yapmıyorum..."
"İndir beni belin acıyacak sonra!"
"Bana bir şey olmaz" dedi ve merdivenleri inmeye başladık. Merve ile Serkay mışıl mışıl uyuyorlardı ve şu an büyük ihtimalle onuncu rüyalarını görüyorlardı.
Aktan beni kucağından indirip dikkatlice çekyata yatırdı. Şu an bir bebek gibi hissediyordum.
O da yanıma uzandı ve beni kendine çekip sımsıkı sarıldı.Yaz ayındaydık ve hepimiz kirlenmiştik ama hala birbirimize sarılıyorduk ve bu, hiçbirimizin umrunda bile değildi. Aktan'a dönmeden "seni çok seviyorum" diye mırıldandım. Sevgisiz büyüdüğünü biliyordum, o yüzden ona hep sevgi göstermek istiyordum. Saçlarımı öpüp "bende" diye fısıldadı. O an sırıttım ve yüzümdeki sırıtışla uykuya daldım.
☢️
"KOĞUŞ KALK"
Duyduğum yüksek sesle gözlerimi açmış, resmen yerimden zıplamıştım. Ama Aktan benim kadar şanslı değildi, keşke o da benim gibi sadece yerinden sıçrayarak kalksaydı... Çekyatın uç kısmında yattığı için, yerinden sıçradığında çekyattan aşağıya düşmüştü.
Ben hala ne olup bittiğini anlamaya çalışıp şaşkınca Serkay'a bakarken
Aktan "Serkay siktirme belanı!" diye bağırdı. Çok sert düşmüştü ve beli acımıştı. Bu yüzden, şu an oldukça sinirliydi ve her an Serkay'ın üzerine atlayıp onu parçalayabilirdi.Hemen çekyattan kalkıp Aktan'a elimi uzattım ve onu düştüğü yerden kaldırdım, ya da kaldırmaya çalıştım desek daha doğru olur. Yani benim iki üç katım olan bir adamı kaldırmam oldukça zordu. Ayağa kalktığında beli ile kalçasını tuttu ve gözlerini kıstı. Canının acıdığı her halinden belliydi.
Hızla Serkay'a döndüğünde "ne bağırıyorsun oğlum sabah sabah?!" diye kükredi resmen.
Pis pis sırıtan Serkay'ın "uyanın diye" demesiyle Aktan'ın, Serkay'a doğru koşması bir olmuştu.
Serkay'ın yakasına yapışıp
"Kıçım kırıldı lan pezevenk" diye bağıran Aktan'a hepimiz gülmüştük ama o bize ters bakışlar atmakla meşguldü."Gel sevgilim gel, ben senin beline masaj yaparım" diyerek Aktan'ı sakinleştirmeye çalıştım. Beni görünce sakinleşip, Serkay'ın yakalarını onu iterek bırakmıştı ve ardından ona, çok iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi bakıp kafasını iki yana sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 Numara Serisi
RandomOldukça sıradan bir hayata sahip olan Güneş ve arkadaşları, vakit geçirmek için yeni açılmış bir korku evine giderler fakat hiçbir şey sandıkları gibi olmayacaktır. Altı genç, kendilerini bir anda oraya hapsedilmiş olarak bulurlar ve bir tarafta ise...