20. Bölüm "Nikah"

57 10 5
                                    

Keyifli okumalar...

&&&&&

"Kısa kollu tişörtlerini koymasana Aktan, kazak koy, soğuktur oralar."

"Bir şey olmaz."

Oflayarak Aktan'ın yanına gittim ve kıyafetleri elinden aldım. Benim bavulum hazırdı, ama görünüşe bakılırsa onun bavulunu da ben hazırlayacaktım.

"Benim canım ballı süt çekti, hadi sen mutfağa git" dedim onu kapıya doğru itip.

İsteğimi yerine getirmek için hızla odadan çıktığında, onun bavuluna kalın kıyafetler koymaya başladım. Uykum geliyordu, hemen uyumalıydım... Bugün bebek eşyaları gelmişti ve tüm günümüz, ufaklığın odasını hazırlamakla geçmişti. Aktan her ne kadar yardım etmemi istemese de, ben yardım etmiştim.

Gerçekten de Aktan'ın seçtiği oda takımını çok beğenmiştim. Duvarı lacivert, üstünde ayın ve yıldızların olduğu bir duvar kağıdıyla kaplamıştık. Ardından beyaz beşiği ve dolabı da yerleştirmiştik. Sade, ama çok tatlı bir oda olmuştu... Bebeğimizi o odanın içinde oradan oraya emeklerken hayal ettiğimde çıldıracak gibi oluyordum!

Bu gece uçağımız vardı, Trabzon'a gidiyorduk. O yüzden erkenden uyumalıydık... Saat şu an yediydi, ama biz uyuyana kadar dokuz olurdu muhtemelen.

Aktan'ın bavulunu da hazırlayıp kapının yanına bıraktığımda, bedenimi yatağın üzerine bıraktım. Kesinlikle ufaklığın bir an önce doğması gerekiyordu, bu kadar çabuk yorulmaktan nefret ediyordum çünkü...

Aktan elinde bir kupayla odaya girdiğinde, sırtımı yataktan ayırdım ve oturur pozisyona geldim. Kupayı bana uzattığında ise sıkıca kavradım ve içmeye başladım. Aslında canım ballı süt çekmemişti, onu göndermek ve bavulu kendi başıma hazırlamak için böyle bir yalan söylemiştim. Hatta ballı sütten nefret ederdim ama Aktan'ın bunu bilmesine gerek yoktu.

Son yudumu da içip boş kupayı Aktan'a uzattım. Aktan kupayı mutfağa bırakmak için odadan çıktığında yataktan kalktım ve dolaptan pijama takımımı alıp üzerimi değiştirdim.

Aktan odaya girdiğinde, bakışlarını üzerimde dolaştırdı. Pijama üstünün göğsü hafiften açıktı, bu yüzden biraz dekolte veriyordum. Aktan'ın gözleri orada uzunca bir süre oyalandı ve saniyeler sonra bana doğru geldi.

Elleri belimi buldu ve beni kendine doğru çekti yavaşça. Karnım yüzünden ona pek temas edemiyordum ama bu bizim için sorun değildi.

Eğilip dudaklarını boynuma bastırdu ve defalarca öptü. Dudakları yavaşça aşağıya doğru inerken, dudaklarımdan kısık sesli bir inleme firar etti. Aktan sıcak dudaklarını önce sağ, sonra da sol göğsümün üzerine bastırdı ve ıslak bir şekilde öptü. Şu an ikimiz de birer parça ateştik ve birleşip, büyük bir yangın çıkaracak gibiydik...

Hissettiğim sızıyla bacaklarımı birbirine bastırdım ve tırnaklarımı ensesine sapladım. Bu hissin acısını onun bedeninden çıkarmak istiyordum sanki...

Göğüslerimin arasına son bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde "kusura bakma" diye mırıldandı "dayanamadım..."

"Git buradan" dedim onu göğsünden itip. Şu an çok kötü durumdaydım ve onu görmemem gerekiyordu. Aksi takdirde ikimiz de dayanamayabilirdik ve bu karnımdaki ufaklığı olumsuz etkileyebilirdi. Dört buçuk ay daha beklemem gerekiyordu ama Aktan bana hiç de yardımcı olmuyordu.

"Çık. Ben uyuyunca gel."

"Peki" dedi, gülmemek için zor duruyordu... Yavaş adımlarla odayı terk etti ve kapıyı kapattı.

16 Numara SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin