Bugün günlerden 27 Ağustos, Aktan'ın doğum günü... İyiki seni yazmışım, iyiki sarmaşıklarınla zihnimi sarmışsın Aktan Karayel. Yazdığım en özel karakter olacaksın her zaman...
Gözlerim dolu dolu yayınlıyorum bu bölümü... Yukarıdaki şarkıyı açarak dinleyebilirsiniz çünkü 16 Numara'nın finaline daha uygun bir şarkı yok bu şarkıdan başka.
"Doğarken ağladı insan bu son olsun, bu son..."
Cem Karaca - Bu Son Olsun
Keyifli okumalar, son kez :)
&&&&&
(Yıllar Sonra, Ankara...)
"Off, canım çok sıkılıyor."
Umut, yaşına göre oldukça uzun olan bacaklarını orta sehbanın üzerine uzatıp elini mısır kovasına daldırdı. Ablası Ela ile birlikte film açmışlardı ama Umut hala sıkılıyordu.
"Bir kes sesini ya! Zaten sana uyup dersimi bıraktım, oturdum burada film izliyorum. Bu sene benim sınav senem!"
Artık 18 yaşındaydı ve bu yıl üniversite sınavına girecekti Ela. O da tıpkı babası gibi bilgisayar mühendisi olmak istiyordu... Annesi ve babası onun sınavı kazanacağına çok eminlerdi ve Ela da onların güvenini boşa çıkarmak istemiyordu.
"Abla" dedi heyecanla Umut, ardından elindeki mısır kovasını sehbanın üzerine bırakıp televizyonu kapattı.
"Ne var?" dedi Ela oflayarak. Şu an kalkıp ders çalışmak istiyordu sadece.
"Çatı katına mı çıksak? Orada eski eşyalar varmış, annem öyle dedi. Onlara bakarız."
Bu fikir Ela'yı heyecanlandırmıştı ama belli etmemeye çalıştı, umursamaz bir tavırla "iyi, gidip bakalım" dedi sadece.
Çok değil, sadece birkaç dakika sonra çatı katındaydılar. Oradaki kolileri bir bir karıştırmaya başladılar.
"Umut, gelsene yanıma! Burada bir çerçeve buldum."
Umut, Ela'nın yanına gitti ve birlikte çerçevedeki fotoğrafa baktılar. Bu fotoğraf, Güneş'in, Aktan'ın ve arkadaşlarının korku evine hapsedildiklerinde çekildikleri fotoğraftı.
"Baksana, annem ve babam da var bu fotoğrafta" dedi Ela, ardından çerçevenin arkasında yazan yazıyı okudu.
İlayda.
Uraz.
Merve.
Serkay.
06.06.2021
Son fotoğraf..."Son fotoğraf mı?" dedi Umut, kafası karışmıştı.
"Çok eski bir fotoğraf bu" dedi Ela, "baksana, annem ve babam burada hala çok gençler." Ardından ekledi "bize başka arkadaşları olduğundan hiç bahsetmemişlerdi."
"Evet" dedi Umut kafasını sallayıp "bu fotoğraftaki kişilerden daha önce hiç bahsetmemişlerdi."
Ela çerçeveyi kolunun altına sıkıştırıp kolileri karıştırmaya devam etti, bu resmi annesine gösterip resimdeki kişilerin kim olduğunu soracaktı ona.
Umut en köşede duran beyaz bir koliyi gözüne kestirmişti, ona doğru ilerledi. Kolinin ağzını açıp içine baktı ama içinde sadece romanlar vardı. Bir de siyah kapaklı bir defter.
Defterin üstü tozlanmıştı ve sayfaları sararmıştı. Oldukça eski duruyordu. Umut daha da meraklanırken defteri eline alıp açtı ve ilk sayfasına göz attı. Annesinin el yazısıydı bu, hemen tanımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 Numara Serisi
RastgeleOldukça sıradan bir hayata sahip olan Güneş ve arkadaşları, vakit geçirmek için yeni açılmış bir korku evine giderler fakat hiçbir şey sandıkları gibi olmayacaktır. Altı genç, kendilerini bir anda oraya hapsedilmiş olarak bulurlar ve bir tarafta ise...