11. Bölüm "Duvarları Elaya Boyanmış Yuva"

66 6 0
                                    

Keyifli okumalar...

&&&&&

Siz hiç kalbinizin sesinin sizi sağır edebileceğini düşündünüz mü? Belki evet, belki hayır... Sizin hiç düşünmediğiniz o şeyi, ben şu an yaşıyorum. Evet evet, tam da şu an...

"Aslan beni aradı ve planladığı her şeyin benim yüzümden mahvolduğunı, benim hayatımı mahvetmeden rahat durmayacağını söyledi ama sikime bile takmadım."

Bu sözlerin her biri, bir bıçaktan farksızdı ve hepsi yanlızca birkaç saniye içinde kalbime saplanmıştı.
Kalbime büyük bir korku çökerken, yutkunmaya çalıştım. Ama olmadı... Boğazım cam kırıklarıyla doluydu sanki. Yutkunsam, boğazım parçalanacaktı...

Onun hayatının mahvolması ihtimali... Aslında onun hayatının mahvolması demek, benim hayatımın da mahvolması demekti çünkü ben de onun hayatındaydım ve Aslan onun canını yakmak için ilk önce beni kullanacaktı. Bunu anlamak için dahi olmaya gerek yoktu... Görebileceğim fiziksel zararların hiçbirinden korkmuyordum. Ama ikimizden birinin ölmesinden ve Aktan'ın zarar görmesinden korkuyordum.

Aktan kucağımda öylece sızıp kalmıştı ve ben yaklaşık iki saattir pozisyonumu bozmadan oturup, öylece düşünüyordum. Herşeyi düşündüm... Aslan'ın bizi nasıl darbelerle vurabileceği, nasıl zarar verebileceği ve herşey... Şu an ne yapmak istiyordum biliyor musunuz? Kafamı duvarlara vurup "biz bir psikopat yüzünden, neden tüm bunları yaşadık?" diye ağlamak.

Yanağımı Aktan'ın saçlarına yasladım. Birkaç saatliğine de olsa hiçbir şey düşünmeyip, sevdiğim adamla yan yana uyumak istedim çünkü buna çok ihtiyacım vardı. Hem belki de onunla doya doya vakit geçirmeliydim, çünkü buradan gidecektik. Belki onu aylarca görmeyecektim ve özleyecektim... Bu yüzden, onunla vakit geçirmeliydim...
Taşınma meselesinden ona bahsetmek istemiyordum çünkü bu onu üzmekten başka bir işe yaramayacaktı. Hatta taşındığımda bile ona haber vermek istemiyordum, vedalardan pek hoşlanmazdım...

Kedicik karşı taraftaki tekli koltuğa sinmiş, gözlerini kapatmıştı ve oldukça huzurlu görünüyordu... Ona gülümseyerek baktım ve gözlerimi yumdum. Devamında ise, dünyanın en huzurlu uykusuna daldım. Çünkü Aktan yanımdaydı.

...

Gözlerimi yavaşça araladığımda, hafiften karanlık bir yerdeydim. Camdan içeri sızan ay ışığı sayesinde, bulunduğum odanın Aktan'ın yatak odası olduğunu anladım... Elimi yan tarafıma attım ama boştu. Kafamı sol tarafa çevirdiğimde, dağınık olduğunu gördüm. Demekki benimle birlikte uyumuştu. Üzerimdeki siyah battaniyeyi kenara ittim ve yattığım yerden kalkıp ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. Avuçlarımın içleriyle gözlerimi ovuşturduktan sonra ayağa kalkıp odadan çıktım.

Mutfağın lambası yandığı için, oraya doğru adımladım. Mutfağa girdiğimde, salata yapan bir Aktan'la karşılaştım. Bana doğru döndüğünde "uyandın mı?" diye sormuştu.

"Hiç ses çıkarmadım, geldiğimi nasıl anladın?"

"Kokunu aldım..."

K9 köpeği misin be adam dedim, ama içimden...

"Benim yapabileceğim bir şey var mı?"

"Yemekleri çoktan yaptım, sen de masayı kurabilirsin."

Kafamı salladım ve mutfak dolabından iki tabak çıkardım. Ardından iki bardak ve iki çatal...
Aktan yaptığı salatayı da masaya bıraktığında "sen otur" dedi ve masaya bıraktığım tabakları aldı. Sandalyeye oturduğumda, bir iki dakika sonra önüme oldukça dolu bir tabak bırakıldı. Ardından Aktan tabağıma salatadan da koydu ve bardağıma su doldurdu.
Hizmette sınır yok...

16 Numara SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin