Keyifli okumalarrr <33
&&&&&
- İlayda Namdar -
Uraz'ı kaybedeli ne kadar olmuştu? Kaç saat?
Kaç dakika?
Kaç saniye?
Uraz'sız ne kadar vakit geçirdik? Onsuz kaç dakikadır uyudum?
Onsuz kaç dakikadır yaşıyordum? Onsuz yaşamamın bir anlamı var mıydı?
Bence yoktu...Aktan, Serkay, Güneş ve Merve hala uyuyorlardı. Merve ve Güneş bütün
gece bana sımsıkı sarılmışlardı. O kadar çok ağlayıp
bağırmıştım ki yorgunluktan uyuyakalmıştım, aslında şu an uyumak, yapmak istediğim şeyler arasında yoktu.Şu an dalmak istediğim tek uyku, sonsuza dek sürecek ve beni Uraz'ın yanına götürecek o derin uykuydu.
Onun dışında herhangi bir uykuya dalmak istemiyordum, her saniye onu düşünmek istiyordum. O yokken, onu aklımdan çıkartırsam ona ihanet edermişim gibi hissediyordum. Ben ona ihanet edemezdim, ben onu düşünmeden duramazdım...Şu an Güneş'in ya da Merve'nin yerinde olmayı herşeyden daha çok isterdim. Onların sevdikleri adamlar hala yaşıyordu. Ama benim sevgilim ölmüştü. Ben neden bu acıyı hak etmiştim ki? Neden benim sevgilim de yaşamıyordu ki? Daha düne kadar Güneş ve Merve'den hiçbir farkım yoktu. Ya şimdi? Onların sevdikleri adamlar yanlarındaydı. Ama benim sevdiğim ölmüştü. Buradan çıktığımızda, onlar sevgililerini görmek istedikleri zaman, sadece kafalarını kaldırıp yan taraflarına bakmaları yetecekti, yada telefondan görüntülü aramaları... Ama ben artık sevgilimin yanında olmak için mezarlığa gitmek zorunda kalacaktım...
Onların yerinde olsam uyumak yerine sevgilimle vakit geçirirdim. Çünkü bir dakika sonra yaşayıp yaşamayacağımızın bir teminatı yoktu. İnsan sevdiklerinin değerini, onları kaybedince anlıyordu meğerse...
Dün gece onunla geçireceğim son gece olduğunu bilseydim uyur muydum hiç? Bütün gece onu izlerdim, ona doymaya çalışırdım. Artık onu göremeyecek miydim? Artık bana güzelim diyen sesini duyamayacak mıydım? Artık gözlerine bakamayacak mıydım?
Bunları düşünürken gözyaşlarım benim elimde olmaksızın akıyordu. Aksın, problem değildi...
Uraz'ı görmek istiyordum, tam da şu an. Ona ihtiyacım vardı. Merve ve Güneş'i uyandırmamaya dikkat ederek, yavaşça yattığım yerden doğruldum ve kanepeden indim. Yavaş adımlarla, ses çıkarmamaya dikkat ederek, beni Uraz'ın uyuduğu kata indirecek olan merdivenlere doğru ilerledim.
Hızlı ve sessiz adımlarla aşağı indim.
Ve işte ordaydı...
Benim sevgilim...
Uraz...Cansız bedeni yerde öylece yatıyordu. Bu manzarayı gören gözlerimden akan gözyaşlarım daha da şiddetlenmeye başlamıştı. Ona doğru ilerledim ve yanına oturdum. Titreyen ellerimi uzatıp, onun sağ elini tutup avuçlarımın arasına aldım.
Elleri buz gibiydi. Ama onun elleri hep sıcacıktı, neden bu kadar soğumuştu ki? Üşümüş müydü? Isıtırdım.
Yanına oturmak beni yeterince tatmin etmeyince yanına uzandım ve kafamı göğsüne koydum.
Her zaman sıcacık olan göğsüne...
Üstüne uzandığımda tüm dertlerimi unuttuğum göğsüne...
Ama o göğüs de artık buz gibiydi. Elini tutan ellerimden birini yüzüne çıkardım. Yanakları da buz gibiydi.Üşümüştü benim sevgilim. Isıtabilmek için daha da sıkı sarıldım ona. Üzerindeki parfümün kokusunu hala alabiliyordum... Kulağım ise kalbinin tam üzerine denk geliyordu. Eskiden göğsüne her uzanışımda kalbinin sesini duyardım. Ben göğsüne uzandığım için heyecanlanırdı ve kalbi çok hızlı atardı. Ama şimdi atmıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 Numara Serisi
Ngẫu nhiênOldukça sıradan bir hayata sahip olan Güneş ve arkadaşları, vakit geçirmek için yeni açılmış bir korku evine giderler fakat hiçbir şey sandıkları gibi olmayacaktır. Altı genç, kendilerini bir anda oraya hapsedilmiş olarak bulurlar ve bir tarafta ise...