4. Bölüm "Oyun Başlıyor"

331 36 27
                                    

Keyifli okumalaaarr :)

&&&&&

Bulunduğumuz ortam ne çok karanlık ne de çok aydınlıktı. Önümüzde aşağıya doğru inen bir merdiven vardı. Bulunduğumuz katta ise pek bir şey yoktu.

Serkay birden "ananı, avradını, gelmişini, geçmişini, soyunu sopunu, yedi sülaleni" diye bağırınca hepimiz onun yanına koştuk.

Serkay ise yerde duran iskeleti öfkeyle tekmelemek ve iskeletin yedi sülalesine küfür etmekle meşguldü.
Aktan kısa bir kahkaha atıp, elini Serkay'ın omuzuna koydu ve onu sakinleştirmeye çalıştı.

Serkay derin soluklar alıp sakinleşmeye çalışırken biz hala kahkaha atarak ona bakıyorduk. Serkay bize gözlerini devirip anlatmaya başladı "ya abi yürüyordum birden karşıma çıktı pezevengin evladı." Uraz sesli bir şekilde güldü "kardeşim o cansız bir varlık, o senin karşına çıkamaz sen onun karşısına çıkmışsındır" dedi ve hepimiz tekrardan gülmeye başladık. Serkay'ın suratı öfke ile korkudan dolayı kıpkırmızı olmuştu ve şu haliyle o kadar komik görünüyordu ki, ona baktıkça hepimizin kahkaha atası geliyordu.

Serkay iskeleti ayaklarıyla ileriye doğru iteklemeye çalıştığı için Aktan'ı ve Uraz'ı duymuyordu bile.

Serkay dakikalar sonra sakinleşince tekrar etrafımızı incelemeye başladık.
Merve "acaba bi ipucu falan mı bulucaz? " dedi ve ekledi "youtuberlar korku evlerine gittiklerinde hep öyle yapıyorlar." Serkay birden lafa atladı
"sen Enes Batur mu izliyorsun Merve?"

Merve hafifçe güldü ve cevap verdi "peki sen Enes Batur'un korku evi videosu çektiğini nereden biliyorsun Serkay? Demekki sen de izliyorsun."

Aktan ellerini havaya kaldırıp kapak hareketi yaparken Uraz "saplaa" diye bağırdı ve güldü. Serkay hafiften mora dönerken altta kalmayı kendine yediremediği için konuşmaya başladı "yeğenim izliyordu ben de orada görmüştüm."

"Serkay sen tek çocuksun yeğenin olamaz" dedim ve Serkay'ın üzerine bir toprak da ben attım. Aktan küçük bir kahkaha attı "bir kapak sesi yankılandı, duydunuz mu siz de?"

Uraz hala gülmeye devam ederken Aktan'ı yanıtladı "duyduk kardeşim duyduk." Serkay Aktan'a öfkeli bir bakış attı "benle uğraşacağına Güneş'le öpüşsene sen!" Aktan tam Serkay'ın ensesine tokat atacaktı ki Serkay geri çekilip kaçtı. Ellerini arkasında birleştirip ıslık çalarak karşı duvara doğru yürümeye başlamıştı.

Birden bire cızırtılı bir ses duyuldu...
"Sanırım bir hoparlör var ve ses ordan geliyor" dedim. Haklıydım hoparlör vardı ve hoparlördeki adam "16 Numara korku evine hoşgeldiniz çocuklar" dedi. O an hepimiz birbirimize bakıp odanın ortasında yan yana durduk ve gelen sesi dinlemeye devam ettik.

Birden bire yanan ışık söndü, büyük bir gürültü koptu ve yer sallandı. Sanki bir şey yıkılmış gibiydi. Birkaç saniye sonra ışıklar tekrar yanmaya başladı ve hoperlörün başındaki adam konuşmaya devam etti.

"Burası sıradan bir korku evi değil, siz buraya eğlenmek için gelmiş olabilirsiniz ama aslında çok büyük bir oyunun içine düştünüz."
Benim videolardan izlediğim kadarıyla, korku evinin hoperlöründe konuşan kişiler asla bu cümleyi kurmamıştı.

Bu sözler üzerine Aktan'ın kaşları çatıldı ve "ne diyorsun lan sen" diye bağırdı. Koluna girdim ve bu hareketim onun yüzünü yüzüme çevirmesine sebep olmuştu "sakin ol, şakadır bence" dedim sakin bir ses tonuyla. İşte şimdi ortam çok gerilmişti ve ben ciddi anlamda korkmaya başlamıştım.

Hoparlördeki ses "dediğim gibi, burası sıradan bir korku evi değil, buraya altı kişi geldiniz ama burdan sadece bir kişi sağ çıkacak çünkü geri kalanlar ölmüş olacak" diyerek konuşmasına son verip sustu.

16 Numara SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin