Neredeyse 1 ay sonra yeni bölüm geldi, keyifli okumalaaarr :)
&&&&&
Telefon.
Telefonu bulacaklardı...
"Tabii arayabilirsiniz" dedim, sesimin umursamaz bir tonda çıkması için elimden geleni yapmıştım.
Adamlar birbirine baktı ve bir tanesi konuşmaya başladı "sen banyoya bak, ben dolabı arayayım."
Diğer adam banyoya doğru ilerledi. Burada kalan ise dolabın demir kapağını açtı. O dolaba bakarken çaktırmadan elimi yastığa attım ve kılıfın içinden telefonu çıkardım. Gerçi çaktırsam ne olacaktı ki, elektrikler yoktu, ışığı bana çevirmedikleri sürece bir şey göremezlerdi... Telefonu hızla sütyenimin içine koydum, oraya da bakmazlardı herhalde!
Kız olmanın faydaları.Diğer adam banyodan çıktı ve arkadaşına dönüp konuşmaya başladı "banyo temiz, bir şey yok."
"Dolapta da bir şey yok."
İkisi de ışıklarını bana doğru çevirince acıyan gözlerimi kıstım. Adamlar yanımdaki yatağa doğru ilerlediler. Yatağı demir ranzanın üzerinden kaldırıp altına baktılar, yastığı alt üst ettiler...
"Ne arıyorsunuz?" diye sordum merakla. Nereden çıkmıştı ki bu arama işi?
"Anahtar."
Anahtar...
Siktir...
Ya Aktan'ın kaldığı odaya gittiklerinde anahtarları bulurlarsa? Onu başka bir yere götürürler miydi ceza olarak? Ya da zarar verirler miydi? Gerçekten Allah kahretsin! Gerçi Aktan zeki bir adamdı, mutlaka bir şeyler yapardı ama yine de endişelenmekten alıkoyamıyordum kendimi...
Kafamı çevirip adamlara baktığımda bir tanesinin spor ayakkabılarımın içine baktığını gördüm. Diğeri de bana yaklaştı, aramızda bir iki adım vardı. "Üstünü arayabilir miyim?"
Yutkundum "tabii."
Adam elindeki feneri arkadaşına verdi ve aramızdaki iki adımlık mesafeyi tamamen kapatıp ellerini üzerimdeki eşofmanın ceplerine soktu, sonra belime dokundu, bacaklarımı kontrol etti ve sweatimin cebine baktı. Bir şey bulamayınca ellerini hızla geri çekti ve arkadaşına kafasıyla kapıyı gösterdi. Ne yapabilirdim ki? Kendimi yere atıp bayılma numarası mı yapsam? Yapsam ne olacak ki? Aktan sonuçta beni görmüyordu, ona önlem almasını söyleyemiyordum, ne yapsam boştu...
Ben aval aval yere bakıp düşünürken adamlar çoktan çıkıp gitmişlerdi. Sinirle masaya tekme attım. Ardından yatağa yüz üstü uzandım ve kafamı yastığa gömüp çığlık attım, bu her zaman iyi gelirdi... Hem karanlıktı, kameralar da beni göremezdi. Yani kimse beni izleyip bu kız kafayı yemiş diyemeyecekti.
Dönerek sırtüstü uzandım. Boş boş tavana bakarken karnımın gurultusu odadaki sessizliği bir bıçak gibi ikiye bölmüştü... Midemin bulandığını hissettim, açlıktandı. Açlıktan bayılsam dahi, o yemekleri yemeyecektim. Daha fazla zehirlenmektense aç kalmak daha iyiydi.
Elektrikler varken dahi çekilmeyen bir yer olan bu oda, elektrikler yokken daha da çekilmez bir hal alıyordu. Kapkara bir kutuya hapsedilmiş gibiydim, odaya hiçbir yerden ışık girmiyordu ve her yer simsiyahtı. Burada olmak bir kabus görmekten farksızdı. Tıpkı kabus gibi ürkütücü ve berbat...
(2 Gün Sonra)
Şişenin dibindeki birkaç damla suyu içip odanın diğer köşesine fırlattıktan sonra kollarımı karnıma dolayıp yatakta kıvranmaya devam ettim. Aradan ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum ama uzun zamandır yemek yememiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 Numara Serisi
DiversosOldukça sıradan bir hayata sahip olan Güneş ve arkadaşları, vakit geçirmek için yeni açılmış bir korku evine giderler fakat hiçbir şey sandıkları gibi olmayacaktır. Altı genç, kendilerini bir anda oraya hapsedilmiş olarak bulurlar ve bir tarafta ise...