36

5.5K 272 308
                                    


Ali'

-Oğluşum biliyorsun değil mi bana her şeyi anlatabileceğini? Korkmadan, çekinmeden?

-Şey annecim biliyorum ama..

Elini sakince saçlarımın üzerinde gezdirdi papatya kokulu annem. Her zaman anlayışlı ve sevgi dolu olmuştu.

-Oğluşum tamam şimdi hazır değilsin belki ama şu hastane işimizi bir halledelim sonra herşeyi anlat bana lütfen olur mu? Sen benim tek varlığımsın, yüzüne düşen hüznün sebebi neyse, bilmek istiyorum, hım?

Usulca başımı salladım. Kaçısım yoktu.

Enis'in ona anlattığından fazlası olduğunu biliyordu, annemdi sonuçta hissetmesi normaldi, çünkü keyfisizliğim devam ediyordu.

On yedi yıllık hayatım boyunca maruz kaldığım alaylara bile paye vermeyip pozitif olmayı, iyi biri olmayı seçen ben , bir türlü keyiflenemiyordum. İçimde ağır bir kullanılmışlık hissi vardı. Kırgındım. Kızgın değil ama kırgın.

Dahası okul gözümde büyümeye başlamıştı.Gitmek istemiyordum, Kağan'ın benimle uğraşmasına artık dayanabilecek  durumda değildim ama burslu okuduğum için bu beni zor duruma sokuyordu. Okulumun bitmesine az bir vakit kalmıştı ve dayanmam gerektiğini biliyordum.

Bu son oyunuyla birlikte kalbimde ki inancı da söküp almıştı sanki. İnsanların değişip daha iyi biri olabileceklerine karşı olan son umudum, Kenan ile  birlikte bana oynadıkları bu oyunla son bulmuştu.

Kağan'ın dahi, özünde kötü biri olmadığına inanmak istemiştim ben hep.
Çünkü bir seferde olsa beni korumuştu.Enis onun asla iyi biri olamayacağını her söylediğinde ben,Kağan'ın bana yardım ettiği o ilk ve tek günü hatırlamıştım hep..

Belki bir gün içinde ki gerçek iyiyi tekrar  ortaya çıkarıp benimle arkadaş bile olmak ister diye içten içe gizlice inanmıştım . Ama bu son yaptıkları ile kendi içsel dünyama olan inancımı da  sarsmayı başarmıştı. Kağan'dan da  bana olan nefretinden de  bıkmıştım.En çok da, bana yaptığı her şeye rağmen kızgın değil sadece kırgın olmamdan bıkmıştım.

Belki de o ilk karşılaşmamız olmasa kırgın değil kızgın olacaktım..

Daha fazla düşünmek istemiyordum. Neyse ki iyi haberler de vardı bu hayat da ve ben de annemden gelen bu sürpriz iyi haberle tüm kötülüklere rağmen inadına daha iyi biri olmaya hevesleniyordum.

Ben hayal dünyası gelişmiş bir çocuktum, hayal dünyam da sıklıkla bir kahramanı oynuyordum ve bence gerçek kahramanlar her şeye rağmen kalbini iyiliğe açanlardı.


...

Hastanedeydik, annem tüm olumsuzlukların arasında iyi haberlerle gelmişti ve ben de hayata yine pozitif bakmak için bir sebep edinmiştim.

Yıllar önce babamı ağır bir hastalığın pençesinde çaresizce kaybetmiştik. Geç teşhis edilen hastalığı acil çözüme kavuşamayınca bize de yasını tutup onu kalbimizde yaşatıp hayatımıza devam etmekten başka seçenek kalmamıştı.

Ölümün acısını erken yaşta öğrenmiş biri olarak bu konuda hassasiyetim fazlaydı. Bana yapılan tüm eziyetlere rağmen herkese iyi yaklaşmam, acıyı erken tadıp  erken büyümemden kaynaklıydı belki de.

Kısa bir süre önce, babamda görülen bazı belirtiler bende de çıkınca annem biyopsi dahil bir dizi teste sokturmuştu beni . Neyse ki tüm testlerim temiz çıkmıştı ve testlerle birlikte güzel de bir haber almıştık.

Safir {Tamamlandı} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin