₺
31 Aralık /20:18 /Yeni Yılın Girişi.
₺
Ali'
"Sevgilim hadi getir şu ağacı artık"
Kendi kadar ağacı kucaklamış üç basamaklı merdivenden iniyordu Kağan.
Salonun en köşesine, bahçeyi gören büyük camın önüne kurmuştuk tüm organizasyonu.
On bir kişilik.
Tüm öz aile buradaydık.
Son bir yılda yaşadığımız olaylar ve yoğun duygular bu kısacık zaman diliminde birbirimize yaklaştırmıştı bizi.
Belki de hep ahlayıp vahlandığımız kötü kaderimiz o kadar da kötü değildi. Belki de kötü kader dediğimiz şey sadece bizi daha iyi bir hayata götürmek için tabi tutulduğumuz basit bir sınavdı.
Biz bu sınavı hep birlikte geçmiştik.
"meleğim durayım mı burada iyi mi?"
"iyi sevgilim iyi, kapatacak baya camı ama, niye en büyüğünü aldın ki?"
"yavrum işte Melis için , biz Kenan'la ağaçlara bakarken baktım koşup bunun altına oturdu, kıyamadım ben de bunu aldım"
Gülmeye başladı, o sert hallerine ağır ve soğuk görüntüsüne kondurulamayacak kadar büyük bir saflıkla söylediği cümleye dayanamayıp oturduğum koltuk kenarından kalkıp yanına gittim.
Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarına uzandım. Dudaklarımı yumuşakca bastırdığım an belimi kavrayıp elleri sırtıma ve boynuma kayarken ağzımı aralayıp ıslak öpüşünü ve dilini kabul ettim.
Bir kaç saniye sonra dudaklarımın arasından kaçan kısık inlemem ile yavaşlayıp üst dudağımı emerek bıraktı.
-Hala vaktimiz var de bana bebeğim?
Bana bakarken gözleri aşkla parlıyordu yine.
-Saat kaç?
Dedim bakışına aynı karşılığı vererek.
Ama bunu dememle kapının çalması bir oldu. Buluşma için saat olarak 21.00 belirlemiştik ama elbette ki resmi bir davet olmadığı için saatin önemi yoktu.
Alnını alnıma yasladı bebek gibi dudak büzerek.
-Kesin baş başbelamız bu meleğim?
Gülümseyip dudağına son bir kez bastırdım dudaklarımı, Enis'i kastediyordu.
-Kesin,benim baş belam.
Elimi tutup kendine çekti.
Bir kez daha öpüp geri çekildi.
"senin tek baş belan var o da benim"
"Kağan lütfen?"
"tamam bir şey demedim hadi git aç,fazla sarılıp öpüşmek yok ama " deyip göz kırpışına göz devirdim.
Kağan ağacı yerleştirme işine geri dönerken ben kapıya yürüdüm. Açarken beklediğim sadece Enis'i görmekti ama kapıyı açtığım an yüzümde patlayan balonlar ve parlak şeylerle yanlız olmadığını anladım.
Anlık olarak kıstığım gözlerimi açıp karşıma baktım.
Enis, Göçmen abi, Kenan, Arın abi, Şero, Pamir abi, Melis ve annesi, annem. Hepsi testi gibi sırayla, yanağıma, omuzuma, saçlarıma ufak dokunuşlar bırakarak içeri girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safir {Tamamlandı}
General Fiction'' Üzerimde uyur musun? '' Yüzüme dikkatle baktı, '' Ali'm çok ağırım '' ' 'Ağırlığını hissetmeye ihtiyacım var' ' Melek gülüşü yüzüne yayıldı,o kusursuzdu. Kolları ile sardığı, çarşafların arasında ki çıplak bedenimi, nazikçe altına çekti ve u...