38

5.2K 253 91
                                    


Benden size gelsin 'Bıtter - Sweet by Alan Lennon'

.

➰Kağan'

Kalp acısı ya da ruhsal acı, varolduğu andan itibaren asla geçmeyeceğini ve bitmeyeceğini sandığımız bir sanrıdır aslında.

Etimize kemiğimize asla bulaşmayan ama belki de ondan daha beter yoksunluğa sürükleyen bir hacmi vardır bedende. Yoktur ama vardır. Dilinize sürdüğünüz biberin acısı gibi, elinizi kesen bir cam gibi tene değmese de, ondan daha çok yakar, susatır, kanatır ve acıtır.

Kurtulmak için çırpındıkca daha derine batar ve daha çok canınızı yakar.Hep geçse, bitse artık, mutlu olsam dersiniz ama asla sonu gelmez. Biri biter diğeri başlar sanrıların. Hayat da bir sona ulaşmak için yürüdüğümüz o uzun yolda, durmadan didinip, doldurmaya çalıştığımız koca bir boşluk değil midir  aslında..

Ben de mutlu olmak için bir zamanlar o boşluğu doldurmaya çalışanlardandım.

Annem gitti. Annem öldü. Vazgeçtim.

...

Gözlerimin önünden hızlıca akan yoldan, ağaçlarda takılı kalan bakışlarımı camdan çekip Arın'a çevirdim. Enis'le konuşup bilgi almasına karşılık bir şart koşmuşdu ve ben de söz vermiştim.

-Niye verdim ki ben sana böyle bir söz. Gitmek istemiyorum ulan işte. Hasta değilim ben.

-Kağan, benim için mi yapıyoruz , senin için yapıyoruz, bırak artık direnmeyi. Ayrıca hastasın demedim ama aşırı öfke problemin var sen de farkındasın. Lütfen

-Tamam kes ya,canım sıkkın zaten.

-Oğlum iyiymiş işte Ali,yarın öbür gün gelir okula, görürsün,sıkma artık, hem bir şey soracağım, attın tuttun o kadar çocuğa fotoğraflarını yayarım diye, napıcan şimdi?

Göz kırptı alayla.Ben burnumdan solurken o bilmiş bilmiş alay ediyordu . Ben ne zaman paçayı ele vermiştim.

-Bilmiyorum. Gelsin okula, göreyim de bir önce.

Dirseğimi cama dayamış iki parmağımla çene kavisimde geziniyordum gergince.

-Haha, ne, nasıl bilmiyorum oğlum, yayıyordun hani fotoğrafları, mahallesine filan, herkes görecek, bilecek kabul etmezse diyordun, öyle dedin o gün?

Çene eklemlerim kasılırken dişlerimi birbirine bastırıp gıcırdattım. Arın'ın bu ısrarcılığı oturduğum yerde zıplayan bacağıma ivme kazandırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

-Vur yüzüme Arın vur kanka, az kaldı ben de sana vuracağım şimdi.

-Hahaha, tamam tamam kızma, ama cidden ya, konu kapandı gitti sanki, bir tutturdun Ali nerde Ali nerde diye, oyuncağını çaldırmış çocuklar gibi. Yayacak mısın hakikaten fotoğrafları. Ulan çokta sevimli çıkmış Ali, kimbilir bakarsın talipleri bile çıkar, hahaha.

Deli damarımı biliyordu, bilerek üzerinde zıplıyordu şerefsiz. Bakışlarımı yüzüne çevirdim.

- Alay edenin de, gözü değenin de ağzını  gözünü sikerim. Yok fotoğraf filan yırtıp atacağım lan hepsini.

-Ee kanka ama sen o kadar eziyet ediyorsun çocuğa , o ne olacak?

Kelimelerin üstüne basarak söyledim.

-Ben ederim, ama 'ben ederim' başkası değil. Çekeceği varsa da benden çekecek.

-Hee, seveceği varsa da beni sevecek mi diyorsun o zaman?

Safir {Tamamlandı} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin