Ali'Yürümekten sarsılan bedenim pişmanlıkla kıvransa da, beni taşıyan ellerin sahibi daha az sarsılmam için beni sıkıca tutuyor ve tek kelime etmek istemiyor gibiydi.
Hala kollarındaydım ve henüz arabaya varamamıştık. Bense gözümü kapalı tutmakta zorlanıyordum.
Göz kapaklarımın altında gözlerim istem dışı oynarken sabit tutmaya çalışıyordum.
Sessiz ve soğuk sokakta yankılanan sert adımlı ayak sesleri hariç tek duyduğum ses anneminkiydi .
Annemin endişeli sızlanmaları eşliğinde, yaptığım eşşekliğe pişman olurken bir taraftanda deli gibi gözümü açıp burnuma dolan tanımsız kokunun kime ait olduğunu anlamak istiyordum .
Kimdi beni düşmeden hemen önce kucaklayacak kadar gözünü benden ayırmayan?
Kenan mıydı?
Motordan tam düşerken de o tutmamış mıydı beni o gün.Kenan'ın refleksi kuvvetliydi. O halde Kenan'ın kucağında mıydım?
Ama ya peki bu koku? Biz de kaldığı gece farklı kokuyordu. Çok güzeldi ama bundan farklı kokuyordu. Belki de o gece rakıyla karışık olduğu için öyleydi kokusu.
Peki ya ayağımı ısıtan eller? Sokakta ki çamurlu sularla kirlenmiş ayaklarımın kirine aldırmadan soğuktan korumaya çalışan eller kimindi?
Kesinlikle emin olduğum iki şey vardı, beni düşmeden önce kucaklayacak kadar ya da ayağımın kirine aldırmadan sarıp ısıtmak isteyecek kadar önemseyen Kağan olamazdı. O bir kere benden nefret ederdi . Benden nefret ettiğine emindim çünkü teklifini reddettiğim günden beri koca okulda bir tek benimle uğramıştı. Demek ki bir tek benden nefret ediyordu.
Arada sırada sağda solda birilerini sıkıştırıp dövdüğünü kavga ettiğini anlatırlardı ama sebebini asla kimse bilmezdi. Ben de gözümle hiç şahit olmamıştım. Belki de sadece dedikoduydu. Sonuçta benden nefret ediyordu buna emindim ama burada kapımın önünde ne işi vardı ya da benimle ne derdi kalmıştı hala bilmiyordum ve kesinlikle yaptığı şeylerin altında iyi niyet olamazdı.
Eskiden olsa ona kolayca güvenir ve inanırdım.
Çünkü insanların değişebileceğine inanan biriydim ben. Kötü biri sonradan pişman olup iyi olabilirdi bana göre. Ama son oynadığı oyunla birlikte inancım da karanlığa karışıp yok olmuştu. Yüzlerine bakıp''tebrikler sayenizde iyiliğe olan son inancımı da karanlığa yolcu ettim' demek isterdim ama demezdim çünkü artık buna değmezdi.
Belki de adını bilmediğim üçüncü kişinin kollarındaydım. Kafamı sallayıp düşünceleri savmak istedim. Kendimi tuttum. Bayılmıştım malum. Anneme kaydı kulağım yine. Hiç susmamıştı ama ben düşünceler aleminden henüz çıktığım için ne dediğini ancak anlıyordum. Diğerleri de muhtemelen açık vermemek için sessizdiler bu kadar.
-Ay benim oğluşum, seni bugün yanlız bırakmamalıydım çok büyük hata ettim ah aptal kafam benim.
İç seslerim sonunda isyan bayrağını bana karşı sallamaya başlamıştı.
''Aptalsın sen Ali anneni üzdüğün yetmiyor bir de sana oyun oynayan sahtekarların ilgisine kanıp mest oluyorsun''
'' Off ama hadi birazcık açsam gözümü baksam ne olurdu '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safir {Tamamlandı}
General Fiction'' Üzerimde uyur musun? '' Yüzüme dikkatle baktı, '' Ali'm çok ağırım '' ' 'Ağırlığını hissetmeye ihtiyacım var' ' Melek gülüşü yüzüne yayıldı,o kusursuzdu. Kolları ile sardığı, çarşafların arasında ki çıplak bedenimi, nazikçe altına çekti ve u...