Safir {Tamamlandı}

11

Kenan '

"Oğlum yüzünün hali ne? Yine mi dövüşe gittin?"

"Dur annem dur ya, iyiyim merak etme, ufak tefek bir kaç sıyrık, mühim değil"

"Nasıl değil oğlum şu haline bak , parayı bulmak için gittin değil mi? Ah benim çocuğum ah baban olacak o adam bizi ne hale getirdi"

"Annem başlama yine, ben varım babam yoksa, parayı da bulacağım  merak etme sen"

Hastanedeyim.
Kapıyı açıp usulca içeri girdim. Miniğimin yatağına yanaştım.

"Melis, abim?"

Gözleri yavaşça açıldı.
Beni görünce parıldadı yine.

"Abi?"

"Söyle zümrüt gözlüm"

Üzerine eğilip alnını öpünce kollarını uzatıp boynuma doladı.
Yataktan kaldırıp kucağıma aldım. Odanın içinde gezdik biraz.
Daha çok küçüktü.

Tekrar yatağa yatırıp üstünü örttüm.

"Abim ağrın var mı?"

Başını salladı sağa sola.
Kemoterapinin başındaydı. Erken teşhisti ve ilik bulmak için bize avantaj sağlamıştı . İliği bulmuştuk ama parayı bulmak çok zordu.
Melis uyuyana kadar saçlarını okşadım. İlaçların etkisi ile hemen uyuyordu zaten.

" Annem benim biraz işim var, bir kaç saate gelirim. Lazım bir şey  olursa ararsın"

"Oğlum, dövüşe filan gitme kurban olayım, kardeşinin canı da senin canın da benim için çok kıymetli"

"Mecbur kalmasam gidermiyim annem. Parayı nasıl buluruz başka türlü. Her yolu deniyorum işte. Bulacağım bir şekilde"

Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı . Ellerimi tuttu.

"Kul imdat demeden hızır yetişmezmiş oğlum, sakın unutma bunu. Biz imdat dedik hızır elbet gelecek. Kendine mukayyet ol bana yeter. Hadi git şimdi"

Hastaneden çıkıp motoruma ilerledim. Bir kaç güne buna da alıcı çıkardı nasılsa. İş yerimden, arkadaşlardan biraz toparlamıştım ama hala açık büyüktü. Bir haftada kapatılması için mucize lazımdı.
Ve o mucizeyi de Kağan denen piç kurusu sunmuştu. Bu da kaderin bir cilvesi olsa gerekti.

Motora binip hızlıca Ali'nin okuluna sürdüm.

Biraz heyecanlıydım. Sanırım ilk kez bir erkeği tavlamaya çalışacak olmak  beni germişti.

Sn