Yere çökmüş kadının, giydiği beyaz, iç gösterecek kadar ince gömlekle sarılmış sırtını gördüğünde elini boynuna atarak gömleğinin bir düğmesini daha açtı. Adreanna'nın şubedeki her erkeğin hayali olduğunu biliyordu. Kadının üzerindeki bakışlar fark edilmeyecek gibi değildi. İşin kötüsü kendisi de kadının rüzgârına kapılmak üzereydi.
Adreanna önünde eğildiği saatte yine hiçbir şey bulamayarak kalktığında arkasında Antonin'i görünce alayla güldü.
"Çözemeyeceğin davaya, ayıp olmasın diye, bakmaya mı geldin?"
Antonin, kadının kendisiyle bu şekilde dalga geçmesinden ne kadar sinirlense de şu an ilgilendiği şey söylediklerinden çok giydiği gömleğin üstündeki duruşuydu. Hem güzel hem zeki, fazlasıyla özgüvenli, sıradan bir beyaz gömlekle bile baştan çıkarıcı... Tapılası bir kadın olabilir miydi?
Kadın başını yana yatırarak Antonin'in ifadesiz yüzüne baktığında tekrar güldü ve bu davranış, bir kere daha, adamın düşüncelerinin bambaşka bir yerlere kaymasına neden oldu. Daha az önce kadından kurtulması gerektiğini düşünmüş olmasına rağmen şu an onunla mutlu bir gelecek hayali kurabilecek kadar kendini kaptırmak üzereydi. Hatta...Bu 2 ayda kesinlikle Adreanna'nın rüzgârına kapılmış, sürüklenmeye bile başlamıştı. Bu mesleğe adımını attığı o ilk günden bu yana hep zor kadınlardan hoşlanmıştı. Kendisine asla "evet" demeyecek, hayatlarının tamamını yalnız başına geçirmek isteyecek kadınlar... Kulağa şaka gibi gelecek olsa da bu yakışıklılığına, hoşlandığı kadınlar hariç her kadını etkileyebilecek havasına rağmen şu ana kadar sadece bir ciddi ilişkisi olmuştu. Onunla da nişanlandıklarından 1 ay sonra kadının onu aldattığını öğrenerek ayrılmıştı. Meslek hayatı ve annesi Florette ile geçirdiği zamanlar harici yaşadığı her şey boktan farksızdı. Kafasındaki geçmişe dair görüntülerden kurtulmak adına boğazını temizleyerek ellerini saçları arasına attı. Bir süre saçlarını karıştırdıktan sonra kendisine bakmayı sonlandırmış Adreanna'nın yanına, kırılmış camın önüne ilerledi.
Camdaki kurumuş birkaç damla kana bakıp konuştu.
"Neyse ki sadece birkaç damla..."
Adreanna güldü.
"Kan görmekten korkan seni nasıl polis yaptılar Antonin?"
Adam, kadının yüzüne bakabilmek amacıyla bir adım geriledi.
"Kan görmekten korkmuyorum," dedi sinirle.
"Korkmuyorsan bile iğreniyorsun," diye cevap veren kadının karşısında kollarını göğsünde birleştirirken onun neyden bahsettiğini anlamıştı. Bundan bir önceki davada gördüğü vahşet sahnesine dayanamamış daha fazla bakamayarak evden çıkıp bu da yetmezmiş gibi kusmuştu. O gün utanç verici bir gündü ama Adreanna'nın kendini haklı hissedip onunla daha fazla dalga geçmesine izin veremezdi.
"Adamın vücudunda tek damla kan kalmamıştı Adreanna. Bu zaten iğrenç bir şey. Senin buna dayanabilmiş olman sağlıklı değil asıl."
"Ben bir polisim. Bir dedektifin ortağı olabilmek için uğraşan bir polis... İşim bu."
Her kelimeyi üstüne bastıra bastıra söylemişti. Kadının bu üst düzey özgüvenine sahip olmak için ne yapması gerekiyordu?
"Her neyse..." diyerek etrafa bakınmaya başladı. Birdenbire durup olay yeri inceleme sırasının onda olduğunu anımsayarak Adreanna'nın koluna hafifçe dokundu. Kadın, kolunu sinirle Antonin'den kurtardı. Belindeki silahı eline aldığında Antonin, ellerini, onu koruyabileceklermiş gibi, silahın namlusu önünde tutmuştu. Şaşkınca bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rigor Mortis
Mystery / Thriller|Wattys 2022 Gizem/Gerilim Kategorisi Kazananı| ▪ Gözü kararan dedektif, masası üzerindeki eşyaları ani bir hareketle dağıttı. Kalemler ve içi kâğıt dolu dosya, içindeki kâğıtlar etrafa saçılarak yere düşerken Adreanna da Antonin de adı olmadığı içi...