Kulaklarını işgal eden bağırış sesleri gözlerini açmasına neden oldu. Kahverengi, dalgalı saçları lacivert kılıflı yastığın üzerine dağılmış, üstündeki lacivert çarşaf iç çamaşırları haricindeki çıplak bedenine temas ederek serinliğiyle tüylerinin diken diken olmasına sebep olmuştu. Gözlerini açmak kendisi için daha önce hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı. Kıpırdanmaya çalışırken vücudu ona ne kadar yorgun olduğunu hatırlatıyor, kemikleri bir bir sızlıyordu. Bağırış seslerine eşlik eden kapı çarpma sesi, odanın dışındaki koridorda gidip gelen ayak sesleri kendine gelmesine yardım etti, kafasını topladı. Yataktan elleriyle destek alarak doğruldu. Boynuna kadar çekilmiş çarşaf kayarak bacakları üzerinde toplandı. Gözlerini ovarken zaten bulanık olan görüşü bir süreliğine daha da bulanıklaştı. Dili, damağı, dudakları kurumuştu. Yutkunma isteğini yerine getiremeyecek kadar kötüydü. Yatağın önünde kalan pencerelerden odaya sızan güneş ışıkları yere çarpıyordu. Adreanna, şaşkınlıkla etrafına bakındı.
Yerde, buruşturulmuş zümrüt yeşili elbisesi, yan yana duran topuklu ayakkabıları ve Michael'a ait olduğunu anlamasının uzun sürdüğü beyaz gömlek ve adamın dün giydiği ceket vardı. Gördükleri karşısında ne düşünmesi gerektiğini bilemeyerek gözlerini ovuşturmaya devam etti. Bir rüyadan uyanmaya çalışır gibi canını yaka yaka ellerini gözlerine bastırdı. Dün geceye dair hatırladığı hiçbir şey yoktu. Ellerini gözlerinden çekti, bu sefer hedefinde saç dipleri vardı. Kendine gelmek için hafifçe çekiştirirken elleri titriyordu. Beyni daha şimdiden dün yaşanmış olması muhtemel olayların görsellerinin benzerlerini gözlerinin önüne getiriyordu. Oysa bunu reddetmek için aklına gelen mantıklı mantıksız her düşünceye açıktı. Titreyen ellerini şakaklarından çenesine kadar indirdi. Kalp atışları o kadar hızlı ve güçlüydü ki bunun başına bir iş açacağını düşünmeye başlamıştı. Sakinleşse iyi olurdu fakat henüz kavrayamadığı olaylar bunun olmasına izin vermiyorlardı.
Adım sesleri içinde bulunduğu odaya doğru gelirken ne yapması gerektiğini bilemeyerek kendini yatağa geri bıraktı. Sırtını kapıya doğru döndü, örtüyü başına kadar çekti. Kapı sertçe açıldı, odayı dolduran parfüm kokusu içeri girenin Michael olduğunu kanıtlıyordu. Adreanna'yı umursamadan bağıra bağıra konuşmaya devam etti. Adreanna, adamın ne söylediğini anlayamıyordu, adam yine İspanyolca konuşuyordu. Bilgisayara yöneldi, klavye üzerinde hızlı hızlı birkaç tuşa basarak şifreyi girdi. Adreanna, üstündeki çarşafı aralayabildiği kadarıyla adamın girdiği birkaç dosyayı görebilmişti. Az önceki bağırışları bir gülüşle bölündü ve sonra tekrar konuşmaya devam etti. Ekrandan bir şeyler okudu, karşıdan gelen sesle birkaç saniye kadar donakaldı sonrasında da koşarak odadan çıktı. Evin kapısının çarpışıyla evden de çıktığı anlaşılan adam, bilgisayarı açık bırakmıştı.
Adreanna, hâlâ büyük bir şok içerisinde olmasına rağmen yataktan kalktı. Dengesiz adımlarla bilgisayara yöneldi. Ekranı kaplayan yazılara bakmak için eğildi. Ayakta durmak onu bu kadar zorlarken yapabildiği tek şey kendisini sandalyeye atmak oldu. Dün ona verilen ilaç o kadar etkiliydi ki bilincinin yerine gelmediğini kavrayabilse de bunun sebebini hatırlamakta güçlük çekiyordu. Olayları sıraya koyamıyor, net bir şekilde duygularını ifade edebilecek kadar kendine gelemiyordu. Bulanık gören gözlerini kısarak ekrana yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rigor Mortis
Mystery / Thriller|Wattys 2022 Gizem/Gerilim Kategorisi Kazananı| ▪ Gözü kararan dedektif, masası üzerindeki eşyaları ani bir hareketle dağıttı. Kalemler ve içi kâğıt dolu dosya, içindeki kâğıtlar etrafa saçılarak yere düşerken Adreanna da Antonin de adı olmadığı içi...