Havaalanının kapısının önünde, yanlarından bavullarıyla geçen, bir koşuşturmaca içerisinde olan insanların arasında öylece duruyorlardı. İçeri girmeleri için kendilerine gereken cesaret ne esen rüzgârda ne de birbirlerine bakışlarında vardı. Kalabalığın ortasında daha fazla durmak istemeyen Beatrix, Adreanna'yı arkasında bırakarak içeri girdi. Kapıda güvenliği sağlamak namına hiçbir şey yoktu. Bir havaalanından beklenmeyecek şekilde insanlar kapıdan geçip direkt olarak kalabalığa karışarak gözden kayboluyorlardı ve bu durumu garipseyen kimse yoktu. Beatrix attığı birkaç adımdan sonra durarak etrafı incelemeye başladı.
Oldukça geniş alanın sağında ve solunda yer alan bankların arkasında, yüksek tavana kadar uzanan reklam panoları, siyahın üzerine italik harflerle yazılmış Exitus Letalis adını taşıyorlardı. Karşıda yürüyen merdivenler, merdivenlerin arkasında tanınmış bir kahve dükkânı ve dükkânın karşısını tamamen kaplayan bir fast-food restoranı vardı. Restoranın dışarıdaki tüm masaları dolu, kahve dükkanının karşısında akıl almaz bir sıra vardı. Şehirdeki insanlar burayı barınma yeri ilan etmiş gibi kimisi banklara uzanmış, kimisi ellerinde yiyecek içecekleriyle dolanıyorlardı. Havaalanında reklam panoları ve belli başlı ürün satışları yapan yerler hariç beyaz-gri tonları hakimdi. Beatrix'in hemen arkasında durmuş, onun gibi etrafına bakan Adreanna da şaşkındı. Daha önce hiç böyle bir kalabalık görmemişti.
"Şaka gibi," dedi Beatrix yanından geçen insanların bağıra çağıra konuşmaları sesini bastırmasın diye bağırarak.
"Havayolu şirketlerini değil direkt olarak havaalanını ele geçirmişler..."
Adreanna'nın kurduğu cümleye herhangi bir cevap vermeden karşısındaki kırmızı şapkalı, kısa boylu kadına doğru yürümeye başlayan Beatrix, gözlerini kadının elinde tuttuğu siyah broşürlerden ayırmıyordu. Aynı anda durumu fark eden Adreanna bu kadar aceleci olmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor olsa da Beatrix'i yalnız bırakmak istemedi. Birkaç büyük adım sonrası Beatrix, yanından geçen her insana inatla elindeki broşürlerden veren kadının tam karşısında durdu. Kadın, başını kaldırıp Beatrix ile göz göze geldiğinde kaşlarını çatarak üstüne bol gelen kazağın altına doğru bir hamle yaptı. Kadının arkasında duran Adreanna, silahına ulaşmaya çalıştığını anladığı kısa boylu kadına üstten bakarak konuştu.
"Böyle bir şey mi arıyorsun?"
Sırtına değen silahı hisseden kadın hızla arkasına dönerken elindeki broşürler etrafa dağıldı. İnsanlar bir an olsun ne olup bittiğine bakmadı, kimse kimsenin umurunda değildi.
"Beni rahat bırakın," dedi kadın, arkasına döner dönmez kalbi üzerine bastırılmış silahtan gözlerini ayırmayarak.
O kadar kısaydı ki Adreanna, bu gürültüde sesini ona duyurabilmek için eğilmek zorunda kaldı.
"Sana zarar vermeyeceğiz, buraya bunun için gelmedik. Silahını bana ver ve dinle."
Başta tereddüt edip etrafa bakınarak birileri ona yardım etsin diye beklese de işler umduğu gibi gitmeyince pes etti. Ustaca gizlediği silahı Adreanna'ya, Adreanna da Beatrix'e uzattı. Kadını yolun ortasından çekerek köşeye sıkıştırdılar. Beatrix konuştu.
"Exitus Letalis'e katılmak istiyoruz."
Kadın, az önceki korkusundan eser kalmamış gibi gülümsedi. Gülümseyişi saniyeler içerisinde büyük bir kahkahaya dönüştü.
"Buna neden bana söylüyorsunuz?"
İki kadın da birbirlerine baktılar. Adreanna kaşlarını kaldırarak bir soru yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rigor Mortis
Gizem / Gerilim|Wattys 2022 Gizem/Gerilim Kategorisi Kazananı| ▪ Gözü kararan dedektif, masası üzerindeki eşyaları ani bir hareketle dağıttı. Kalemler ve içi kâğıt dolu dosya, içindeki kâğıtlar etrafa saçılarak yere düşerken Adreanna da Antonin de adı olmadığı içi...