Rigor Mortis

BÖLÜM-44(SON)

     -Rusya-

      Haber kanallarında gösterilen görüntüleri elleri kalplerinde izleyen halk, art arda yerle bir edilen havalimanlarının haberlerini alıyorlardı. Ülkeyi ele geçiren kargaşa sokaklarda koşturmaya başlayan elleri silahlı insanlarla artarken kimse ne olduğunu tam olarak anlayamıyordu.

     -Almanya-

     Dünya genelini avcunun içine alan kaos onları da ele geçirmişti. Bir savaş başlamıştı, büyük bir sorundu. Bu insanların bunu nasıl başardığını anlamak zordu, bu canilikti. Kafalar karışık, gelecek günler belirsizdi.

     -Brezilya-

     Zarar büyüktü, yardım gerekliydi ama herkes aynı durumdaydı. İşler buraya nasıl gelmişti? Buna kim sebep olmuştu? Birkaç saatte bu nasıl olabilirdi? Neyle karşı karşıyalardı? Bu durumdan nasıl kurtulacaklardı?

     -İspanya-

     Herkes şoktaydı, kimse ne yapacağını, nasıl karşılık vermesi gerektiğini bilmiyordu. İşlerin buraya kadar gelmesi karşılarındaki düşmanların alt edilemeyecek kadar güçlü olduğu anlamına geliyordu. Kim, nasıl bu kadar güçlenmişti?

     -Japonya-

     Bu da neyin nesiydi? Kim kimle savaş hâlindeydi? Bu nasıl mümkün olabilirdi? Ülkelere oynamak ne zamandan beridir bu kadar kolaydı? Bu saldırılar devam edecek miydi? Onları nasıl günler bekliyordu, ülke geneli acı içindeydi, bu acıyı ne dindirecekti?

    -Türkiye-

     Halk birbirine girmişti. Haberlerde gösterilen görüntüler kıyameti aratmıyordu. Hastaneler dolmuş, insanlar hüzün içerisindeydi. Bu insanlığa sığmazdı, karşı konulması şarttı ama henüz kimse neyle karşı karşıya olunduğunu bilmiyordu.

 *

     Dünyanın dört bir yanında kara haberler duyuldu, terminaller de havalimanları da belli başlı sokaklar da art arda saldırıya uğradı. İnsanlar öldü, olay yerlerine akın eden ekipler canla başla çalıştı. Yas ilan edildi, ülkeler birbirleriyle görüşmelere başladı. O gün dünyanın dengesini değiştiren, ülkeler arasındaki problemleri sonlandıran gündü. Yardımlaşma başladı, insanlar masal kahramanlarını aratmayacak birliktelikleriyle el ele verdi. Düşmanları bir olan milletler, kenetlendi. Hedefi dünya olan Exitus Letalis, en büyük oyununu oynamaya başlamıştı. Pandora'nın kutusu açıldı. İçinden ihanet çıktı, intikam çıktı, kin, öfke, kan ve gözyaşı birbirine karıştı. Yeni bir dünya düzeni için kollar sıvandı.

     Her yerde aynı anons, farklı dillerde duyuldu.

     "Bu bir Exitus Letalis çağrısıdır. Biz ölümün karanlık neferleriyiz. İnanmadığınız, ciddiye almadığınız topluluğumuzdaki insan sayısı bir ülkenin nüfusunu geçtiği gün kapınızı çaldık, duyduğunuz sirenler gün geçtikçe artacak. Kapıyı açın, bize katılın, kazanın. Şeytanla aynı masada oturuyoruz, silahlarınız bizim tek bir bıçağımıza bile karşı duramaz. Kuralları yazan da kıyamet çanlarını çalan da biziz. Günah saatlerinde bizi yücelt dünya, adımızı evren, şanımızı Tanrı duysun."

 *

     O gün E.L'in karanlık yüzüne tanık olan her insan, daha önceden dünya geneline yayılsa da herkesin bilmediği Rigor Mortis'i tanıdı. Rigor Mortis, umut oldu, karşı atağın adı, savaşın narası oldu.

     Dedektif Denys Eloi, Adreanna Valera, Antonin Adélard ve Beatrix Violet tarih yazdı, dünyanın her bir köşesinde onlar konuşulmaya başlandı. Şarkılar söylendi, kitaplar yazıldı, reklam panoları onların yüzleriyle yenilendi, dizi yapıldı, film çekildi. Savaşın da barışın da liderleri olan ekip, siyah zemin üzerindeki beyaz italik harflere karşı beyaz zemin üzerindeki siyah italik harfler oldu.

     Hayat devam etti, yeni kurallar yazıldı, uluslararası barış her şeye rağmen huzur getirdi. E.L ile yıllarca sürecek savaş, gerçekleri açığa çıkardı.

 *

     Geceyi selamlayan lacivert gökyüzünden bir yıldız daha kaydı, koskoca evrendeki toz kadar dünya, içerisine hapsettiği insanları yepyeni sınavıyla baş başa bıraktı...