Rigor Mortis

BÖLÜM-37

     Odaya girerek kapıyı arkasından kapatan Adreanna, üstünü değiştirmek için acele etmeyecekti. Liam hakkında ne öğrenebilirse kârdı. Bakışlarını orta büyüklükteki odada gezdirdi.

     Kapının sağında, üzerinde lacivert nevresim takımı olan çift kişilik bir yatak vardı. Yatağın sağındaki duvarda bulunan kapının banyoya açıldığı belliydi. Karşı duvarda, arka bahçeye bakan iki pencere, sağ tarafta kalan pencerenin hemen önünde üstünde bilgisayar olan küçük bir masa, masa karşısında bir sandalye bulunuyordu. Bilgisayarı gözüne kestiren Adreanna, o tarafa ilerlemeden önce solunda kalan duvarı, boydan boya kaplayan gardıroba baktı. Odada başka hiçbir şey yoktu.

     Adreanna hızlıca gardırobun kapaklarını açarak içindekileri incelemeye başladı. Askıya dizilmiş neredeyse birbirinin aynı takım elbiseler, birkaç tişört, gündelik kıyafetler... Aradığı türden bir şey bulamayınca boy aynasının diğer tarafındaki dolap kapağını açtı. İçerisinde gördüğü kadın kıyafetlerine bir süre bakındıktan sonra kafası karışmış bir şekilde üstünü değiştirdi. Michael'ın ona verdiği kıyafetler, onun için özel seçilmiş gibi üstüne tam olmuştu. Üstündeki beyaz tişörtün üstüne sinmiş parfüm kokusu Adreanna'ya bu kıyafetlerin kime ait olduğunu düşündürürken masaya doğru ilerledi. Liam'ın yanına inmesi gerektiğini biliyordu, artık acele etmeliydi, yeteri kadar vakit kaybetmişti.

     Bilgisayar ekranının parlayışının ardından Michael Liam Abel adı altında çıkan parola kutusuna oflayarak baktı. Kolay olmayacaktı. Bilgisayarı hızla kapattı, çıkardığı kıyafetleri sandalye üzerine attı ve odadan çıktı. Merdivenleri inerken mutfaktan kulağına gelen Michael'ın bağırışlarını dinlemeye başladı. Telefonla konuşuyordu, birbiri ardına öfkeyle sıraladığı kelimeler İspanyolcaydı. Adreanna İspanyolca küfürler duyduğuna emindi. Onu kim bu kadar sinirlendirmişti? Beatrix'in burada olmasını ve adamın ne dediğini duymasını çok isterdi.

     Adımlarını yavaşça mutfağa yönlendirdi, merdivenlerden iner inmez gözleri silahını koyduğu çekmeceye kaymış olsa da Michael'ı öldürmenin şu anlık bir anlamı olmadığını biliyordu. Öncelikli hedefi, edinebileceği bilgilerdi. Mutfağın kapısında durduğunda gördüğü tablo, arkasındaki duvara doğru bir adım gerilemesine neden oldu. Onu görerek telefonu kapatan adam, telefonu yaslandığı tezgâha atıp kollarını göğsünde kavuşturarak gözlerini kadının kendisine şaşkınlıkla bakan gözlerine kilitledi.

     Adamın göğsünde kavuşturduğu sol elinden dirseğine doğu bir çizgi çekerek parke zemine damlayan kan damlaları yerde birikmeye başlamıştı. Ufak kan birikintisinin önündeki kırılmış bardağın parçaları her yana saçılmıştı. Michael az önceki sinirini gözlerine hapsetmiş, kaşlarını çatmıştı. Sol elini yumruk yapıp sıkmış bir hâlde Adreanna'ya gösterdi, yüzünde beliren gülümseme acı çekmediğinin bir göstergesi gibiydi. Elini açtı, avcunun içinden ayaklarının önüne düşen kanla kaplanmış cam parçası, olduğundan daha küçük parçalara bölündü. Adreanna, cam parçası ve Michael'ın gülen yüzü arasında mekik dokuyan bakışlarını adamın kesilmiş avucuna odakladı. Yarası kötü duruyordu. Gözlerini bir an olsun Adreanna'dan ayırmayan adam, diğer elinin parmaklarını eklem bölgelerinden bükmüş, arkasındaki tezgâhın kenarını sıkmıştı.

     Adreanna ne yapması, ne söylemesi gerektiğini bilemeyerek koridorun duvarına sırtını yaslamış bir şekilde öylece dururken bu durum, Michael'ın hoşuna gitmiş gibiydi. Adam sol elinin kanla kaplanmış bileğini ağzı hizasına getirdi. Önce dilini, dudakları üzerinde gezdirerek kurumuş dudaklarını ıslattı, ardından oldukça yavaş hareketlerle bileğine değdirdi. Bileğinden aşağıya kayarak oluşmuş, kandan çizgi üzerinde dilini gezdirirken Adreanna ona iğrenerek bakıyordu. Adam gösterisinin sonuna geldiğinde bakışlarını kadından ayırdı. Ona doğru yürüdüğünde gerilen, ondan uzaklaşmak için yer arayan Adreanna'ya başını yana yatırarak baktıktan sonra onu arkasında bırakıp üst kata çıktı. Adreanna, kapının kapanma sesini duyduğunda ne zamandan beridir tuttuğunu bilmediği nefesini verdi. Beyni bu görüntülerden sonra bir kere daha aynı şeyi fısıldadı: Bu adam bir psikopattı.