4.3

7.5K 408 128
                                    

1 Haziran, 2018

Kerem'in beni görmezden gelişinin üzerinden tamı tamına 15 gün olmuştu. Resmen terk edilmiş yavru köpek gibi hissediyordum. Hayır adam haklı olmasa, bir nebze vicdan azabım dinecek ama sonuna kadar da haklı. Ben depresyonumla baş başa iken kapı çaldı. Evde sadece ben olduğum için gidip kapıyı açtım. 

Kerem karşımda duruyordu. Ayakkabılarını tek hamlede çıkartıp beni omzumdan ittirerek içeri girdi. Kapıda donup kalmıştım. 

"Gelsene lan buraya!" diye bağırınca hafifçe silkelenip kapıyı kapattım. Nasıl ki ben onun evini biliyordum o da benim evimi biliyordu. Salondaki koltuğa yerleşmişti. Tam karşısındaki ikili kanepeyi işaret etti oturmam için. Sessizce geçtim, açıkçası yüzümdeki izi yeni geçmişti. Bir tane daha yapmasına neden olmak istemiyordum. 

"Doğru dürüst anlat şu işi."

Kerem sakin duruyordu ama ellerini sürekli ovuşturuyordu. Nereden başlayacağımı bilemedim. En baştan anlatsam bu kadar zamandır içinde miydi, bu kadar zamandır sakladın mı benden diyecekti. Yeni desem, uyu geçer diyecekti.  Omuz silkmekle yetindim. Kerem öfkeli bir gülüş sundu bana. 

"Mert, bir gram sabrım var. Üzerinde tepinme. Verdiğim şansı da sikip atma."

Hızla kafamı salladım, anlatmaya başladım. Onu ilk gördüğüm andan, hislerimden, anneme anlatışımdan, Baran'ın okulda Elif'e göz kulak oluşuna kadar. Elif'ten önce Kerem'e anlatmak baya bir koymuştu içime. Ama elimden gelen bir şey yoktu. 

"Öyle işte, savruluyorum etrafında. Kaçamıyorum da, Kerem. Yörüngesinden çıkamıyorum. Saçını ensesinde toplayıp da yürürken iki yana savruluyor ya o saçlar sanki ucunda bir sağa bir sola savruluyorum gibi ol-"

Kerem yüzünü sıvazladı sinirle. 

"Abisiyim ben abisi! Ağzının az ayarı olsun."

Haklıydı ama ne yapayım Elif'in abisiyse benim de en yakın arkadaşımdı. İçimi dökmek de istiyordum. 

"Ne kadar zordu biliyor musun, Kerem? En yakın arkadaşımsın, kardeşin olduğunu bile bilmiyordum ilk ortak projemize kadar. Her sabah Baran'ı okula bırakırken Elif'i görüyordum. Sonra seni alıyordum evden. Kendimi ne kadar iğrenç hissediyordum, bilemezsin."

Ben anlattıkça Kerem yerinde oturamadı, kalkıp büyük büyük adımlarla salonda gezdi. En sonunda ise tekrar karşımdaki koltuğa oturdu.

"Bak, saçma sapan konuşma senin nasıl bir adam olduğunun farkındayım. Eyvallah, saf temiz duygular bunlar. Benim kardeşimden bahsediyorsun Mert. Ağrıma gidiyor."

Diyecek hiçbir şeyim yoktu. Bir süre sessiz kaldık. İçimde tutamazdım, söyledim. 

"Ama Kerem, sence de çok tuhaf değil mi? Sana ilk söylediğimde küçücük Asya bile geldi aklına da Elif gelmedi. Senin gözünde o kadar mı ihtimali yok Elif'e aşık olabilmesinin birinin? Bence bunu düşün sen."

Dediğim şeyle dumura uğradı. Bir iki kere ağzını açtı kapattı. Kafasının karıştığı belliydi ama diyecek sözü de yoktu. Sonunda hiçbir şey demeden evden çıkıp gitti. 

4 Ekim, 2018

"Ne yapıyorsun lan sen burada?"

Arabamın camından kafasını sarkıtıyordu Kerem. Hemen kendimi toparladım. 

"Hiç, öyle tur atıyo-"

Sözümü kesip kapıyı açtı, oturup kemerini bağlarken söylendi.

SOBE || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin