Her şey hazırdı, planlandığı gibi Efe düzenlemelerin bitmesine yakın evden ayrılıp Ari'yi almaya gitmişti. Bahçede curcuna vardı, bense kendi odama çekilmiş pencerenin kenarından olan biteni izliyordum. Pasta kesilmişti, Ari şaşırmış herkese sarılmış hatta görebildiğim kadarıyla birazcık ağlamış bile olabilirdi. Hafiften acıktığımı hissettiğimde Ceren kapımı tıklatmış bana pastadan bir dilim getirmiş, aşağı inme konusunda beni ikna etmeye çalışmıştı ama nafile. Ben ait olduğum yerdeydim, herkesten uzakta iyiydim. Beni korumaya çalışmalarına gerek yoktu, kimse beni korumaya çalışmazsa beni yaralayamazlardı öyle değil mi? Dün öğrendiğim kadarıyla beni en çok korumaya çalışırken incitiyorlardı.
Gözlerim Ceren'in arkadaşı Efe'yi buldu. Karaoke setinin başına geçmişti, Ari heyecanla yerinde kıpırdandı. Ara sıra Kerem'in odama attığı kaçamak bakışları yakalıyordum ancak beni perdenin gerisinde göremiyordu, Asya bile sessiz sakin oturuyordu. Sadece önceden verilen bir sözü yerine getirmişlerdi. Kimsenin hevesi yok gibi duruyordu. Efe mikrofonu aldı eline bu şarkıyı Duman grubundan söylemeyi daha çok sevdiğini ama neticede bir Sezen şarkısı olduğunu söyledi. Ari'nin gülüp ellerini avcuna yerleştirdiğini gördüm. Dışarıdan biraz bakan biri onları sevgili zannedebilirdi ama iyi bir gözlem yeteneğiniz varsa onların birbirleri için anlamının ne olduğunu anlayabilirdiniz. Ve ben iyi bir gözlemciydim, bir an için Ari'yi kıskandım. Ben kendi abime güvenemiyorken artık o kan bağı olmayan birine gözlerinde ışıltılar ile bakıyordu.
Efe sakince şarkısını söylediğinde gözlerim Mert Ali ile buluştu, bahçede beyaz sandalyeyi geriye atmış elinde bir sigara izmariti ile odamın penceresine baktı.
Efe'nin mikrofonun verdiği etki ile sesi odama kadar net duyuluyordu.
"Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak.
İster öp okşa, istersen öldür."Mert Ali, elindeki sigara izmaritinden derin bir fırt çektiğinde dudaklarını kıpırdattığını fark ettim. Eşlik ediyor gibiydi şarkıya.
" Yüreğim tutuklu, göğsüm kafeste."
Kalbimin kaburgalarım arkasında takla attığını hissettim. İlk defa açlıktan olmasa da midem kasıldı, büküldü. Sanki Mert Ali elini içeri sokmuş tüm iç organlarımı birbirine katıyor gibi hissettim. Ama dün okul çıkışı aklıma geldikçe içimdeki tüm yeşermeye meraklı çiçekler kendini asıyordu dallarına.
Kerem aniden kükrer gibi atladı Emir'in üzerine, Mert Ali araya girip onu Emir'in üzerinden almaya çalışıyordu. Kerem bana döndü, sanki orada olduğumu konunun öznesi olduğumu yeni hatırlamış gibiydi.
"Elif, hemen arabaya bin."
Normalde olsa Kerem bana bu ses tonu ile bir söz söylediğinde onu yapardım. Ama kaşlarım çatık şekilde ona bakmayı sürdürdüm. Ceren kolumu tuttuğunda hafifçe geriye ittim.
"Elif, güzelim hadi abicim."
Kendimi basit, düşük bütçeli bir yaz dizisinde gibi hissediyordum. Ve sanırım senarist beş para etmez biriydi. Zira, karakterim süslü cümlelerden uzak, kaosa yakın ve olası aşk çokgenlerinin tam ortasında duran ama asla varlığı sezilmeyen salak bir kız olarak resmedilmişti.
"Haberi bile yok değil mi Kerem?"
Emir, sanırım benim karakterimden daha da salak olarak yazılmıştı. Zira, bunca kaosu yaratıp sonrasında kendini teyit etme gereği duyuyordu. Haberim olsa sence donmuş vaziyette kalakalır mıyım kaldırımın ortasında diye çıkışma isteğimi bastırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE || Yarı Texting
Chick-Litbilinmeyennumara: Bol giydiğin sweatlerin, hırkaların seni gizleyeceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun. bilinmeyennumara: Ben seni gördüm. bilinmeyennumara: SOBE!