5.4

5.3K 326 26
                                    

"Geldi yine tipini-"

Kerem'in kurduğu cümleyi duyduğum anda koluna vurdum. Kerem bir yandan kolunu tutarken bana ters bir bakış atıp cümlesini tamamladı. 

"Sevdiğim diyecektim Elif." 

Kerem'e gözlerimi devirip sadece beyaz bir tişört ve kot pantolon ile dahi böyle güzel görünebilmeyi başaran Mert'e çevirdim bakışlarımı. Mert hızlı adımlarla yanıma gelip bana gülümsediğinde istemsizce gülümsedim. Elindeki su şişesini açıp içmem için bana uzattığında Kerem bize bakıp gözlerini deviriyordu. Hepimiz Kerem'e söz verdiğimiz gibi, Ceren Ari'nin de rol aldığı tiyatro gösterisini izlemek için üniversitenin etkinlik salonunun önündeki alanda kapıların açılma vaktini beklemeye başladık. Baran normalden daha sessizdi. Elleri deri ceketinin cebinde ayaklarına bakarak durduğu yerde sallanıyordu. 

"Baran'ın canı bir şeye mi sıkkın?" dedim sadece Mert'in duyabileceği şekilde. Mert Baran'a bir bakış atıp tekrar bana döndü. Yüzünde içten olmayan bir tebessüm vardı. 

"Bilmiyorum ki Elif'im. Birkaç gündür böyle, sıkıştırdım da konuşmadı. Sınav stresi falan diyor." dedi. Kerem o sırada kendisine selam veren bir grubun yanına geçmek için yanımızdan ayrıldı.

İç çekip Baran'a tekrar döndüm. Onun bu halinin canımı sıktığını inkar edemezdim, zira nedenini tahmin edebiliyordum. Ancak bazı meseleler, üçüncü bir kişinin varlığı olmadan dahi yeteri kadar yıpratıcı olabiliyordu. Baran'a bakarken birkaç kişinin dik bir şekilde bana baktığını hissettim. 

Kafamı o yöne çevirdiğimde ise 3 kız 2 erkekten oluşan bir arkadaş grubu ile karşılaştım. Onlara bakmama rağmen kafalarını çevirmeyip bana bakmaya devam ettiklerinde rahatsız oldum. 

"Ne oldu?" diyen Mert'in sesi ile irkilip kafamı ona döndürdüm. Kaşlarım çatılınca kendini açıkladı. "Resmen kişisel alanımı ihlal ettin." diye takıldığında Mert'e kendimi yapıştırdığımı fark ettim. Hiçbir şey açıklamadan tekrar az önce baktığım ve bana bakmaktan çekinmeyen arkadaş grubuna kafamı çevirdiğimde Mert'in de onlara baktığına emindim. 

Zira yanılmadığımı Mert'in yanımda kasılmasından anladım. Ben herhangi bir hamle yapmadan bir şey yapamayacağını bildiğimden ellerimizi birleştiren taraf ben oldum. Üstelik bunu Kerem'in bizi görebilecek olmasına aldırmadan yaptım. 

Aferin sana, arada bir şaşırtıyorsun beni. 

Mert, kafamın üzerine hafifçe bir öpücük kondurduğunda Kerem görmüş olduğu arkadaşlarından ayrılıp yanımıza gelip kaşlarını çatarak önce ellerimize sonra suratımıza baktı art arda. 

"Bu gün cool ve modern abi günümdeydim. Ama bu hesap sorulur." diyip benim sağ tarafıma geçti. Hızla kolunu omzuma sarıp Mert'ten elinden geldiğince uzaklaştırmaya çalıştı. Şimdi suratım onun göğsüne basılmış şekilde duruyordu.

"Canım kardeşim." diyerek beni boğmaya çalışıyordu. Sonunda nefes almama izin verdiğinde Baran geldiğimizden beri ilk defa konuşmaya girdi. 

"Bu kapı ne zaman açılacak? Niye burada dikiliyoruz? Madem saati var gidip bir yerde oturalım. Biletlerde koltuk numarası yazmıyor mu? Yer mi kapacağız? Kapıda niye bekliyoruz, sanatçılardan imza mı alacağız ya?" 

Baran söylenip tekrar ayaklarına indirdi bakışlarını. Baran'ın bu çıkışı ile hepimiz şaşkın şekilde birbirimize baktık. 

"Abicim," dedi Mert oldukça uysal bir ses ile. "İyi misin?"

Baran yanaklarını şişirip kocaman bir nefes verdi. Gözlerini devirip cevap dahi vermeden tek kaşı havada şekilde etrafa boş bakışlar atmayı sürdürdü.

SOBE || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin