Bugün 3 bölüm atacağım. Bunun nedeni aynı gün içinde olacak olanların kesintiye uğramaması. Karakterlerin tam olarak oturması için olacak.
Herkese iyi okumalar. 🍯🍯🍯
•°•°•°•
Sitenin önünde her zamanki gibi otobüse binecektim. Durağa gittiğimde Emir'in çoktan orada olduğunu gördüm. Genelde denk gelmezdik, ben zaten daha erken çıkardım evden. O genelde son dakika yetişenlerdendi. Bazen rast gelirsek de birbirimizden en uzak köşede durur otobüs gelir binerdik, otobüste de birbirimizden ennuzak köşelere geçerdik. Emir her zamanki rutinini bozup yanıma ilerledi. İki gün üst üste bana doğru gelmesi varlığını unuttuğum kalbimi hızlandırdı.
Bundan hiç hoşlanmadım.
Yanımda duruyordu, yüzüne bakmadım. Yüzüme bakmadı. İkimizin de kulağında kulaklık vardı. Yan yana sözcüğünün arasında dahi bir harflik boşluk var Emir, bana bir nefeslik boşluk bırak bari. Pes eden o oldu. Kulaklığını hırsla kulağından çekip benimkine uzandı.
"Bak yalan söylemene gerek yo-
Kulaklığımı çekmesine hem şaşırmıştım hem de öfkelenmiştim. Bu ne cürret Emir? Ne hakla bana ait herhangi bir şeye elini uzatırsın?
İçimden taşan bir öfke hissettim. Yaptığı harekete şok olduğum için gözlerim kocaman açıldı. O da yaptığı hareketin saçmalığını anlamış olmalı ki ellerini suçsuzum dercesine havaya kaldırdı. Boylarımız neredeyse eşitti. Emir kısa değildi, ben uzundum. Fazlasıyla.
"Özür dilerim. Sadece yalan söylemen beni çok öfk-"
"Ne yalanı ya!"
Aniden sesimi yükseltmem ile Emir ellerini indirip iki yanında sıkmaya başladı. Bu ses, bu öfkeli ses benden mi çıkmıştı? Yüzü kararmış, kaşları çatılmıştı. Güzel gözleri kapandı, derin bir nefes aldı.
"Bir, daha, sözümü, kesersen, Elif-"
Her kelimeyi bastıra bastıra söylüyordu. Sabah sabah enerjimi asla ona harcayamayacaktım. Bir şeyleri kendi içimde halletme sürecim oldukça uzun ve ağrılıydı. Tekrar başa saramazdım. Onunla ufacık bir konuşma dahi içimdeki çiçekleri tekrar filizlendirecekti. Kulaklığımı tekrar kulağıma yerleştirdiğimde Emir pes edercesine önüne döndü.
Otobüs geldiğinde her zamanki rutini o bozduğu için intikam alır gibi önce ben bindim. Dörtlü koltuğun iki önündeki ikili koltuğa oturduğumda kafamı cama yaslayıp otobüsün hareket etmesini bekledim. Hem sabahın erken saatleri olduğundan hem de bizim ev ile okul arasındaki güzergâh arasında otobüs çok kalabalık olmuyordu. Genelde boş olurdu sabahları. Okul çıkışında da genelde yürürdüm zaten. Demin olanları unutmak istercesine derin bir nefes aldım. Aldığım anda pişman olduğum bir nefesti. Sigara kokusu ile karışmış Emir'in parfümü burnuma doldu. Yanıma oturduğunu dahi fark etmemiştim. Emir tüm rutinlerimizi bozmaya ant içmiş gibi davranıyordu. Ben istemeden benimle konuşuyor, yanıma oturuyordu. İstemsizce yüzümü buruşturduğumda, Emir'in gözleri yine yüzüme dönmüştü. Şunu yapmayı kes, diye bağırmak istedim. Ama onun yerine bakmasından rahatsız olarak saçlarımı yüzümü kapatacak şekilde yüzüme örttüm. Ben buydum, bu kadardım. Pasif protestolar yapardım. Önüne dön diye bağıramazdım mesela, ben yerimi değiştirirdim. Bu durum bana cidden aciz hissettiriyordu. Aklımı başka bir yere odaklamam gerekiyordu.
Z, dün Emir'le olanları söyledikten sonra hiçbir şey yazmamıştı. Uygulamaya girdiğimde en son mesajıma görüldü attığı saat son görülmesiydi. Şu an onunla konuşmak istiyordum. Bu istek beni de şaşırtırken telefonumda açıp tekrara aldığım şarkının ismini attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE || Yarı Texting
ChickLitbilinmeyennumara: Bol giydiğin sweatlerin, hırkaların seni gizleyeceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun. bilinmeyennumara: Ben seni gördüm. bilinmeyennumara: SOBE!