4.9

6.9K 424 67
                                    

Y.N: Herkese merhaba, uzun bir arada verdik gibi oldu değil mi?
Öncelikle sanırım SOBE'nin en uzun bölümü bu oldu.
Bu bölüm için başta uyarı koymak durumundayım;
taciz, cinsel saldırı, intihar geçmişi olan kişiler tetiklenebilir.
Lütfen, bu uyarıyı görmezden gelmeyin.

Sizi seviyorum, iyi okumalar. 

xoxo.

Kerem'in ağzından...

Annemin meşgule attığı telefonum ile iyice delireceğimi hissettim. Bir de otomatik bir mesaj yollamıştı. "Duruşmadayım, lütfen mesaj atınız." 

Büyük harfler ile "EVE GEL ANNE" yazıp gönderdim. Asya ve Elif hala okuldaydı, babamsa işteydi. Şu an onlarsız konuşmak için doğru vakitteydim. Bu işin bu kadar uzamasına neden olan şey annemin geçmişiyle de bugünüyle de yüzleşemiyor olmasıydı. Yüzleşemedikleri farkında olmadan bizim geleceğimizi mahvetmeye devam ediyordu. Evet, belki Emir ile Elif'in arasında herhangi bir şey yaşamamış olması Elif açısından iyiydi. Ya da değildi, bilmiyordum. Tek bildiğim şey annemin Elif ile yüzleşmesi gerektiğiydi. Belki bu sayede ben de Elif ile yüzleşebilirdim. 

Öğrendiği andan beri suratıma bakmıyordu Elif. Eh haksız mıydı? Asla. Emir'i ondan uzak tutup bir de üzerine Mert'e yardım ettiğimi de öğrenmişti. Elif'in hayatında en güvenilir insan sıralamasında aniden yere çakılmıştım. Her tarafım yara bere içindeydi ancak izleri gizleme konusunda fena halde yetenekli olduğum da su götürmez bir gerçekti. 

Kapıda dönen anahtar sesi ile yerimden fırladım. Beklediğimden erken gelmişti annem ya da benim tahminimden daha uzun süredir oturma odasında boş boş oturuyordum. Bilmiyorum. Aslında Elif benden uzak durduğu için ben tam olarak ne yapılır ne edilir pek bilemiyordum. 

"Kerem??" diye bağırdığını duydum. Sesinde endişe vardı. Hayret, demek annem bizler konusunda endişe hissedebiliyor. Oysa o her zaman soğukkanlı ve planlayıcı olmuştur. Sesimi çıkartmayıp odanın kapısında kendimi gösterdim. Elinde dosyalar ile koşarcasına yanıma geldi.

"Ne oldu? Aradım defalarca, açmadın? Ne oldu Kerem?"

Arka arkaya sıraladığı sorularına cevap olarak omuzlarından tuttum. Olabildiğince sakin şekilde onu tekli koltuğa yönlendirdim. Bu hikayede en az onun kadar suçluydum, tüm suçu ona yıkıp bağıracak çağıracak halim yoktu. 

"Elif, Emir ile konuştuğumuzu öğrendi."

Annemin yüzündeki endişeli ifade büyüdü ve yerini korkuya bıraktı. Annem, Elif'in verebileceği tepkiden mi korkuyordu? Hız kesmeden devam ettim. Onu beklerken oturduğum yere geçip sakin kalmaya çalıştım.

"Neden konuştuğunu sonrasında benim neden Emir'i tehdit ettiğimi bilmiyor. Elif suratıma bakmıyor. Anne, bilmesi gerekiyor. Kardeşim şu an benden nefret ediyor."

Annem yutkundu, kendini toplamaya çalıştı. 

"Hala ona karşı bir şeyler-"

Hızla kafamı olumsuz anlamda sağa sola salladım. Şu an Elif'in hayatında birinin olduğunu bu kişinin kim olduğunu öğrenmesine gerek yoktu. Ama Emir ile herhangi bir duygusal bağının olmadığını bilmesi gerekiyordu. Annem tepkim üzerine bir derin nefes aldı. Koltukta biraz daha yerleşti ancak hala oldukça uçta oturuyordu. 

"Anlattın mı?"

Tekrar başımı olumsuz anlamda salladım. 

"Anlatmış olsaydım şu an baş başa konuşuyor olmazdık."

Sanırım annem ilk defa mantıklı düşünemiyordu. Ne kadar kendisini toplamaya her zaman tanıdığımız o kadın olmaya çalışsa da yüzündeki ifadenin gölgesini silemiyordu. 

SOBE || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin