Bir sağlık sorunu nedeniyle buraya gelemedim;
ama tahmin ettiğimden daha uzun sürdü bu süre.
Beklettiğim için hepinizden özür dilerim.
Mert'e gerek olmadığını söylesem de kabul ettirememiştim, sonuç olarak Melek Hanımla biraz oturduktan sonra Baran gelmeden evlerinden ayrılmıştık. Mert Ali beni eve bırakıyordu, keyifli keyifli ıslık çalıyor ara sıra yüzünü bana çevirip muazzam bir gülüş sergileyip ardından tekrar yola odaklanıyordu. Ne yapacağımı elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyorum ama iyi tarafı o da benden farksızdı. Aniden kaşları çatıldı, kafasını iyi tarafa salladı.
"Ne oldu?"
Yutkunup alt dudağını ağzının içine yuvarladı, direksiyonu gevşet halde tutan elleri sıkılaşmıştı.
"Sormaya korkuyorum ama nasıl anladın?"
Onun da en az benim kadar gergin olduğunu biliyordum, sormak istediği şeyin ne olduğunu da anlamıştım. Ona karşı hislerimi nasıl fark ettiğimi merak ediyordu doğal olarak zira ben de onun bana karşı hislerinin içinde nasıl doğup yeşerdiğini anlamakta zorlanıyordum.
"Sanırım seninle çardakta oturduğumuz zamandı, kendimi ilk defa birinin yanında ağlarken rahat hissetmiştim. Bu hissi bir kere daha yaşamıştım, yanımda biri olmasına rağmen ağlamaktan çekinmediğim bir an daha olmuştu."
Sözlerimle direksiyonu kavrayan elleri daha da sıkılaşmış eklem yerlerindeki beyazlamaları görebiliyordum, derin bir nefes aldı. Emir yüzünden ağladığım zamanı kast ettiğimi anlamıştı.
"Z'nin beni anlaması, yani yanlış anlama ama birinin beni sevmesi değil de anlaması daha mühim gelmişti."
Kafasını beni onaylarcasına salladığında biraz olsun üzerimdeki çekingenliğin kalktığını hissettim. Ellerimle saçlarımı yüzümden çekip parmaklarıma odaklandım, tüm mimiklerini yakalamaya çalışıyordum ama ona bakarken de elimde olmadan utanıyordum. Utanmamın nedenini bilmiyordum, bazen bazı hislerin neden olduğunu bilemezsiniz. Sanırım ona karşı hislerimin tam anlamı buydu. Kırmızı ışıkta durduğunu yüzümü tarayan gözlerini hissettiğimde anladım. Hızla konuşmamı devam ettirdim.
"Bazen bazı hislerin nedenini bilemezsin. Diğer türlü olsa daha kötü zaten. Yani, düşünsene seni ne bileyim sırf çok yakışıklı olduğun için seviyor olsaydım ve sonra senin başına bir şey gelip sonrasında yakışıklı olmayacak olsaydın seni sevmiyor olurdum. Ama böyle nedensiz ve zamansız olduğunda bunu kaybetme ihtimalim yok olmuş oluyor. Haksız mıyım?"
Bir nefeste söylediğim sözlerin ardından onu hafif kıkırtısını duyduğumda onu çok yakışıklı bulduğumu itiraf etmiştim. Bugün kaçıncı itirafımdı bu? Sanırım bir ufak sızıntı duvarlarımdan geçtiğinde tamamen çıkmak için uğraşıyordu içimdeki engin denizim.
"Baran zannetti-"
"Açıklamak istemediğin şeyleri açıklamak zorunda hissetme kendini."
Hızla sözümü kestiğinde Ceren'in aklına uymanın ne denli yanlış olduğunu ve Mert'i aslında bu durumun ne kadar incittiğini fark ettim. Kaşlarımı çatıp suratına baktığımda onun da kaşları çatık halde yola baktığını gördüm. Elim benim kontrolüm altında değilmiş gibi koluna dokundu, Mert dokunuşumla afallayıp yutkundu.
"Yalnız temas etmezsek bendeki de kalp."
Ağzının içinde mırıldandığı şeyle kahkaha attığımda onun da yüzünde bir gülümseme vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE || Yarı Texting
ChickLitbilinmeyennumara: Bol giydiğin sweatlerin, hırkaların seni gizleyeceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun. bilinmeyennumara: Ben seni gördüm. bilinmeyennumara: SOBE!