Medya, karakterler.
•°•°•°
Yol boyunca Mert Ali ile Kerem'in sohbetini dinledim. Mert Ali'yi daha önce görmüştüm, bizim eve sık sık geliyordu. Ancak Kerem ile yeni yeni toparlanan aramız nedeniyle sanırım hiç aynı ortamda oturmamıştım. Şimdi onlara çaktırmamaya çalışarak Mert Ali'ye baktığımda cidden Baran Ali ile çok benzediklerini fark ettim. Sanki Baran'ın birkaç sene sonraki hali gibiydi. Ama temel birkaç nokta farklıydı.
Baran'a baktığınızda onun ilk etapta soğuk gözlerini fark edersiniz, mavinin en soğuk tonu. Yüz hatları Mert'e göre daha yuvarlak olsa da Baran kesinlikle dışardan çok sert bir duruşa sahip. Ama Mert keskin yüz hatlarına, sivri çenesine rağmen o kadar fazla gülüyor ki o keskinliği alıp götürüyor. Mert'in de gözleri mavi ancak daha sıcak bir mavi. Dudakları Baran'a göre ince hafiften kirli sakalları var ve dövmeleri var. Baran da belki lise bittiğinde abinin stiline yakın bir stil bulur kendine, ama hayır. Baran hep kapüşonlu ile gezecek bir tip. Onu hiç küpeli, dövmeli falan düşünemiyorum.
"İşin var mı peki Elif?"
Mert'i arka koltuktan incelemeye o kadar dalmıştım ki uykudan uyanır gibi sıçradım yerimde Kerem'in sesi ile. Mert'e baktığım anlaşılmasın diye hızla gözlerimi kaçıracaktım ama dikiz aynasından gözgöze geldik. Tam da dikiz aynasından ona bakarken, çok güzel. Kim bilir şimdi hakkımda ne düşünecek?
"Aa, duymadım. Neden işim var mı?"
Bakışlarımı hala dikiz aynasında Mert ile kontakta tutuyordum. Cidden Elif, kafanı çevir artık. O ana kadar hala hareket ettiğimizi zannederken çoktan siteye geldiğimizi ve Mert'in arabayı park ettiğini anladım.
Mert de çekmiyordu ki gözlerini. Cidden, Elif kes şunu diye kendimi sarsmak istedim. Keşke bedenimi saniyelik terk edip kendime bir tokat atsam bu sayede kendimi uyarabilirim. Mert, bana ters bir şekilde mi bakıyor? Çok güzel, muhtemelen abisinin arkadaşını kesen ezik bir liseliyim gözünde.
Sana ne onun gözünden?
Kerem arabadan inince bunun verdiği hareket enerjisi ile ben de başımı çevirip arabadan inmeyi başardım. Tebrikler, motor becerilerin gelişiyor Elifciğim.
Salak.
Mert de yanımıza geldiğinde eve doğru yürüdük. Salonda oturup film izleyeceklermiş eğer istersem ben de onlara takılabilirmişim.
Kerem'in film zevki, o kadar kötü ki. Yani en azından aynı şeylerden hoşlanmadığımız aşikar. Herkes gerilim sevmek zorunda değil neticede. Veya bilimkurgu?
"Asya da tek kalmak istemeyecek. Buna göre seçersen olur."
Asya sadece ama sadece
"Yine mi romantik film izleyeceğiz?!"
Evet, Asya sadece romantik filmleri izler. Şaşırdık mı? Hayır.
Kerem bunu söylerken anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. Onlar içeri geçerken ben de üzerimi değiştirmek için merdivenlere yöneldim. Asya bizden önce gelmiş çoktan üzerini değiştirmiş komik, ama o asla komik olduğuna ikna olmuyor, pandalı tulumunu giymiş kanepede televizyon izliyordu. Attığı çığlıkla merdivende geri dönüp salonun girişine baktım.
"Aaa MERT"
Asya hızla Mert'in üstüne atlarken Kerem kıskançlık dolu bakışlarını Mert'e çevirdi.
Asya'nın üstüne zıplayacağı kadar çok mu vakit geçirmişlerdi? Ben nerdeydim o zaman?
"Abi diyeceksin Asya. Mert Abi."
Asya Mert'in boynuna doladığı kollarını daha da sıkıp Kerem'in suratına bile bakmadan konuştu.
"Mert bunu sorun etmiyor abi. Değil mi Mert?"
Mert Asya'yı tutarken bir yandan gülmemek için kendini zorluyor gibi duruyordu. Hızla kafasını sallayıp Asya'yı onayladı. Kerem Asya'yı Mert'in üstünden almaya çalışırken bir yandan " ben de eve geldim" diye sitem ediyordu. Mert onların bu haline daha fazla dayanamamış olacak ki kafasını çevirip bir kahkaha patlattı.
Bilin bakalım gözlerini çevirdiğinde merdivende kim ona bakıyordu?
Evet, ben.
Bir gün içinde ikinci kere onu izlerken yakalandım.
Hızla arkamı dönüp merdivenlerden çıktım. Üzerimi değiştirip yüzümü elimi yıkadım. Aynada kendimi sakinleştirdim. Birazdan aşağı iner ve ona hiç bakmam o da benim onu kestiğimi düşünmez artık.
Kesmek ne ayrıca Elif?
Keşke bazen, kafa sesimi susturabilsem. Etrafımda ne olursa olsun her daim konuşan bir ses var. Ve bu gerçekten can sıkıcı oluyor.
Aşağı indiğimde Mert ile Asya ikili kanepede oturuyorlardı. Asya okulundaki birkaç kişiden bahsediyordu Mert'e. Kerem ise üçlü kanepeye oturmuş onlara ölümcül bakışlar atıyordu. Utanmasa "kalk lan kardeşimin yanından" üzerine saldıracaktı. Kerem salonun girişinde beni görünce krizi fırsata çevirdi.
"Benim en sevdiğim, en güzel, en akıllı, en tatlı kardeşim de gelmiş. Gel benim biricik kardeşim abinin kanatları altına. Sen hainlerden olma."
Asya daha en sevdiğim kısmında kafasını ağır çekimde Kerem'e döndürüp kırmızı gözlüklerinin arkasındaki badem gözlerini tehditkâr bir biçimde kısmıştı. Kıkırdayarak Kerem'in kanepenin başlığına attığı kolunun altına girip oyununa ortak oldum. Kerem'in oyunu işe yaramış olacak ki Asya hızla kanepeden fırlayıp Kerem'in üstüne atladı. Cırlak bir sesle bağırdı.
"Benim o beni seviyorsun en çok. Benim di mi? Bak-"
Kerem onu tutmak için bana sardığı kolunu kaldırmıştı çoktan. Asya'nın bunu yapacağını bildiği için hazırlıklıydı. Aniden kucağındaki Asya'yı gıdıklamaya başladığında kanepeden kalktım. Kerem Asya'yı kanepeye yatırıp söylene söylene gıdıkladı.
"Mert'i görünce hemen sattın abiyi. Noldu bak? Yardım edebilir mi sana şimdi?"
Yüzünü Asya'nın karnına bastırıp ısırıyormuş gibi korkutuyordu. Sonra tekrar gıdıklıyordu. Asya gülmekten konuşamıyordu ki. Ayakta onlara bakarken arkamda bir hareketlilik oldu. Mert Kerem'in ellerinden Asya'yı tek hamlede kurtardı.
"Yetiştim leydim. Bu serserinin size bunu yapmasına asla izin vermem."
Mert bir şövalye edası ile Asya'yı çekip kucakladı. Kerem'in onları yakalamaması için salonda koşmaya başladı. Asya bu defa da eğlendiği için gülmeye başladı. Kerem onları kovalıyordu, Mert Asya'yı salon ile bahçe arasındaki açık kapıdan geçirdi. Bahçede koşmaya başladılar. Tek yaptığım durup onları izlemek oldu.
Ben de dahil olabilir miydim eğlencelerine? Bu kadar mı uzak kalmıştım gerçekten kardeşlerime?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE || Yarı Texting
Chick-Litbilinmeyennumara: Bol giydiğin sweatlerin, hırkaların seni gizleyeceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun. bilinmeyennumara: Ben seni gördüm. bilinmeyennumara: SOBE!