27. Bölüm

2.5K 80 17
                                    

Herkese merhaba. Uzun bir aradan sonra ben geldim. Araya pek de iyi şeyler girmedi ne yazık ki😔 Son haftalarda ülkece geçtiğimiz zor durumları biliyorsunuzdur. Umarım her şey bir an önce yoluna girer diyerek kafamızı dağıtmak için sizi bölüme alıyorum🙏🏻

Sizden bir şey rica edeceğim. Ama beni yanlış anlamayın🙏🏻 Eskiden de çok kişi değildik burada ama sizi daha aktif görüyordum yorumlarda. Ben satır içi yorumlarınızı okurken hem çok eğleniyor hem de gerçekten mutlu olup, sizden güç alıyorum. Lütfen elinizden geldiğince destek olursanız çok sevinirim❤İyi okumalar!

Instagram// ssirmanur

Karsu-İtiraf

Kış yavaş yavaş gelişini belli ederken önümdeki karton bardağa ellerimi sardım. Son haftalarda içtiğim onlarca kahveyi düşündüğümde rahat bir nefes alarak içtiğim ilk kahveydi. Vizelerin gelişi gerçek anlamda yüzümüze bir tokat gibi inmiş, her birimizi bir yere savurmuştu. Üniversiteye hoş gelmiştik!

Bugün yoğun geçen haftalardan sonra son sınavımızı da vermiş ve kampüsün içindeki bir kafede otobüs saatimizin gelmesini beklerken bizimkilerle sıcak kahvelerimizi yudumluyorduk. Sıla uykusuzluk akan gözlerini kapayarak Kaan'a sokuldu biraz. Yarı baygın bir ses tonuyla "Ölmüşüm kimsenin haberi yok," dedi. Kaan, elini Sıla'nın omzuna atıp kendine biraz çekti. "Üstümüzden tır geçti resmen. Milletin bir okuldaki ilk gününe bakın bir de şimdiki hâline."

Kaan kesinlikle haklıydı. İlk haftalar bomboş olan kütüphane son zamanlarda ağzına kadar dolmuş, resmen öğrenciler orada yatıp kalkar olmuştu. Sadece etrafımızdaki insanların değil bizim de ilk günkü hâlimizle şimdiki hâlimiz arasında kocaman bir fark vardı. Stresten ve uykusuzluktan çöken göz altlarımı uzun süredir bu kadar kötü görmemiştim mesela. Sınav haftasının tamamını evde değerlendirmiş ve birkaç gece fazlasıyla uykusuz kalmıştım. Verdiğim emeğin karşılığında da sınavlarım gayet iyi geçmişti.

"Artık algılarım kapalı resmen. Bugün rahat bir uyku çekeceğim." Şu an tek yapmak istediğim uzun ve kesintisiz bir şekilde uyumaktı. "Şimdi de uyuyabilirsin," Teklifi ile birlikte Ulaş'a baktım. Aklımdaki soru işaretini anlamış olacak ki beni kendine çekip başımı göğsüne yasladı. "Aynen bu şekilde." Bulunduğumuz duruma kıkırdarken başımı göğsünden kaldırıp omzuna koydum. Bazen yaşadığımız bu anlar bir rüya gibi geliyordu.

"Tam bir yıl önce bu şekilde olacağınızı söyleselerdi asla inanmazdım." Kaan gülümseyerek ama bir yandan da yaşadığımız şeylere hayret edermiş gibi konuştu. Ama bir yandan da haklıydı. Değil bu şekilde olduğumuzu, düzgünce oturup konuşacağımızı söyleseler bile inanmazdım belki de.

"O kadar mı kötüydük?" Başımı kaldırıp Ulaş'a bir bakış attığımda doğrudan Kaan ve Sıla'ya bakıyordu. Sıla yüzünü buruşturup "Berbat bir hâldeydiniz," dedi. "Cidden hele İlayda falan," Kaan da yüzünü buruşturduğunda içimden bir ürperti geçti. "Şu kızı anmasak olur mu?" dedim derin bir nefes verip. Sadece adını duymak bile yaşattığı, yaptığı şeyleri hatırlatmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ulaş, içimden geçen ürpertiyi anlamış gibi kollarımı okşadı. Ardından gözlerini birbirine uzun süreli bastırıp burukça gülümsedi.

"Off hatırladıkça kafanı kırmak istiyorum Ulaş. Yani alınma ama doğrular," diye konuştu Sıla bir çırpıda. Ulaş, gülerek ve yüzünü bir miktar buruşturarak kafasını iki yana salladı. "Kafamı kırmaktan beter ettiğin günler çok oldu. Yani hiç içinde ukde kalmasın."

"Hiç de bile ben gayet elit bir insan olduğum için asla öyle şeyler yapmadım." Sıla kendinde gayet emin bir şekilde konuşurken Ulaş araya girdi. "Yanağımda çıkan elinin izini de unutmuş değilim." Ne olduğunu anlamazken kaşlarımı çıktım. Ağzımı açıp neler olduğunu soracakken Sıla'nın "Zaten unutma da. Hak ettin sen onu," demesi ile ikisine de bir bakış attım.

İPEK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin