11. Bölüm

5.8K 283 132
                                    


Herkese selam. Birkaç gün sonra YKS sınavına gireceğim ve girmeden önce buraya bir bölüm bırakmak istedim. Size şimdi çok heyecanlandığım birkaç şeyden bahsedeceğim🙈

İlk olarak 19 Haziran'da İpek 1K okunmaya ulaştı. Bunun benim için ne kadar büyük ve neler ifade ettiğini belki bilemezsiniz. Ama şunu bilin ki İpek birilerinin kalbine dokundukça ben daha iyi hissediyorum♥️ Desteğini esirgemeyen herkese minnettarım😽

Gelelim bir diğer konuya. Takip ettiğim çok tatlış bir instagram edit sayfası var♥️ Bir gün kitap önerisi istemişti ve ben de çekinerek İpek'i önermiştim. Normalde kimseye yazdığım bir şeyi önermem ama utana sıkıla önerdim ilk defa🙈 Ve sonrasında kitabı okumaya başladı. Hatta kendince kitaba bir oylama da yaptı sayfasında♥️ Size içimdeki heyecanı anlatamam yaniii😽

Bilmiyorum hâlâ buralarda mı ama ben buradan da çok teşekkür ediyorum. Tüm o güzel dileklerin ve düşünceler için minnettarım Eris♥️

Evet, şimdi sizi bölümle yalnız bırakabilirim.

Onur Can Özcan-Hırka

Ne yaşarsak yaşayalım zaman akıp gitmeye devam ediyordu. Çoğu zaman belirli birkaç anda takılı kalırken akıp giden zamanımızı fark edemezdik. O an sadece oraya odaklanmak isterdik. Biz belirli bir yerde takılı kalırken de bir sürü şeyi kaçırmaya mahkûm olurduk.

Zaman bilinçsizce öyle bir akıp gitmişti ki hafta sonu hızla gelmişti. Olaylı günde ortaya atılan sinema fikrini gerçekleştirmeye karar vermiştik. Ulaş, o gün her ne kadar gelmeyeceğini söylese de geleceğini biliyordum.

Kasım ayının sonlarına doğru iyice serinleyen hava ile birlikte üzerime geçirdiğim kırmızı kazağı düzelttim. Altımdaki pantolonumun da düğmesini kilitleyip aynadaki yansımama baktım. Uzayan saçlarımı düzleştirip ellerimle birkaç kez havalandırdım. Telefonumdan odayı dolduran şarkıya bir yandan eşlik ederken bir yandan da masama oturdum. Yüzümü biraz renklendirmek istiyordum. Stresten dolayı yüzümde çıkan birkaç sivilceyi kapatıcı ile güzelce kapatıp şeftali tonlarındaki rujumu elime aldım. Dudaklarıma belli belirsiz rujumu sürüp kaküllerime dokundum. Elimle kaküllerimin daha da güzel durmasını sağlarken aynadaki yansımama gülümsedim. Yatağımın üzerine bıraktığım siyah trençkotumu üzerime geçirip şarjdaki telefonumu elime aldım. Açtığım şarkıyı kapatıp çantamın içine attım.

Trençkotumun kuşağını da sıkıp odadan çıkmak için hareketlenecekken parfüm sıkmayı unuttuğumu fark ettim. Dönüp hızla en sevdiğim parfümümü sıktığımda hazırdım.

Kapının yanına geldiğimde siyah, bileğimde biten botlarımı dışarıya bıraktım. "Bırakayım mı ben?" Botlarımı giymeye çalışırken "Gerek yok abiciğim. Hem sen şimdi o trafiğe hiç girme." dedim.

İki botumu da giyip ayaklandım. Çantamı alıp ona kocaman gülümsedim. Kollarının arasına girerken sırtımı birkaç kez sıvazladı. "Size iyi eğlenceler o zaman. Gelmeden bir ara beni. Oralarda olursam alırım." Yanaklarını avuçlarımın arasına alıp birkaç kez sıktım. "Tamamdır, ararım. Hadi görüşürüz o zaman." Merdivenleri inmek için arkamı döndüğümde abimin seslenmesi ile tekrar ona baktım.

Eliyle bir saniye durmamı söylerken içeriye geçti. Ne olduğunu anlamazken yerimde sallanmaya başladım. Abim birkaç saniye içinde gelirken elinde bir miktar para uzattı.

"Yanımda var para."

Abim ısrarcı gözlerle bana bakarken ona yaklaştım. "Olmaz, al bakayım şunu. Yanında bulunsun. Hem abiler ara sıra küçük kız kardeşlerine böyle iyilikler yapabilir." Son söylediğine gülüp dudaklarımı yanağına bastırdım.

İPEK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin