Herkese merhaba umarım hepiniz çok iyisinizdir✨ Bölüm günü ve birçok şey de dahil olmak üzere gelişmeleri Instagram'dan duyuruyorum. Oradan da takip edebilirsiniz. Bölümü beğenip yorum yapmayı unutmazsanız çok mutlu olurum❤
Bu bölüm benden @demetasel97 'ye. Tüm destekleri için çok teşekkür ederim🤍✨
Herkese iyi okumalar❤
Instagram// ssirmanur
Suzan Hacigarip- Yol Arkadaşım
Önümdeki defterin boş bir sayfasını garip şekiller ve karalamalarla doldururken kesinlikle dikkatim ders anlatan hocada değildi. Aklım ve midem benzer bir bulantıyı karşılarken gözlerimi birkaç saniyeliğine kapattım. Parmaklarımın arasında dolaşan kalem durduğunda sadece günler öncesinde yaşadıklarımı düşünüyordum.
O gün orada, Ulaş'ın kolları arasında yığıldığımda bana tam olarak ne olduğunu bilmiyor ama onun için de deli gibi endişeleniyordum. Dakikalar içinde gelen ambulansa alınırken bilincim pek de yerinde değildi. Ara sıra gözlerimi araladığımı hatırlıyordum. Her defasında ellerimi sıkı sıkı tutuyor, pek de idrak edemediğim şeyler fısıldıyordu. Ulaş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ve ellerinde benim kanım vardı.
Hastaneye gider gitmez ilk müdahaleyi yapmışlardı. Trombosit seviyemde anormal bir artış vardı ve bu da hiç durmayacak bir kanamanın pimini çekmişti. O kadar fazla kan kaybetmiştim ki kan nakli olmak zorunda kalmıştım. Dört saatten fazla süren kanama herkesi fazlasıyla endişelendirmişti. Her şey yoluna girmiş ve ben o sürede hastanede kalmaya başlamıştım.
Ama bazen felaketler art arda gelirdi ve siz onları engelleyemezdiniz. Daha anormal bir şekilde artan trombosit olayını pek de sindirememişken plörezi yani akciğerlerimin su toplamaya başladığı fark edilmişti. Ciğerime sokulan boru ile günlerce kalmış ve suyu boşaltmıştık ve nihayet akciğerlerim de eski sağlığına kavuşmuştu. Ben tüm bu süreci atlatmaya çalışırken de Ulaş bir an bile ellerimi bırakmamıştı. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak...
Günlerdir fazlasıyla iyiydim. Her şeye çok dikkat ediyorduk ama sabahtan beri varlığını belli eden bir mide bulantım vardı ve biz dersteydik. Aslında dışarı çıkıp biraz hava alsam belki de geçecekti. Burnumun üstüne kadar gelen maskeyi çenemin altına doğru indirdiğimde yanımda oturan Sıla ve Ulaş'a belli etmeden derin bir nefes almaya çalıştım ama bu işleri daha da karışık bir hâle getirdi. Ulaş bir şeyleri sezmiş gibi neler olduğunu sorar bir şekilde göz kırptığında sakin kalmaya çalışıp "Saat kaç?" diye fısıldadım.
Masanın üstünde duran telefonunun ekranını açıp bana çevirdiğinde başımı salladım. Eğer hoca dersi uzatmazsa çıkmamıza biraz daha vardı. Dayanmam lazımdı. Bacaklarım benden izinsiz sallanmaya başladığında geçen saniyeler boyunca midem daha da çok bulanmaya başladı. Burnumdan alıp ağzımdan verdiğim nefesler işimi pek de kolaylaştıramazken "Lavaboya gitmem lazım," diye mırıldandım. Ulaş başını sallayıp geçebilmem için sıradan kalktığında önünden hızlıca geçtim. Dersi anlatan hocaya kapıyı işaret ettiğimde dersi anlatmaya devam ederken başını salladı.
Midem son bir kez şiddetlice bulandığında öğürüp elimi dudaklarımın üstüne bastırdım. Titreyen bacaklarım beni hızlıca sınıftan dışarı çıkarmıştı ki daha uzaklaşamadan midemdeki her şeyi olduğum yere çıkarmaya başladım. Kocaman amfiden yükselen karışık sesleri duyuyordum ama zihnimdeki tek bir ses hepsini ezip geçiyordu. Rezil oldum!
"İpek!" Ulaş'ın bana seslendiğini duyuyor sırtımı sıvazladığını hissediyordum. Ama gözlerim sıkı sıkı kapalıydı ve açmaya gücüm yoktu. Midemdeki her şeyi çıkarırken bir yandan ağlıyor bir yandan da titreyen bacaklarımın üstüne düşmemeye çalışıyordum. Birkaç kere öksürdüğümde başımı kaldırdım. Bembeyaz olan suratımla ona baktığımda "Tamam bir şey yok," dedi nefes nefese. Başımı eğip çıkardığım şeye bakarken "Bakma," deyip sıkı sıkı sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPEK | TAMAMLANDI
ChickLit[TAMAMLANDI] Hayat sizden her şeyinizi alabilir. Aşkınızı, arkadaşlarınızı, sağlığınızı... İpek lise birinci sınıfta vücudundaki değişimler ve ufak bir baygınlık sonucunda kanser olduğunu öğrendiğinde, hayatının çok farklı bir dönemine geçiş yaptığı...