50. Bölüm (Final)

5.4K 145 33
                                    

Herkese son defa merhaba. Teşekkürümü sonrasında ayrı bir şekilde yapmak istiyorum aslında. Ama yine de okumaya başladığınız ilk günden beri benimle, en çok da karakterlerimle olduğunuz, onları çok sevip benimsediğiniz, elinizden geldiğince yargılamadan anlamaya çalıştığınız için minnettarım. Hepinize çok teşekkür ederim. Bugün aktif olarak üç yıldır sürdürmeye çalıştığım İpek'in finali sizindir. 

Son defa iyi okumalar.☀🌙

Instagram// ssirmanur

Sonbahar rüzgârlarının ekim yapraklarını ağaç dallarından savurmasına neden olan hava, dışarıda hafiften uğuldarken genç kız tanıdık hastane odasında titreyen göz kapaklarını açmaya çalışıyordu. Birbirine güçlü bir yapıştırıcı ile yapıştırılmış ya da üstüne onlarca ağırlık konmuş gibi zorla hareket ettirmeye çalıştığı göz kapakları onlarca denemenin sonunda yavaşça açıldığında, bulanık bakışları aheste aheste etrafı taramış ardından da henüz netleşmeyen silüette durmuştu. Onu net göremese de kim olduğunu çok iyi biliyordu.

Avucunun içindeki tanıdık sıcaklığa zorla gülümserken gözlerini birkaç kere kırpıştırdı. Görüntü henüz netleşmediğinde gözlerini birkaç kere sıkı sıkı kapatıp açtı. Bakışları ona merakla bakan abisini bulduğunda çok güzel bir rüyadan uyanmış gibi gülümsedi. Sıcacık gülümsemesi odayı ısıtırken abisi gülümseyerek genç kıza doğru eğildi. "Günaydın bir tanem."

Parmak uçları kız kardeşinin avucunda dolanırken genç kız yorgun ama ışıldayan bakışlarıyla "Abi," diye konuştu. Başını çevirip etrafa baktığında tanıdık bir odada, bir hastane odasında olduğunu fark etti. Uyanmadan önce burnuna dolan koku onu yanıltmamıştı. Ama yanılta da bilirdi. Çünkü odası da artık bir hastane odası gibi kokuyordu.

Zihni onu bir süre oyalarken abisi, kız kardeşinin bir şeyler söylemesini bekliyordu. "İpek," diye mırıldandı Ali. İpek serum takılı olmayan elini başına doğru götürdüğünde olanları da hatırlamaya çalışıyordu. Nasıl gelmişti buraya? Neler olmuştu? Kim getirmişti?

En son Umay ile bir şeyler yaptığını hatırladı. Ardından başının hiç deneyimlemediği bir şekilde döndüğünü ve en sonunda yere yığıldığını anımsadı. Biraz düşündüğünde en son hatırladığı Umay'ın ona anlamadığı bir şeyler fısıldadığı ve başının altına koyduğu yumuşacık yastıktı. Gerisi sadece karanlıktı. Gözlerini bembeyaz bir hastane odasında açtığı bir karanlık.

Aklına gelen şey ile birlikte yatakta yapmaması gereken bir şekilde hızla doğrulduğunda "Umay," diye endişeyle konuştu. "Abi, Umay..." Korkudan titreyen sesi ellerini de anında tir tir titretirken Ali kız kardeşinin bir anda buz gibi olan ellerini tuttu. "İyi bir tanem. Umay çok iyi." Kardeşini sakinleştirmek için oldukça sakin bir tonda konuşmaya devam etse de İpek'in endişesi hâlâ tazeydi.

Onu yalnız bıraktığını düşünüyordu. Bayılmıştı ama sonrası yoktu. Evden nasıl çıktığını bilmiyordu. Onu kimin buraya getirdiğini bilmiyordu. O baygınken Umay'ın başına bir şey gelip gelmediğini bilmiyordu. Ağlayıp ağlamadığını da bilmiyordu.

"Ben..." dedi titreyen sesi. "Ben onlardaydım. Sonra..." Kriz geçirir gibi konuşmaya başladığında "Sonra başım dönmeye başladı, yere düştüm. Ama Umay orada kaldı. Umay nerede?" diye sordu. Abisi kız kardeşinin bu hâline daha fazla dayanamayıp ona hızlıca sarıldığında İpek kollarının arasında "Abi Umay nerede?" dedi dolmaya başlayan gözleriyle. Umay'a bir şey olursa kendini asla affetmezdi.

"Umay çok iyi İpek. Bana bak," diyerek kardeşini omzundan ayırdığında İpek'in ıslanmaya başlayan yanaklarını sildi. "Ulaş eve geliyormuş zaten. Yetişmiş sana. Kapıyı Umay açmış. Senin bayıldığını bile anlamamış. Uyuyakaldığını sanmış. Hiçbir şey olmamış. Umay iyi tamam mı?" Ali, İpek'in sakinleşmesi için olanları tane tane anlatmaya başladığında İpek'in korkusu henüz tamamıyla bitmemişti. Yaşadıkları kesik kesik ve gri bir boya ile boyanmış gibiydi.

İPEK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin