Herkese merhaba❤ Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Elimden geldiğince bölüm yazmaya çalışıyorum ama okulla nasıl gider bu durum bilmiyorum🙈 Şimdiden tüm destekleriniz için teşekkür ederim🙏🏻 Bölümü okuyup vote verip, biraz da yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum❤ Ayrıca tüm gelişmeleri Instagram'dan paylaşıyorum. İyi okumalar!
Instagram// ssirmanur
Aurora- Stjernestøv
Döngüler.... Hepimiz bir çemberin içindeyiz. Bazılarımız buna hayat diyor bazılarımız ise rutin. Çoğumuz genellikle bu çemberin dışına çıkmıyorduk. Öğrenciysek eğer hayatımız ev, okul belki bir de dershane arasında gidip geliyordu. Çalışıyorsak ise hayatımız işten ve evden oluşuyordu. Bazen buna öylesine bağlanıyorduk ki rutinimiz dışındaki şeyler gözümüze pek de cezbedici görünmüyordu. Ama bazılarımızda bu çemberin dışına çıkmak için çabalıyordu.
Hayatımın çoğu döneminde bir çemberin içine girmemek için uğraştım. Bir günüm diğeriyle aynı olmasın diye çabaladım. Ama rutinler bir yerde beni de yakaladı. Hayatımın yeni dönemi ise benim yeni çemberimdi.
Uzun uzun uyuyabilen bir insan değildim artık. Vücut ağrılarım buna pek de izin vermiyor, uyumamı istemiyor gibiydi. Sabah uyandıktan sonra annemle biraz yürümeye çalışıyorduk. Bu ağrılarıma iyi geliyordu. Eve geldiğimizde güzel bir kahvaltı yapıyorduk ve sonrasında okula gidiyordum. Günümün çoğu okulda geçiyordu. Bazen okul çıkışı bizimkilerle bir şeyler yapardık. Ama bunlar artık rafa kalkmış gibiydi. Okuldan sonra yorgun argın eve dönüyor ve yeni bir çemberin içine dahil oluyordum.
Hayatımın yeni sürecinde okulu aksatmak zorunda kaldığım günler olmuştu. Hayat, dışarıda bir ırmak misali akıp gidiyordu. Ben duruyorum diye duramazdı. Aslına bakarsanız benim de pek durduğum söylenemezdi. Nefesimi kesen, uykusuz bırakan, her dakika varlığını belli eden şiddetli ağrılara rağmen iyi iş çıkarıyordum.
Ama insan yine de belirli bir noktada dinlenmeyi bilmeliydi. Benim dinlenmem de ders çalışmaktı. Tabii buna ne kadar dinlenme denilirse. Notları Ulaş ve Sıla'dan fotokopi çektirmiş ama uzun zamandır üstünden geçememiştim. Şimdi dinlenmek için durduğum bu anı ders çalışarak değerlendiriyordum.
Önümdeki defterlere tek tek göz atarken parmaklarım arasında duran kalemi ise hafifçe sallıyordum. Defterdeki yazıları yarı sesli bir şekilde tekrar ederken kapım tıklandı. Başımı defterimden kaldırmadan "Gel," dedim. Kapı birkaç saniye içinde açılırken bakışlarım Ulaş'ı buldu. Onu görmemle gülümsemeye başlamam bir oldu.
Heyecanla oturduğum yerden kalkıp ellerimi bir çocuk gibi birbirine çırpıp "Hoş geldin!" diye şakıdım. O da beni taklit eder gibi son heceyi uzatarak "Hoş bulduk!" demiş ve odaya girmişti.
"Nasılsın bir tanem?" Diye sorduğunda gözlerimi kırpıştırdım. "Çok iyiyim. Hatta seni gördüğüm için daha da iyiyim. Sen nasılsın?" Gülümseyerek beni cevapladı. "Ben de seni gördüğüm için çok iyiyim."
"O ne?" diye sordum elindeki siyah poşete bakarken. Poşeti masamın üstüne bırakıp biraz araladığında saksıdaki beyaz orkidelerle karşı karşıya kaldım. Heyecanla ve çocuksu bir tonda "Bana mı?" diye sorduğumda başını salladı. "Evet sana."
Yaklaşıp beyaz orkideleri inceledim büyük bir dikkatle. "Orkide," dedi açıklama yapmak ister gibi. Gülerek başımı salladım. "Teşekkür ederim."
"Rica ederim ama teşekküre gerek yok."
"Neden aldın ki?"
"Ne bileyim balkona koyarsın, ilgilenirsin. Hatta ilgileniriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPEK | TAMAMLANDI
ChickLit[TAMAMLANDI] Hayat sizden her şeyinizi alabilir. Aşkınızı, arkadaşlarınızı, sağlığınızı... İpek lise birinci sınıfta vücudundaki değişimler ve ufak bir baygınlık sonucunda kanser olduğunu öğrendiğinde, hayatının çok farklı bir dönemine geçiş yaptığı...