İyi okumalar☀
Instagram// ssirmanur
Elimdeki mama paketini Mırmır'ın önüne döktüğümde gülümseyerek gözümün önündeki mükemmel tabloya baktım. "Nasıl da tatlısınız siz!" Günden güne büyüyen yavrulara dişlerimi sıka sıka baktığımda ikisini kucağıma aldım. "Isırayım mı sizi ben?" diye kendi kendime konuşurken onları ısırmamak için cidden kendimi zor tutuyordum. "He söyleyin ısırayım mı sizi?" Onları sevip yuvalarına geri bıraktığımda diğer ikisini almıştım ki Mırmır başını mamasından kaldırmış ve miyavlama başladı.
"Bana miyavlama Mırmır vallahi seni de ısırırım."
Poposuna yavaşça vurup tüylerini okşadığımda hepsine hızlıca göz attım. Bu sevgi beni öldürecekti. "Ham yaparım sizi ben ya!" Mırmır önüne koyduğum mamayı yerken "Fazla sevgiden öleceğim!" diye konuştum. Henüz isimlerini bulamadığımız yavru kediler birbirlerine sürtünüp oyun oynarken "Ayy iyi ki doğurmuş bu Mırmır sizi!" dedim. Eğildiğim yerden kalkıp beni anlayacaklarmış gibi onlardan ufak bir ricada bulundum.
"Ama çiçeklerimi yemeyin tamam mı? Ne olur!"
Zaten ekim ayına giriş yapmıştık. Bu da çiçeklerimin solmasına çok az kaldığının habercisiydi. Bu yüzden onlara bir zarar gelmesini istemiyordum. "Bu sevgi seli de ne böyle?" Arkamdan duyduğum sesle birlikte gülerek Ulaş'a baktığımda "Ne haber isimsiz yavrular?" diyerek yavru kedilere yöneldi. Eğilip onları severken "Sana da selam Ulaşçığım!" dedim kinayeli bir şekilde. "Ben de iyiyim sen nasılsın?"
Bir süre sonra kalkıp "Merhaba sevgilim," dedi. Kıyamayıp ben de "Merhaba," dediğimde "Ayrıca çocuklara isimsiz yavrular demeyi bırak," diyerek kızdım. "Ama hâlâ isimleri yok." Kendince savunmasını yaptığında omuzlarımı silktim. İsimlerinin olmaması onlara böyle sesleneceği anlamına gelmiyordu. "O iş öyle kolay olmuyor yalnız," dedim. İsim konusu cidden zordu. Dört tane isim bulmak ise daha da zordu. Umay ile uzun uzun düşünmüş ama hiçbir şey bulamamıştık. Bize komik gelen bir hareketleri de yoktu. Çünkü tüm gün süt içip yavaş yavaş hareketlenmeye başlıyorlardı.
"İsimsiz kalmayacak onlar," dedim. "Düşünüyorum." Henüz düşünme aşamasındaydık ama elimizde kayda değer hiçbir şey yoktu. "Hatta sen de düşün," dedim. Belki o güzel bir isim bulurdu. "Sevgilim önerilerimi kabul etmiyorsun ki." Ulaş ve pek parlak isim önerileri! Aman ne hoş!
"Ulaş çocuğa yumurta kafa diyorsun," diyerek sesimi yükselttiğimde istemsizce kollarımı da bağlamıştım. "Yumurta mı koyayım adını?" dedim sinirle. "O kadar da değil!" Bunu onlara yapamazdım. "Gayet yaratıcı bir isim ama," dedi. "Ve saçma sapan," diye de asıl söylemesi gereken kısmı ben ekledim. "Ha sen bu kedilere Şavşan diye isim koyuyorsun problem yok." Hayret edermiş gibi bana baktığında "Yumurta deyince linçleniyoruz," diye üste çıkmaya çalıştı.
"Deme Ulaş deme!" dedim sinirle. "Sarısıyla beyazını da ayır istiyorsan." Dişlerimi sıkarak konuştuğumda sanki çok güzel bir fikir vermişim gibi gözleri ışıldadı. Ellerini kollarıma sardığında beni biraz sarstı. "Sen bir dâhisin."
"Beyaz olan beyazı," dedi yavrulardan Mırmır'ın kopyasını gösterirken. "Turunca olan sarısı olur." Bir eliyle bu sefer Fıtı Fıtı gibi turuncu olan kedilerden birini gösterdi. "E diğeri zaten yumurta." Bilindik bir şey söylüyormuş gibi diğer yavruyu işaret ettiğinde "Son kalana da buluruz bir şeyler," diye ekledi. Sonra harika bir öneri daha sundu. "Rafadan falan deriz ona da."
"İğrençsin." Yüzümü iğreniyormuş gibi buruşturdum. "İğrenç bir öneri. Duymak istemiyorum." Elimle yalandan kulaklarımı tıkadığımda Mırmır'a döndüm. "Mırmır kapa evlatlarının kulaklarını psikolojileri bozulacak." Ardından da Ulaş'a nispet yapar gibi "Ben güzel isimler bulacağım," dedim. "Merak etme sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPEK | TAMAMLANDI
ChickLit[TAMAMLANDI] Hayat sizden her şeyinizi alabilir. Aşkınızı, arkadaşlarınızı, sağlığınızı... İpek lise birinci sınıfta vücudundaki değişimler ve ufak bir baygınlık sonucunda kanser olduğunu öğrendiğinde, hayatının çok farklı bir dönemine geçiş yaptığı...