45. Bölüm

1.3K 59 5
                                    

İyi okumalar🤍☀

Instagram//ssirmanur

Çağan Şengül&Sezgin Alkan- Sensiz

Telefonumdan açtığım hareketli eski şarkılarla birlikte mutfakta yerimde sallanırken önümdeki sosu son bir kez karıştırdım. Mutfaktaki saate bakıp telefonu elime aldığımda önce müziği kapattım. Rehbere girip Ulaş'ı aramaya başladığımda telefon birkaç saniye içinde açıldı.

"Söyle hayatımın anlamı," diyerek konuşmaya başladığında güldüm. "Ne yapıyorsun sevgilim?" diye sorduğumda "Evdeyim bir tanem, sen ne yapıyorsun?" diye sordu. "İyiyim," diye yanıtladım onu. Ardından da merakla beklediğim o soruyu sordum.

"Şu ertelediğimiz yemek var ya hani. Onu bugün bizde mi yesek diyorum?"

Aradan biraz zaman geçmişti ve ben de bunu bugün telafi edebileceğimizi düşünmüştüm. "Hangi ertelediğimiz yemek?" Aradan gerçekten uzun bir zaman geçmişti sanırım. "Hani midemin rahatsızlandığı," dedim yarım ağızla. "İlla söyletiyorsun yani." Bir yandan tahta kaşıkla harcı karıştırırken "Hadi bak çok güzel şeyler yapıyorum ve çok acıktım," dedim onu daha hızlı ikna etmek için. Ulaş ise bana bir cevap vermek yerine karşı taraftan kıkırdıyordu. "Çabuk gel."

"Geleyim bir tanem gelmesine de Umay benimle. Annem evde değil. Hem Müjgân Teyze evdedir şimdi." Umay'ın olması daha da güzeldi. Gerçekten o günü telafi etmiş olacaktık. "Müjgân Teyze'ni biraz hava almaya gönderdim hayatım. Ayrıca ne güzel işte Umay'ı da al ve gel. Çabuk koşun. 10 saniyeniz var." Ardından telefonu gülerek hızlıca kapattım.

Derin bir nefes aldığımda bu hâlime gülümsedim. İnsanın tek başına nefes alması bile büyük bir şeydi. Hastalık artıp azalıyor, bazen hayatımı fazlasıyla etkiliyordu. Ciğerlerim pek de iyi bir durumda olmadığı için uzun bir süre kanüllerle hayatıma devam etmiştim. Zordu. Gerçekten zordu. Burnumdaki kanüllere rağmen nefes almakta zorlanmak, istediğim gibi hareket edememek oldukça zordu. Bazen her şey üst üste gelirdi. Kanülün takıldığı günlerde sınavlarım başlamıştı ve ben o hâlde sınavlarıma girmek zorunda kalmıştım. Ama neyse ki hepsi de umduğumdan iyi geçmişti. Doktor kontrolümden sonra da kanüllerin çıkmasına karar verilmiş ve ben tek başıma nefes alabilmenin tadını almıştım.

Ulaşlar elbette on saniyede gelmemişlerdi. Ama 10 dakika içinde zil çalmıştı. Gülerek kapıyı açtığımda "Aman da aman kimler gelmiş böyle!" diye onları karşıladığımda Umay içeri girip kollarını bana doğru uzattı. Uzanıp yanaklarına uzun birer öpücük bıraktığımda "Naber kuşum?" diye sordum.

"İyiyim sen nasılsın İpek?"

"Bomba gibiyim, koş mutfağa geliyorum hemen," diyerek onu mutfağa gönderdiğimde Ulaş ile baş başa kalmıştık. "Hoş geldin sevgilim," diyerek ona sıkı sıkı sarıldığımda askılımın açıkta bıraktığı boynumu ardından da omzumu öptü. "Hoş bulduk bir tanem."

"Sen istedin diye geldim," diyerek konuştuğunda kahkaha attım. "Ne yaptın daha doğrusu ne yapıyoruz?" diye sorduğunda önden mutfağa geçtim. Umay mutfaktaki masanın etrafındaki sandalyelerden birini çekip oturmuştu. "Ya biraz önce bizimkilerle konuştum. Lazanya yiyeceklermiş. Aşırı canım çekti," dedim dudaklarımı yalarken.

"Niye yoruyorsun sen kendini? Deseydin ben yapardım." Düşünceli hâli benim kıkırdamama neden olurken "Biliyorum yapardın," diyerek kollarımı boynuna doladım. "Teşekkür ederim," diye hisli bir şekilde mırıldandım. Her anımda yanımdaydı. Her işimi kolaylaştırmaya çalışıyordu. Hatta sadece çalışmakla da kalmıyor bunu başarıyordu da. "Ama hazırladım her şeyi zaten."

İPEK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin