Beni öperken açılan kapıda gördüğüm kişiyi de aslında hiç görmek istemiyordum."Aa çok özür dilerim. Böldüm. Çıkıyorum hemen."
Julia..
Yusuf'la birlikte gelmiş olmalıydı. Furkan beni kendine çekip gülümseyerek baktı Julia'ya.
"Hoş geldin Julia. Gelsene kaldın kapıda."
"Hayır hayır. Çıksam iyi olacak." dedi bozuk Türkçe'siyle.
"Girsin değil mi hayatım?" dedi Furkan omzumdaki eliyle çaktırmadan omzumu sıkarak.
"Girsin." dediğimde Julia gülümseyerek içeri girdi.
"Hanımlar, sizin konuşacaklarınız vardır. Ben bir arkadaşlarıma bakayım."
Furkan çıktığında Julia bana beğeniyle baktı.
"Çok güzel olmuşsun. Üstelik baya da zayıflamışsın. Furkan'ı kendine nasıl aşık ettiğin belli oldu."
Zayıflık.. Bu kelimeden nefret ediyordum.
Ona cevap vermedim.
"Bizde sevgilimle geldik."
"Başka türlü gelme ihtimalin mi var Julia? Ne benim ne Furkan'ın arkadaşısın. Yusuf sayesinde aramızda değil misin sen?"
Bir anlık sinirle söylediğim şeyle şaşkınca bana baktı.
"Yanlış bir şey mi söyledim?"
Yusuf'u seviyor olmam Julia'ya kötü davranabileceğim anlamına gelmiyordu.
"Hayır. Özür dilerim. Gerildim biraz."
"Önemli değil. Anlıyorum." dedikten sonra yanıma geldi. "Gerçekten değişim iyi gelmiş sana. Çok güzel görünüyorsun."
"Teşekkür ederim Julia. Sende çok hoş görünüyorsun."
"Beğendin mi sahiden? Yusuf seçti elbisemi."
"Evet, çok beğendim." Gözlerim doluyordu, engel olamıyordum işte.
"Yusuf'la bizimde evlenmemiz yakın bence." Ses tonundaki tını nispet yapar gibiydi. Belki de bana öyle geliyordu bilmiyordum.
"Neden?" sesim titriyordu.
"Bu aralar sürekli yakınlaşıyoruz. Evliliği bekletmeyiz gibi geliyor."
Dokunuyordu bu kadına.. Bunu aslında tahmin etsem de sevgilisinden duymak kalbimi olabilirmiş gibi daha da kırıyordu.
"Neyse sen dinlen. Bende dışarı çıkayım."
"Olur."
"Aşağıda görüşürüz."
Julia çıktıktan sonra pencerenin önüne gelip derin bir nefes aldım. Gözümden akan tek damla yaşı silip acı çeken kalbimi bastırmaya çalışmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.
Yusuf'tan
Merdivenleri hızlı hızlı çıkıp Ela'nın yanına giderken Julia'yla karşılaşmıştık.
"Sevgilim?" dedim sorar tonda.
"Ela'nın yanından geliyordum. Sende oraya gidiyorsun sanırım."
"Evet. Sen in aşağıya bir görünüp hemen geliyorum."
"Tamam hayatım." dedikten sonra inecekken gülüp beni de durdurdu. "Yalnız dikkatli git odaya. Ben girdiğimde öpüşüyorlardı. Geceleri güzel geçecek anlaşılan."
Julia gülerek uzaklaştığında bende merdivenleri çıkmaya devam ettim.
Öpüşmeleri.. Garip hissettirmişti.
Düşüncelerimi aklımdan iteleyip gelin odasının önüne gelmiştim sonunda. Kapıyı tıklatıp yavaşça açtım.
Birisi pencereden dışarıyı izliyor, sanırım ağlıyordu. Yüzü görünmüyordu. Bu salonda iki düğün vardı da ben yanlış gelin odasına mı gelmiştim acaba? Çünkü bu incecik kızın Ela olma ihtimali hiç yok denecek azdı.
"Bakar mısınız? Rahatsız ediyorum ama diğer gelin odasının nerede olduğunu biliyor musunuz acaba?"
Gelin hanım yüzünü bana döndüğünde şaşkınlığım yüzümden okunur cinstendi. Buna emindim.
"Burada benden başka gelin yok." dedi buruk sayılabilecek bir gülümsemeyle.
"Ela.." dedim şaşkınlıkla.
"Yusuf."
"Sen.. Sen.. Yani nasıl?"
"Tanıyamadın mı beni?"
"Hayır, tanıdım ama çok değişmişsin." dedim yanına gidip ellerini tutarak.
"Çok güzel görünüyorsun, güzelim.""Güzel miyim sahiden?" dedi. Gözleri doluyordu. Kızarmaya yakın gözlerini sildim.
"Ne oldu sana?"
"Bir şey olmadı.."
"Heyecanlandın sanırım."
"Belki de."
Bu kadar güzel görünmesi garip bir şekilde heyecanlandırmıştı beni. Değişimi beğeni hissimi tetikliyordu.
"Furkan'la ne zaman bu kadar yakınlaştınız?"
Sorumun cevabını düşünmesi garip gelmişti.
"Bir anda oldu her şey."
"Bir gün birbirinizi sevebileceğinizi düşünmezdim."
"Neden?"
"Farklısınız Ela.. Yanlış mı düşünüyorum?"
"Biraz sonra evleneceğim adam için yanlış kişi mi diyorsun bana?"
"Öyle demek istemedim. Sonuçta senin sevdiğin adam-"
"Neyse. Biz hala sarılmadık." dedi gülümseyerek. Kollarımı açtığımda sıkıca sarıldı bana.
"Çok aradım seni. Neden açmadın telefonlarımı?"
"Yoğunluktan." dediğinde anladığımı belli eden mırıltılar çıkarıp biraz daha sarıldım.
Ela gerçekten çok güzel bir gelin olmuştu.. Furkan'ın onu üzmesine dayanamayacak kadar naif bir kalbi vardı bu kadının.
Ela'dan
Hızlı hızlı atan kalbim beni öldürecekti birazdan. Şimdi içimden gelen tek şey beni kurtar demekti ama diyemiyordum.
Utanıyordum çünkü. Annemin bana yaptıklarını söylemeye beni kurtar demeye utanıyordum.
Ben Yusuf'la sarılır vaziyetteyken kapı açılmış ve içeri Furkan girmişti.
"Sevgilim.."dedi gülümseyip yanıma gelerek. "Yusuf'la buluşmuşsunuz."
"Evet." dediğimde Yusuf benden geri çekildi.
"Yusuf, kardeşim biliyorum Ela'yla vakit geçirmek istiyorsun ama müstakbel eşimle biraz yalnız kalabilir miyim?"
Furkan'a kötü bir bakış atıp yüzümü yeniden Yusuf'a döndüm. O da bana gülümseyerek baktı.
"Haklısın kardeşim. Ben çıkıyorum o zaman. Aşağıda görüşürüz."
Yusuf odadan çıktığında Furkan gülerek elimi tuttu.
"Sevgilim.." dedi elimi acıtırcasına sıkarak. "Hazır mısın.. Benimle evlenmeye?"
..🦋❤️
B
eni kanser eden maçtan sonra belki iyi gelir size üçüncü bölüm. Yusuf gol attığı için ve siz istediğiniz için aceleyle yazdım. Umarım kitaptaki gidişatımız hoşunuza gidiyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptela / Yarı Texting
Fanfiction@Kuymakcibasi: Sana çok aşığım be kuymaklı kekim. @Kuymakcibasi: Bu his nasıl biliyor musun? Hani böyle eskiden, biz küçücükken babamız mahalle bakkalına gider, beyaz şeffaf poşetlerde ekmek alır ama o ekmeğin içine de birkaç tane bizim için çikola...