"Ya Yusuf gitmemize çok az kaldı. Acaba akşam biraz eğlenmeye mi gitsek?"
Julia kucağıma oturup dudağıma bir öpücük kondurdu.
"Sıkıldın mı?"
"Biraz."
Ellerimi beline koyup okşadım.
"Tamam o zaman. Hazırlan gidelim."
"Gerçekten mi?"
"Evet. Sen üzülme yeter ki."
"Seni çok seviyorum." dedi açık olan saçlarımı karıştırarak. "Ben gece için hazırlanmaya gidiyorum o zaman?"
"Tamam güzelim. Birazdan geliyorum bende."
Julia yukarıya sevinip koşarak çıktığında bende elimdeki kahvemi bitirip ayağa kalktım. İçimden eğlenmeye gitmek bile gelmiyordu aslında.
Garip bir şekilde Julia ile de eskisi gibi de eğlenemiyordum. Onunla olmak artık normal bir ev arkadaşıyla yaşamak gibiydi.
"Yusuf!"
Julia yukarıdan seslendiğinde bıkkınca seslendim.
"Efendim."
"Gelir misin buraya elbisemi seçelim."
Merdivenleri adımlayıp odamıza çıktığımda elindeki pembe ve yeşil elbiseleri üzerine tutup bana gösterdi. Elbiseler her zaman giyindiği elbiselerden değildi. Sanki daha açık saçıktı. Ben çok karışmıyordum ona zaten ama garip gelmişti bu tercihleri.
"Yeşil olan güzelmiş hayatım."
"Giyiniyorum o zaman."
Elbiseyi seçtikten sonra odadan çıkacağım zaman Julia elimden tutup durdurdu beni.
"Nereye gidiyorsun?"
"Aşağıya. Sen rahat giyin."
"Sevgilim saçmalama. Görmediğin şey sanki." dediğinde garip hissetmiştim. Doğru söylüyordu aslında ama kalmak istemiyordum. Tekrar gitmeye niyetlendiğimde beni yatağa oturttup üzerini çıkarmaya başladı.
Bakamıyordum.
O da bunu fark etmiş olmalı ki çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı.
"Ne oldu?"
"Hiç." dedim gülümseyerek.
"Bakmıyorsun bana."
"Şey.. Çünkü.." ne diyeceğimi bilemiyordum ki. "Bende hazırlanacağım ve giyeceğimi düşünüyorum. Öyle yani."
"Peki tamam." neyseki uzatmamıştı.
Julia giyinmeye başladığında bende dolabımı açıp kendime rahat bir gömlek aldım. Altına rahat bir pantolon seçtikten sonra hızlıca giyindim. Julia'da hazır olmak üzereydi.
"Benim bir telefon görüşmesi yapmam lazım güzelim. Sen hazır olduğunda inersin aşağıya."
"Tamam canım."
Aşağıya indiğimde telefonumu elime alıp rehberime girdim. Ela'nın numarasına bastığımda arayıp aramama konusunda kararsız kalmıştım. Arasam ne diyecektim ki? Telefonu masaya bırakıp mutfağa su içmeye gittim. Geri döndüğümde Julia benim telefonumu karıştırıyordu.
"Julia?"
"Sevgilim." dedi gülerek.
"Neden telefonumu kurcalıyorsun?"
"Sevgilimin telefonuna bakamaz mıyım?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Bakabilirsin tabi. Sadece neye güldüğünü merak ettim."
"Ha şu instagram mesaj kısmında bir kullanıcıyla konuşmuşsun ona gülüyorum. @kuymakcibasi kullanıcı adı. Hatırladın mı?"
Ha şu konu.. Ben sürekli o hesaba mesaj atmıştım ama dönüt almamıştım hiç. O günden sonra bir daha hiç yazmamıştı bana. Açıkçası ben o hesabının sahibinin küçük ve özgüvenini kaybetmiş bir kız çocuğuna ait olduğunu düşünmüştüm. Bu yüzden de belki yardımcı olabilirim diye çalışmıştım ama sonrasında hiç konuşamamıştık.
"Hatırladım o hesabı ama anlamadığım neye güldüğün?"
"Neye mi güldüğüm?" dedi Julia daha sesli gülerek. Bende yanına gidip oturduğumda yanağımı okşadı.
"Bu aptal kız sana aşık. Bir de buluşabilsek gibi şeyler yazmış. O kim seninle buluşmak kim? Kaç yaşında acaba 14-15?"
"14-15 yaşında birinin duyguları olamaz mı Julia?"
"Elbette olabilir ama sana olamaz Yusuf. Sen bana aitsin."
"Senin malınmışım gibi konuşma lütfen."
"Öyle demek istemedim tabi ama ben seni kimseye kaptırmam. Bunu herkes bilmeli bence."
"Neyse Julia. Klüp kalabalıklaşmıştır. Çıkalım mı artık?" dedim konuyu değiştirmek istercesine.
O da gülümseyip elimi sıkıca tuttu.
"Nereye gideceğiz?"
"Furkan'la hep gittiğimiz klübe. Güzeldir merak etme."
"Tamamdır."
Birlikte evden çıkıp gece kulübüne doğru yol alırken şu gecenin bir an önce bitmesini diliyordum.
..🦋❤️
Bir bölüm daha yazıyorum.
İnşallah yetişir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptela / Yarı Texting
Fanfiction@Kuymakcibasi: Sana çok aşığım be kuymaklı kekim. @Kuymakcibasi: Bu his nasıl biliyor musun? Hani böyle eskiden, biz küçücükken babamız mahalle bakkalına gider, beyaz şeffaf poşetlerde ekmek alır ama o ekmeğin içine de birkaç tane bizim için çikola...