Tüm aile çiftlikte- Bölüm 9

276 26 1
                                    

Fatma -bölüm 9

Kısa bir yolculuktan sonra kasabaya beş km mesafedeki çiftliğin önündeydiler. Onların geldiğini gören kâhya, büyük ana kapıyı açarak arabanın içeriye girmesini sağladı. Araba yaklaşık yirmi metre ileride iki taraftan merdivenle çıkılan büyük bir terası olan kocaman evin önünde durdu.

O sırada kâhya da yanlarına geldi ve gülümseyerek:

"Hoş geldiniz, Murat Bey arkada sizi bekliyor" diye- rek, hepsinin arabadan inmelerini bekledi. Tüm aile arabadan inince de evin yan tarafına yöneldi. Baklava paketini Fatma almıştı, babası kendinden emin görünmeye çalışarak ailesini beklemeden kâhyayı takip etmeye başladı.

Adamı takip ederek çam ağaçlarının arasında oluşturulmuş, tuğla mangal, çam ağacından yapılmış masa ve sandalyelerin olduğu açık alana geldiler. Sallanan bir koltukta gazete okuyan Murat, onları görünce ayağa kal- karak gelmelerini bekledi ve geldiklerinde ellerini sıkıp:

"Hoş geldiniz" dedi.

Üzerinde kadife bir pantolon, ince V yaka bir tişört vardı. Babaları hariç, üçü de ne diyeceklerini bilmeden elleri önde bağlı bekliyorlardı.

Babaları:

"Hoş bulduk Murat Bey kardeşim." dedi.

Annesi ve Fatma da kısık bir sesle babalarına katılarak:

"Hoş bulduk" dediler.

Hasan ise kendinden geçmiş etrafı ve yiyecekleri inceliyordu.

Murat:

"Lütfen rahat olun, burayı kendi eviniz gibi kabul edin" diyerek, nispeten rahatlamalarını sağladı. Herkes bir sandalye ye oturarak beklemeye başladı. Konuşacak ortak bir paydaları olmadığı için, ne konuşacaklarını bilmeden oturuyorlardı.

Murat, Fatma'ya dönerek:

"Fabrikadan gelenler hepinizi çok beğenmiş, bana ne kadar iyi ve becerikli işçileriniz var diyerek takdirlerini söylediler. Sen de arkadaşlarına benim teşekkürlerimi ilet. Beni gururlandırdınız" deyince Fatma belli belirsiz bir ses tonuyla:

"Görevimizdi beyim, olsa yine yaparız" deyiverdi.

Murat Fatma'ya, annesine, kardeşine, babasına teker teker sorular sorup havayı yumuşattı.

Fatma'nın annesine dönerek, paketi işaret etti ve:

"Ne zahmet ettiniz, gelmeniz yeterdi teyzeciğim" dedi.

Kadın mahcup bir şekilde:

"Ne demek, size layık değil ama belki ev baklavası seversiniz diye yaptık kızımla." dedi.

Murat, evin arkasında ki kapının önünde bekleyen kâhyanın karısına seslenerek:

"Yenge, istersen sofrayı hazırla yavaş yavaş etleri de attık mı tam zamanında yemeğe oturmuş oluruz." dedi.

Hızla yanlarına gelen güleç yüzlü kadın, misafirlere saygılı bir şekilde:

"Hoş geldiniz" dedi ve sofrayı hazırlamaya koyuldu, kısa bir süre sonra ona eşi de katıldı.Kâhya ve karısı sofrayı hazırlarken kendilerine hizmet edilmesine alışkın olmadıklarından Fatma ve annesi kalkarak kadına yardım etmek istediler, ancak Murat kesin bir dille onları oturttu:

"Lütfen oturun siz misafirsiniz, bir dahaki gelişinizde sofrayı hep beraber kurarız"

Murat'ın bu denli samimi davranması nedenini bilmemelerine rağmen hepsinin çok hoşuna gitti ve anakız, kadınlara özgü bir duygu ile birbirlerine bakarak, hafifçe gülümsediler.

Yemek çok keyifli geçti pirzolalar, biftekler, tavuk parçaları, pilav, zeytinyağlılar... Babası ve Murat rakı içerlerken, diğerleri eve pek girmeyen kola ve meyve sularına yüklendiler. Murat, Fatma ve kardeşine yakın ilgi gösterince tüm ailenin sempatisini kazandı.

Sıra Hasan'a geldiğinde Murat sevecen bir şekilde sordu:

"Sen büyüyünce ne olmak istiyorsun Hasan?"

Hasan kendinden emin olmaya çalışarak:

"Futbolcu olmak istiyorum ama köyde imkânlar yok, onun için işim biraz zor." dedi.

Hasan fizik yapısına bakıp, onun sporcu olacağına pek inanamasa da Murat kâhyayı çağırdı ve:

"Hasan'ı alıp, kasabaya götürün ve spor mağazasından ona bir futbol topu, futbol ayakkabısı, şort ve eşofman alın, seçimi ona bırakın." dedi.

Tüm aile başta Hasan olmak üzere şaşkına dönmüşlerdi ki, Murat sordu:

"Hasan'ın gitmesinde sizin için bir sakınca yok değil mi?"

Baba:

"Ne demek Murat Bey evladım, sen uygun gördüysen lafı mı olur?"

Hasan ayağa kalkmıştı bile, artık gözünde ne yiyecekler, nede içecekler bir önem taşımıyordu. Heyecanla, kendisine kafasıyla gelmesini işaret eden kâhyanın peşine takıldı.

Yemekten sonra Murat isterlerse çiftliği gezebileceklerini söyledi. Baba, rakı sofrasının cazibesine kapılarak bu tura katılmayınca Murat ana kızı alarak çiftliği gezdirmeye başladı. Yaklaşık bir saat süren turdan sonra mangalın olduğu yere geldiklerinde Murat, isterlerse evi de gezebileceklerini söyledi. Anne yorgun olduğundan gelmedi, baba ise bedava bulduğu rakının peşinde olduğundan, evi gezmeye sadece Murat ve Fatma gittiler.

Eve ön merdivenlerden terasa çıkarak ön kapıdan girdiler. Kâhya saygı ile onlara eşlik etmek için bekliyordu.

Murat:

"Sen arkada yengeye yardım et ben Fatma'ya evi gezdiririm." diyerek onu yolladı.

37

Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin