Rüyalar gerçekleşiyor- Bölüm 14

267 25 1
                                    

DEĞERLİ ARKADAŞLAR

Kendisiyle yanyana kitap imzalamaktan herzaman keyif aldığım , kibar, yetenekli ve sempatik yazarımız Müjde Aklanoğlu kızım ile birlikte 25-26 Nisan tarihlerinde, saat 12.00-16.00 arasında Fuar alanında düzenlenen, İZMİR 20. TÜYAP KİTAP FUARI'nda Parola Yayınlarının 2. Salon 716/B Standında olacağız, bekleriz. Sevgiler.

Fatma-Bölüm 14

Annesiyle Fatma işin bu kadar çabuk gerçekleşeceğini düşünmemişlerdi. Evlerinin durumu nedeniyle kına gecesi ve diğer evlilik merasimleri için kendilerini hazır hissetmiyorlardı. Birbirlerine baktılar, tam o sırada babası:

"Bizim için uygun, madem sen öğle düşünmüşsün Murat Bey oğlum öyle olsun." dedi.

Annesi saygılı olmaya çalışarak:

"Ama bizim kına gecesi için evi hazır etmemiz gerek, tam tarih vermeyelim isterseniz" dedi.

Murat sakinleştirici bir tonda:

"Merak etme anne, o işi hemen hallederiz. Ben yarınöğleden sonra gelirim, seninle yapılacak şeyleri kararlaştırırız." dedi.

Sonra cebinden çıkarttığı kutuyu Fatma'nın babasına uzattı ve:

"Nişan yüzüklerimizi sizin takmanız uygun olur." dedi.

Babası kasılarak kutuyu alırken Fatma'nın kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu.Daha birkaç gün önce tarlasında işçi olduğu Murat Bey ile nişanlanıyordu. Ne yapacağını bilemeden, sessizce ağlamaya başlayan annesine baktı. Sevgili annesi gülümseyerek gözyaşları içerisinde gururla biricik kızına bakıyordu. Bu gözyaşları, yıllardır ettiği duaların gerçekleşmesi ve sevgili kızının kendisi gibi bir hayat yaşamayacağı gerçeğini bilmenin verdiği mutluluk gözyaşlarıydı.

"Bu hatun kısmı böyledir işte Murat Bey Oğlum, hem güler hem ağlarlar. Hadi sakin olun da takalım yüzüklerinizi kızım." dedi.

Sonra da Fatma'nın gözyaşlarını sildiğini görünce onu eliyle yanına çağırdı. Murat da adamın yanına gelmişti, baba acemi bir şekilde kaba parmaklarını zarif kutunun içine sokup, yüzükleri almayı denediyse de başaramadı. Onun üzerine, yüzükleri birbirine bağlayan kırmızı kurdelenin kutudan dışarıya çıkmış uçunu tutarak normalden kalın altın yüzükleri kutudan çıkartıp eline aldı. Büyük olan yüzüğü Murat'a takmak isterken Murat eliyle önce Fatma'ya takmasını işaret edince, küçük olan yüzüğü Fatma'nın parmağına, daha sonra da büyük olan yüzüğü Murat'ın parmağına geçirdi. Kırmızı kurdele iki nişanlıyı birbirine bağlıyordu. Annesi Hasan'a işaret ederek, makası getirmesini söyledi. Hasan koşarak makası getirdi ve babasına uzattı. O da nezaket olsun diye Kâhya'ya uzattı.

Kâhya gülümseyerek:

"Kurdeleyi kesmek kız anasına daha çok yakışır" diyerek annesini işaret etti. Babası lütufta bulunurmuş gibi makası annesine uzattı,kadın ağlamamak için kendini zor tutar halde gelerek makası aldı ve kurdeleyi kesti. Sonra da kurdeleyi o günün anısını ilelebet yaşatmak için cebine koydu. Fatma ve Murat artık nişanlıydılar. Murat önce Fatma'nın annesinin, sonra babasının ellerini öptü. Fatma'da önce annesinin, babasının kâhyanın ve karısının elini öptükten sonra Murat'ın elini öptü Murat da onu önce alnından, sonra da yanaklarından öptü. Fatma uzun yıllar o anda nasıl oldu da bayılmadığını çözemedi bir türlü, zira o anda ayaklarını bile hissedemeyecek kadar heyecanlıydı.

Misafirler bir müddet daha oturup sohbet ettikten sonra izin isteyip, ayrıldılar. Evi değişik bir hava kaplamıştı, herkes mutlu görünüyordu. Babası yalandan bir müddet oturduktan sonra haberi kahvedeki arkadaşlarına yetiştirmek üzere çıktı. Ana kız ise heyecanla yapılacakları planlamaya başladılar. Fatma bulutların üzerinde uçarken...

Murat dediği gibi ertesi gün öğleden sonra gelerek evi şöyle bir gezdi ve:

"Anacığım, ev bu haliyle size uygun görünmüyor, yarından itibaren ustalar yollayarak izin verirsen bazı işler yaptıracağım. Sen sadece onları seyret hiçbir şeye karışma." dedi.

"Sen nasıl istersen oğlum," dedi kadın alçak sesle. Murat'ın ona anne demesinden hoşlanmıştı.

Daha sonra çay koymak ve yiyecek bir şeyler hazırlamak bahanesi ile mutfağa gitti. Fatma ve Murat salonda baş başa kalmışlardı. Ellerini birleştirmiş bir şekilde oturan Fatma heyecandan nereye bakacağını şaşırmış bir zemine, bir pencereye sonra da bakmazsa ayıp olmasın diye Murat'a bakıyordu. Kızın bu heyecanı yanaklarının pembeleşmesine sebep olmuş, bu görüntü de onu daha sevimli ve seksi yapmıştı. Murat ona bakmaktan mutluluk duyuyordu.

Gülümseyerek:

"Artık biz nişanlıyız, benimle nişanlandığın için mutlu musun?" diye sordu.

Fatma heyecandan olacak kısık bir sesle:

"Evet, çok mutluyum."

"Bende mutluyum Fatma, seninle çok güzel bir yaşamımız olacak."

Bir müddet sessizce oturduktan sonra annesi çay, bazlama ve peynirlerle geldi. Onu gören Fatma, derhal kalkarak tepsiyi annesinin elinden aldı. Murat'ın bardağını ve tabağını bir sehpaya koydu, sonra da sehpayı Murat'ın oturduğu koltuğun önüne dikkatlice bıraktı. Daha sonra aynı şeyi annesi için yaptı ve sehpayı kadının oturduğu diğer koltuğun önüne bıraktıktan sonra son çayı kendisine aldı. Murat, Fatma'nın tabağının olmadığını görünce tabağını alarak sedire; Fatma'nın yanına oturdu.

Gülümseyerek:

"Biri yer biri bakar olmaz, hem benim sensiz boğazımdan geçmez" diyerek bir parça bazlamanın arasına peyniri koyup Fatma'ya uzattı. Murat'ın uzattığı lokmayı nazik bir şekilde ağzına alan Fatma gayri ihtiyari annesine baktı, ana kız göz göze geldiklerinde ikisi de Fatma'yı mutlu bir yaşamın beklediğini düşünüyorlardı.

54

Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin