Mutlu yaşam- Bölüm 19

463 22 3
                                    

Fatma -Bölüm 19


Mahcup bir şekilde:

"Ben nereden bileceğim Murat'ım, geçtiğimiz günlerde bir filmde adam sevgilisine sabahları sevişmekten daha çok zevk aldığını zira vücudun ve zihnin dinlenmiş olduğunu söylemişti, ben de senin de hoşuna gider diye düşündüm, adam haklıymış sende hoşlandın. Yoksa beni azgın biri olarak görme sakın" dedi.

Murat karısının pürüzsüz bedenini okşarken:

"Bana karşı azgın olman ayıp bir şey değil ki güvercinim, canın ne isterse söyleyebilirsin, ben senin kocanım." dedi.

Fatma sevgiyle Murat'ını öptü.

Geçen bir kaç aydan sonra el kremlerinin yardımı ile Fatma'nın elleri nasırlardan kurtulmuş, zarif bir hâl almıştı. Artık işlerle daha fazla meşgul olabilirdi. İlk işi şimdiye kadar Kâhya'nın karısını sadece yağ, su koymasına izin verdiği yemekleri baştan sona kendisi yaparak Murat'ının yemeklerini yapmak olacaktı. Annesi ona yemek yapmayı öğretmişti ama Murat'ın yediği bazı değişik yemekleri de yapmayı öğrenmek istiyordu. Murat'ı yolcu ettikten sonra, Kâhya'nın karısını çağırarak, onu mutfaktaki iskemlelerden birine oturttu, bir iskemleyi karşısına çekerek kendisi de ona oturdu ve:

"Şükran teyze, ellerine sağlık çok güzel yemekler yapıyorsun bizim yöreye ait olanların bir çoğunu bende biliyorum, ama benim daha önce hiç bilmediğim ve Murat'ın çok sevdiği birkaç yemek var onları nasıl pişireceğimi bana öğretir misin?"

"Tabii, kızım sen söyle hemen tarif edeyim."

"Mesela favayı çok sevdiğini biliyorum, ayrıca Hünkârbeğendi, Karnıyarık gibi bunların nasıl yapıldı- ğını bana öğretir misin? Ona sürpriz yapmak istiyorum."

"Tabii öğretirim. Murat Bey bamya ve İmambayıldı ile Zeytinyağlı Barbunya'yı da çok sever ama onları bi- zim buralarda bulmak çok zor. Murat Bey'im İstanbul'a gittiğinde bamya getirir, domatesli pilavla yapmamı isterdi. Onu çok sever. Bamyayı ya İstanbul'dan getirtmek lazım ya da şehirdeki büyük bakkallara var mı diye sor- mak lazım." dedi yaşlı kadın.

Fatma'nın kafasında şimşekler çaktı. Olmayan bir şeyi yaparsa Murat'ı çok beğenirdi. O gün Kâhya'nın karısından fava ve hünkârbeğendi tariflerini alarak iyice kafasına yazdı. Sonra da büyük bir istekle fava ve Hünkârbeğendi yapmak için mutfak tezgâhının başına geçti.

Akşam olup Murat gelince, kapıda yine aynı karşılama ritüeli tekrarlandı, kocasını seksi elbisesi ile kar- şılayıp, salona geçtikten sonra üçlü koltuğa oturup birbirlerine o gün olanlardan bahsederlerken tek vücut olmuşlardı. Ama Fatma yerinde duramıyordu, onun bu heyecanını fark eden Murat:

"Sende bugün bir şey var tatlım, nedir bu halin?" diye sordu.

Fatma sakin olmaya çalışarak:

"Yok bir şeyim, sofrayı hazırlayayım mı Murat'ım?" dedi.

"Ben daha seni yemedim ki!" dedi gülümseyerek Murat, onu öpücüklere boğduktan sonra devam etti:

"Bu acelen ne tatlım?"

"Bugün yemekleri ben yaptım, bakalım beğenecek misin?"

"Oooo! Bu telaş onun için demek ki. İyi hadi kur sofrayı da bizim minik güvercin neler yapmış görelim." dedi Murat.

Fatma rüzgâr gibi masayı kurdu ve menüde fava olduğu için Murat'ın istemesini beklemeden sofraya rakı da getirdi.

Murat ihtiyatlı bir şekilde başladığı yemeği keyifle sürdürdü ve:

"Gerçekten çok güzel yapmışsın benim minik güvercinim, ellerine sağlık."

"Afiyet olsun kocacığım, ben sana daha neler yapacağım."

"Bunlar benim en sevdiğim yemekler, ellerine sağlık." dedikten sonra kalkarak lavaboya gitti. Sonra da televizyon seyretmek üzere tekrar salona döndü. Sofrayı toplayıp yanına gelen karısına sarılarak televizyon sey- retmeye başladı.

Sonra ki günlerde Fatma kocasına:

"Murat'ım annemi özledim, bize gelebilir mi acaba?"

"O nasıl söz Fatma! Burası senin evin olduğuna göre annenin buraya gelmesi kadar doğal bir şey olabilir mi? Ancak babanın eve gelmesini ve bunu alışkanlık haline getirmesini istemem"

"Tamam! Ben onu ayarlarım, annemi getirdiğimde babama ev işi olduğunu söylerim. Zaten bende babamı burada görmek istemem, bir çöreklenirse bir daha ayrılmaz onun için hiç alıştırmamak en iyisi, sonra da belki şehre gider anneme bir şeyler alırım."

"Anneni görmek istediğin zaman sen bana telefon et, ben arabayı yollarım."

"Tamam kocacığım, sağol."

İki gün sonra Fatma Murat'a o gün annesini alarak şehre gideceğini söyleyince, ona para bırakan Muratarabayı erkenden yolladı. Sabah annesine telefon ettiği için Fatma köye gittiğinde annesi hazır, onu bekliyordu. Leyla çalışmak için tarlaya gittiğinden ona uğramadan doğrudan şehre gittiler. Annesine ve kardeşine giyecek bir şeyler aldıktan sonra şehrin en büyük bakkalına giderek bamya sordu.

Annesi şaşırmıştı:

"Bu bamya nereden çıktı kızım? Bizim evde hiç pişmedi ki?" 


72


Yazarın notu: 16Mayıs'ta Fatma'yı imzalamak üzere İzmit Kitap Fuarında; Parola Yayınlarının Salon B, B42 standında saat13-16 arasında olacağım. Umarım görüşürüz. Sevgiler.

Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin