Fatma-Bölüm42
Fatma, otobüsten indiğinde karşısında annesi, kardeşi, Leyla ve kocasını buldu. Şehirden köye minibüsle gelmesin diye, kocasının arabası ile sevgili arkadaşını karşılamaya gelmişti Leyla. Bu jesti Fatma'nın çok hoşuna gitti. Uzun uzun hasret giderdikten sonra askerliğini yapıp gelmiş olan Hasan öne; üç bayan arkaya oturarak köye doğru yola çıktılar. Yolda bir yandan annesi ve Leyla ile konuşan haberleri alan, sık sık annesine sarılıp öpen, bu arada da etrafı kolaçan eden Fatma il ve kasabada büyük değişikliklere şahit oldu, her yer yeni ve sıvasız binalarla dolmuştu. Yollar genişlemiş, bazı yollar gidiş- geliş olmuştu. Kasabadan çıkıp köye doğru yol alırken, çiftliğe giden yolu gördüğünde içini hüzün kapladı, ama yeni bir hayata başlamaya söz vermişti bu nedenle bakışlarını yola çevirip annesi ile konuşmaya devam etti. Köye geldiğinde değişen pek bir şey göre- medi. Sadece köyün girişine sıvasız birkaç ev ve büyük bir demirci dükkânı yapılmıştı.
Köyü gördüğünde içini derin bir hüzün kapladı yeniden. Ne yapacaktı bu köyde? İkinci bir evlilik olmadannefret ettiği babasından kurtulamazdı. İkinci evlilik ya pacağı kişi ya kendisinden çok çok yaşlı, ya da dul kalmış çocuklu biri olacaktı. Artık eski genç ve bakir Fatma olmadığını kendisi de biliyordu. Katil bir duldu. Katil! On yıldır bu etiketi bir türlü kendine yakıştıramamıştı, ama toplum için öyleydi.
Ya iş bulamazsa ne olacaktı? Zaten yokluk içinde ya- şayan ailesine bir de kendisi yük olacaktı ve kendisinden nefret ettiğini bildiği babasına katlanmak zorunda kalacaktı ama nasıl?Hapishaneden aldığı halıcı sertifikası işine yarayacak mıydı? İki gün dinlendikten sonra kasabada, ilde hatta başka şehirlerde bile iş aramaya kararlıydı. Belki bir düzen kurar, sevgili annesini ve kardeşini yanına alırdı. Bu düşünceler içinde evin önüne geldiklerini bile fark etmedi. Evde, en ufak bir değişiklik yoktu. Tek değişiklik; asma büyümüş etrafı kaplamıştı, taş bahçe duvarı, kapı, dam, bahçe kapısı, evin kapısı velhasıl her şey bıraktığı gibiydi. Bu durağanlığa çok şaşırdı, koskoca şehirler değişmişti ama evleri on yıl boyunca aynı kalmıştı. İçgüdüsel olarak da evdeyken çektiklerinin de değişmeyeceğini düşündü. Başa dönmüştü Fatma. On altı yaşındayken tarlada çalışıp eve geldiğinde evden kurtulmanın yollarını ve çarelerini aradığı günlere dönmüştü; ama yaklaşık otuz yaşında ve katil etiketiyle, işi çok zordu Fatma'nın...
Leyla ve eşi onları bırakıp akşam evlerine beklediklerini söyleyerek ayrıldılar. Fatma, ikisine de teşekkür etti. Üçü eve girdiğinde, tekrar birbirlerine sarılarak hasret giderdiler. Birkaç dakika sonra kapı çalınıp, bayan konuklar "Geçmiş olsun," ziyaretine geldiler. Bunu üzerine Hasan, ablasından izin alarak çıktı. Gelenlerin bazıları yiyecek bir şeyler getirmişti. Bu ziyaretçilerin azlığı garibine gitti ve aklına düğünündeki kalabalık geldi. Kendini yalnız hissetti. Misafirler gidince, hapishane arkadaşlarının verdiği paranın büyük bir bölümünü annesine verip kendisine şehre ya da kasabaya gitmesi için bir kısmını ayırdı. Akşama doğru Leyla'ların babasının kendi evinin üzerine çıktığı ikinci kattaki evlerine gittiler. Leyla'ya çıkmadan önce anne ve babasının elini öpüp uzun uzun sohbet ettiler. Çevredeki köylülerden birkaçının "Geçmiş olsun" demesi ve genel de büyük bir kısmının mesafeli davranışı Fatma'nın dikkatinden kaçmadı.
Leyla, Fatma'nın babasının tavrını bildiği için onu yemeğe çağırmamıştı. Leyla evini çok güzel düzenlemişti. Geniş mutfağına birçok erzak, mutfak tezgâhının altı- na özenle yerleştirilmişti. Salonda bordo renkli ve çiçek desenli oturma takımının üzeri kalın bir örtü serilmişti. Üçlü koltuğun karşısında üzerinde dantel bir örtünün olduğu oldukça büyük bir televizyon, içinde video oy- natıcısını olduğu bir televizyon sehpasının üzerinde yerini almıştı. Fatma'nın aklına doğal olarak kendi evinde ki düzen geldi; Murat'la üçlü koltuğa serilip, sarmaş dolaş televizyon ya da video seyrettikleri düzen. Salonun diğer tarafında uzun bir masa, etrafında sekiz sandalye ile üzeri tabak ve içeceklerle misafirlerini bekliyordu.
Biraz sonra kocası, onun hemen ardından da Hasan geldiler. Yemekte sürekli Fatma'ya iş gündemdeydi. Di ğerleri konuyu biraz saptırsalar, Fatma hemen iş konusu- na dönüyordu. Eniştesine, halı işinde çalışabileceğini ve asıl hedefinin bu olduğunu ancak bu arada tekrar pancar ya da ayçiçeği tarlarında çalışabileceğini daha doğrusu çalışması gerektiğini heyecanla anlatıyordu. Kızının bu telaşlı ve panik halini gören annesi onu sakinleştirici birşeyler söylese de pek yararı olmadı. Fatma, kimseye yük olmak istemiyordu. Hayatı eskisi gibi olsun istemiyor- du, bunun içinde tek kurtuluşun çalışıp para kazanmak olduğunu biliyordu. Ama nasıl? Elindeki tek bilezik, ha pishanede öğrendiği halıcılıktı ve katil etiketi taşıyordu.
Başlarda neşe içinde başlayan yemek, Fatma'nın endişelerinin açığa çıkması ile sonradan hüzünlü bir aldı. Leyla'nın eşi Fatma'ya fabrikada veya tarlalarda iş bu- labilmek için elinden geleceğini söyleyince Fatma biraz rahatladı. Gece biraz ilerleyince kalktılar ve eve gittiler. Babası onlardan önce gelmiş, televizyon seyrediyordu. Fatma, içeri gidince babasının yanına gidip, elini öpmek isteyince, adam ona bakmadan yana dönerek elini vermedi. Tüm aile birbirine bakarak diğer odaya geçtiler. Hasan daha sonra babasının yanına giderek onunla hiçbir şey konuşmadan televizyon seyretmeyi tercih etti. Ertesi sabah kahvaltıya oturmak için sofraya yöneldi ğinde babası;
"Sen bu evde benimle asla aynı sofraya oturmaya caksın. Herkes yemeğini yedikten sonra kalanları yi- yeceksin. Anana ve kardeşine dua et! Yoksa bu evde oturamazsın. Benim evimde katillere yer yok!" diyerek bağırdı. Adam, Murat'ı öldürerek, hayatı boyunca rahat edeceği ortamı yok eden kızını asla affetmiyordu. Kızının çektikleri umurunda değildi. Katil lafına çok üzülen Fatma ağlamaya başlayınca, annesi kızının yanına gidip, onu teselli ederken kocasına dönüp:
"Unutma ki bu evde onun sayesinde oturuyoruz. Bu ev onun evidir ve bu evden o giderse ben de oğlum da burada kalmayız" diyerek bağırdı. Hasan da annesini destekleme adına kahvaltı etmeden çıktı.
156
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatı Iskalayanlar-1 FATMA
AcciónHAYATI ISKALAYANLAR Bu öyküdeki olayların hepsi yaşanmıştır. Kahraman- larının isimleri değiştirilmiş; Doğdukları şehir ve köy isimleri bilerek belirtilmemiş ve hikayelerine kurgu ka- tılmıştır. Hikâye kahramanlarının şu anda nerede ve...