Allahın izni, Peygamberin kavli ile... Bölüm-13

262 24 1
                                    

Fatma-bölüm 13

Ertesi gün kalktıktan sonra babası ve Hasan evden çıkmadığından kahvaltıyı hazırlayan annesine:

"Günaydın" dedikten sonra ona yardım ederek sof-rayı kurdular, babası kahvaltıyı acele bir şekilde bitirdikten sonra neşe içinde kahveye doğru yola çıktı. Hasan ise hâlâ kahvaltıyla oynuyordu adeta. Bunun üzerine Fatma annesini bahçeye davet etti, kızının ona önemli bir şey söyleyeceğini hisseden kadın kahvaltıyı bırakarak, kızının ardından bahçeye çıktı.

Kümesin yanına geldiklerinde Fatma heyecanla:

"Anacığım, bu teklif benim için büyük bir şans, ben Murat Bey'in teklifini kabul etmeyi istiyorum ama senin fikrin de benim için çok önemli, ne diyorsun?"

"Benim dünya güzeli kızım, bu her zaman başa gelecek kısmet değil, benim babana öyle söylediğime bakma, teklifi hemen kabul et, bak ben ne haldeyim hiç olmazsa sen sultan gibi yaşa. Rabbim dualarımı duymuş olmalı, senin hep böyle bir izdivaç yapman için ona hayatım boyunca dua ettim." diyerek bu evliliğe onay verdi. Fatma duymak istediklerini duymuştu. Çok mutlu bir şekilde kahvaltı etmek üzere eve yönelirken, annesini öpücük bombardımanına tuttu.

Kahvaltıdan sonra da hızla Leylaların evine gitti, kapıyı açan Leyla arkadaşını karşısında görünce Fatma'nın ilk kez bu kadar erken gelişinden değişik bir şeyler olduğunu anlamıştı, merakla sordu:

"Hoş geldin Fatma, hayırdır? İyi haberler var galiba." dedi gülümseyerek.

Fatma, Leyla'nın annesinin de orada olmasını ister bir tavırdaydı.

Kadın içeriye girip, Fatma'ya 'hoş geldin kızım' deyince.Fatma heyecanla:

"Size çok önemli bir haberim var, Leyla benim en iyi arkadaşım olduğu için ilk olarak sizin bilmenizi istedim."

"Hadi söyle kız! Merak içinde kaldım şimdiden" diye sözünü kesti Leyla. Annesi de meraklanmış; Fatma'nın söyleyeceklerini bekliyordu.

"Murat Bey babama benimle evlenmek istediğini söylemiş, babam da bir düşünelim birkaç gün geçsin cevabımızı veririz demiş. Ama ben de olumlu bakıyorum bu işe." dedi.

"Ne! Ben sana demiştim adam tüm aileyi tarla satışı için çağırmaz diye. Bak işte haklı çıktım. Bence çok güzel bir haber bu Fatma, Allah mutlu etsin kardeşim." diyerek kalkıp samimi bir şekilde arkadaşını kucaklayarak öptü. Annesi de çok memnun olmuştu, o da kalkarak Fatma'yı kutlayıp, öptü.

Haber köyde büyük yankı uyandırdı, kimi olumlu karşıladı, kimi olumsuz.

Ama İsa bu işe çok kızdı:

"Bana yaşlı diyen şıllık benle aynı yaşta olan birinin koynuna girecek" diyerek, uluorta konuşuyordu.

Bir hafta sonra Murat'ın Mercedes'i Leyla ve annesinin üç gündür birlikte pırıl pırıl yaptıkları ve Leylaların evlerinden getirdikleri iki adet koltuk ile daha havalı göstermeye çalıştıkları evin önünde durdu. Arabadan köylülerin meraklı bakışları arasında Murat, kâhyası ve onun karısı gayet şık bir şekilde çıktılar. Ellerindeki paketle eve yöneldiler. Murat, Fatma'yı resmen istemeye gelmişti ve ailesini bir kazada kaybettiği için bu işi kâhyası ve kâhyanın karısı ile yapıyordu. Üçlü, eve onlarıkapıda karşılayan baba ve annenin nazik yol göstermesi ile ayakkabılarını çıkartıp, önlerine konan terliklerle girdiler. Murat ve kâhya koltuklara, diğerleri ise tahta sedire oturdular. Kısa bir sohbetten sonra sıra ikrama geldi, doğal olarak kahve siparişi verildi ve Fatma, günlerdir annesinden aldığı derslerle ilerlettiği kahve yapma işini en iyi şekilde icra ederek bu işten alnının akıyla çıktı. Kahvesini bitiren Murat fincanı Fatma'nın elindeki tepsiye koyarken, gözlerini genç kızın gözlerine kilitleyerek:

"Kahve gerçekten çok güzel olmuş ellerine sağlık Fatma" dedi.

Fatma sakin görünmeye ve heyecandan elindeki tepsiyi düşürmemeye çalışarak:

"Afiyet olsun Beyim, istediğiniz zaman yaparım" dedi. Sonra da bu konuşmanın iyi bir konuşma olmadığını düşünerek içine sıkıntı girdi.

Kısa bir sessizliği yakalayan kâhya devreye girdi:

"Efendim, Murat Bey sevgili kızınız Fatma'yı görmüş, beğenmiş ve onun kendisine uygun bir eş olacağına ikna olmuş. Bu nedenle Murat Bey oğlumuza kızınız Fatma'yı istemeye geldik. Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile oğlumuz Murat Bey'e, kızınız Fatma'yı istiyoruz" diyerek, geleneklere uygun olarak Fatma'yı Murat'a istedi.

Odada çıt çıkmıyordu, Fatma'nın kalbi heyecan ve mutlulukla hızla atıyordu. Hızlı atan kalbinin sesinin duyulacağından korktu bir an. Hayatının sonuna kadar mutlu olacağı evliliğin resmiyet kazanmasına çok az bir süre kalmıştı. Babasının nutuk atacağını düşündü. Zira böyle fırsatları kaçırmazdı nutuk atmak için.

Ancak yanıldı, babası bu kez hiç hava atmadan:

"Biz de Murat Bey oğlumuzu beğenir, takdir ederiz. Onun için kızım Fatma'yı, Murat Bey'e verdim gitti." diyerek, evliliğe onay verdi. Sonra herkes ayağa kalkarak birbirini tebrik etti.

Murat:

" Eğer uygun görürseniz, ben bugün yüzük takarak beraberliğimizin resmiyet kazanmasının iyi olacağını düşünüyorum, daha sonra da imam nikâhı kıyarız, zira Fatma'nın yaşı resmi nikâh için tutmuyor, tuttuğunda da hemen resmi nikâh yaparız. On beş gün kadar sonra da düğün yapar evleniriz. Ne dersiniz?" dedi.

Babası:

"Düğün şanımıza layık olmalı, değil mi Murat Bey Oğlum?" .

Murat, tebessümle Fatma'ya bakarak:

"Merak etmeyin, düğünümüz bütün köy halkının davetli olduğu köy meydanında adımıza layık bir şekilde olacak. Benim için Fatma, her şeyin iyisine layıktır." dedi.

51

Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin