Kabusun başlangıcı-Bölüm 21

322 19 3
                                    

Fatma-Bölüm 21


Murat yumuşak bir ses tonu ile: "Çiğdem ben bütün planlarımın içine seni de koydum, sen orada ev kadını gibi oturmayacaksın. Orada beraber birçok projeyi hayata geçireceğiz, belki de burdaki işinden bile daha yoğun bir tempoda olacaksın. Gel hemen karar verme. Bir hafta düşün." dedi.


Ama Çiğdem kararlıydı:


"Murat hem şimdiki işimden memnunum, hem de İstanbul'un hareketli hayatına alışmış biriyim, o nedenle senin köyünde hayat ne kadar hareketli ve üretici olursa osun; benim ilgimi çekmiyor. Ben burada kalıyorum." dedi.


Murat kızgın bir şekilde:


"Yani sana yaptığım evlilik teklifini ret ediyorsun?"


"Buna beni zorlayan sensin Murat, burada normal şartlarda evleneceğim tek kişi sensin. Bu kadar okuduktan sonra, bilmediğim bir ortama gelmemi isteme benden lütfen."


"Bunun anlamı ayrıldık demektir. Ben şimdi çıkıyorum, bir ay sonra geleceğim ve evi kiraya vereceğim." dedi Murat.


"Bir aya gerek yok Murat, ben üç gün içinde evi terk ederim, merak etme."


Murat bu ayrılığa çok üzüldü ve kırıldı. Hiç olmazsa daha yumuşak bir tepki bekliyordu. Ama Çiğdem kesin ve net bir şekilde teklifini düşünmeden reddetmişti. Bu kırgınlık, onun memlekete gitme isteğini daha da arttırdı. Çiğdem'in söylediği gibi üç gün içinde boşalttığı Suadiye'deki daireyi kiraya verip, geri dönmemek üze- re memleketine taşındı. Babasının kâhyasını yine kâhya olarak yanında tuttu, onlara çiftliğin arkasında bir müş- temilat yaparak, evinin ve çiftliğin işlerinin daha efektif bir şekilde yürümesini sağladı. Fabrika müdür ve mühendisleri ile iyi ilişkiler kurdu. İşçileri ezmedi, ancak onlara prensipli ve disiplinli bir ortam yaratarak hem sevilen, hem korkulan bir patron oldu. Randımanlı kullanılmayan tarlaları, sahiplerinden kiralayarak yatırımyapmadan ürün kaldırdı. Birkaç yılda varlığını oldukça büyüttü. Tabii bunda havaların elverişli gitmesinin de büyük payı vardı.

Geçen yaklaşık on yılda Murat çevrede büyük saygı ve itibar gördü. Ama kalbi Çiğdem'den dolayı hâlâ kırıktı. Kadınlarla ilişkisi okul arkadaşları ile her yıl yaptıkları toplantılar için İstanbul'a gittiğinde ya da kazalarının bağlı olduğu şehre gittiğinde yaptığı çapkınlıktan ibaretti. Okumuş, kariyer sahibi kadınların kendisine pek yar olamayacağını düşünüyor, bu nedenle tahsilsiz ama eğitebileceği birini eş olarak alarak, onu istediği gibi yetiştirmek istiyordu.


Tarlada gördüğü Fatma'yı istediği özelliklere uygun gördüğü ve düşündüğünden daha güzel olduğu için kendine eş olarak almak istemesinin nedeni buydu. Kendisi için fazla önemi olmayan maddi yardım ve hediyelerin, Fatma ve ailesi için çok önemli olması evlilik işinin hiçbir zorlukla karşılaşmadan, kolaylıkla gerçekleşmesini sağlamıştı. Yani işin aslı Murat'ın yaptığı jestler Fatma'nın sandığı gibi ona fazla önem vermesinden değil, Murat'ın kendisine güven duyulmasını ve buna bağlı olarak, itaat edilmesini istemesindendi. Bunda da başarılı olmuştu. Eve yaptığı su tesisatı, şofben, televizyon ile annesinin; top ve spor giysileri ile Hasan'ın; aydan aya verdiği parayla da babasının kalbini kazanmış, onları kendine saygı duyan insanlar haline getirmişti. Aynı şekilde Murat evde de yemekte karısına bir kadeh şarap içirip, hafif rahatlamasını sağlayarak kızın arzularının açığa çıkartıyor bu sayede kızın yetiştiği ortamdaki tabuları etkisiz hale getirerek, sorunsuz ve sınırsız bir seks yaşamı için onu istediği gibi eğitiyordu. Bunda da oldukça başarılıydı, zira çiftin seks yaşamı mükemmeldi. Konuşmaları sırasında Fatma'nın hoşlandığı şeyleri öğrenip, birkaç gün sonra bunları içinden gelmiş gibi yaparak, karısının kalbini çalıyordu. Özetle Murat her şeyin istediği gibi gitmesini çok iyi beceriyordu. Fatma'ya âşık olmamasına ya da sevmemesine karşın kendisine âşık, her istediğini yapmaya hazır, çok güzel bir karısı vardı. Fatma, yoğrulmamış bir hamurdu ve Murat ona istediği şekli verebiliyordu.


Böylece evlilikleri yaklaşık iki yıla yaklaştı sorunsuz olarak. Murat Fatma'nın çocuk isteğine hep erken olduğunu söyleyerek karşı çıktı.

Bir akşam yemekte Murat:


"Bu yıl arkadaşlarla yapacağımız yemek için İstanbul'a seni de götüreceğim, ister misin Fatmacığım?"


"Çok isterim Murat'ım ama arkadaşlarının yanında seni mahcup etmeyeyim?"


"Artık böyle düşünmekten vazgeç, zira bu kadar zamanda benim bile beklemediğim şekilde gelişme göstererek, toplum içinde beni en iyi şekilde temsil edecek hale geldin, orada fazla konuşmazsan fazla hata yapmazsın. Rahat ol! Sen gelmek istiyor musun? Onu söyle güzelim." diye tekrar sorduğunda Fatma, sevinç içinde:


"Tabii, gelmek isterim Murat'ım. Senin arkadaşlarını, yaşadığın yerleri görmek isterim elbette. Hem daha önce İstanbul'a hiç gitmemiştim." dedi.


"İyi o zaman, iki gün içinde benim arabayla gideriz, ona göre hazırlan."


"Tamam, Murat'ım hemen hazırlığa başlayacağım."


Murat zaten böyle bir cevap alacağını biliyordu ve onu götürmeye karar vermişti. Fatma'nın isteğini yerine getirmiş gibi görünerek, her yıl okul arkadaşları ile yap- tığı toplantıya bir anlam katmış, karısının isteğini yerine getirmiş kocayı oynuyordu. 


Fatma derhal telefonla haberi annesi ile paylaştı:


"Anacığım, biliyor musun ne oldu?"


"Ne oldu kızım, hayırlıdır inşallah"


"Murat'ım beni tatil için İstanbul'a götürüyor"


"Çok memnun oldum benim dünya güzeli kızım, ne zaman gideceksiniz?"


"İki güne kadar, gelsen de beraber hazırlık yapsak anacığım, ben seni aldırayım mı?"


"Tamam, kızım babanın yemeğinin hazırlayayım laf etmesin, sonra sana telefon ederim arabayı yollarsın"


"Tamam, benim canım anacığım"


Annesi telefon edince arabayı yollayarak annesini aldırdı. İki gün sonra yapacakları yolculuk için hazırlıklar yaptılar. Daha sonra ki gün gelen Leyla ve annesi ile giyeceği kıyafetleri tespit ettiler, sonra bunlar Murat'ın onayına sunuldu. Birkaçı Murat tarafından elendikten sonra gidilecek gün valize yerleştirilmek üzere ayrıldı. Baş uçundaki komodinde bulunan ruhsatlı tabancası Murat'ın isteği ile çıkartılıp, arabanın torpido gözüne kondu. Murat'ın istediği kıyafetler de ayrıldı.Bir gün evvel yapılan yufkalara, peynir, salam, konarak; ufak dürümler yapıldı. Buzluğa domates, salatalık ve meyveler kondu. Akşam kâhyanın karısının hazırladığı bazlamalar önce bezlere, sonra da naylon torbaya konarak ısı kaybı en aza indirgendi. İki termosa sıcak ve soğuk sular kondu ve sabah erkenden yola çıktılar. Murat, bu hazırlıkları fazla bulup yolda bir lokantada yemek yiyebileceklerini söyledi ama bilmediği şey; bütün bu hazırlıklar Fatma'nın hayatı boyunca gerçekleştirmek istediği rüyasıydı ve gerçekleşiyordu. Kocası ile seyahate çıkıp,yolda arabayı kullanan kocasına, kendi elleri ile hazırladığı yiyecekleri sunmak, bu genç kadının en büyük takıntısıydı.  


80

Hayatı Iskalayanlar-1 FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin